"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesi ile davalılar vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 836 ada 12 (ifrazen 23) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yargılama sonucunda tespit edilecek bedele kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın paydaşlarından ... ölmüş olup, mirasçıları ..., ... ve ...'ın da vekili olduklarına ilişkin vekâletnamelerin dosyaya sunulduğunu, gerekçeli karar başlığında ...'ın isminin yazılmadığını, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, taşınmazın konumu, arsa olarak kabulü için yeterli olan özellikleri dikkate alındığında objektif değer artış oranının en az %500 olması gerekirken hükme esas alınan raporda çok düşük bir oran belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımların da kamulaştırılmasının talep edilmemesine karşın 708,09 m²lik arta kalan kısım için tam bedel hesaplandığını, diğer arta kalan kısmın ise hiç incelenmediğini, öncelikle arta kalan 708,09 m²lik kısmın mülkiyetinin davalılarda kalmasını, değer düşüklüğünün %50'sine karar verilmesini, kamulaştırmadan arta kalan 8185,74 m²lik kısmının kot farkından dolayı yoldan yararlanma olanağı kalmadığını, bu durumun da yüksek oranda değer düşüklüğü yaratacağını, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalden aynı kamulaştırma kararı kapsamında Dairemize ve Yargıtaya intikal eden dosyalar dikkate alınarak dava konusu taşınmazın arsa olarak kabulü ile dosya içinde bulunan ve emsal kıyaslaması yöntemi ile taşınmaza 383,00 TL/m² bedel belirleyen 25.08.2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğinden kamulaştırmaya konu 836 ada 23 parsel sayılı taşınmazın zemin bedelinin 2.202.602,62 TL olarak hesaplandığı, kamulaştırmadan arta kalan 24 parsel yönünden %50, 22 parsel yönünden ise %5 değer düşüklüğü takdir edilerek yapılan hesaplama sonucu kamulaştırma bedelinin 2.400,930,50 TL olduğu sonucuna varılıp eksik kamulaştırma bedeli için verilen depo kararı yerine getirildiğinden; davanın belirlenen bedel üzerinden kabulü ile kamulaştırma davalarında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için emsal karşılaştırması sonucunda belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini karşılamadığını, emsal olarak incelenen taşınmaz da aynı mahallede, çevre yapılaşması ve vergi değerleri dava konusu taşınmazla aynı olduğundan dava konusu taşınmazın emsal taşınmazla en az eşdeğer sayılması gerekirken emsalden %25 düşük değerde olduğunun kabulünün isabetli olmadığını, çevrede yapılmış imar düzenlemesi var ise dava konusu taşınmaza uygulanacak düzenleme ortaklık payı indiriminin çevrede bulunan taşınmazlar için fiilen uygulanmış olan oran kadar olması gerektiğini, nitekim dava konusu taşınmazla aynı mahallede ve yakın konumda bulunan emsal alınan taşınmazdan %19,32629 düzenleme ortaklık payı indirildiği hâlde kanunda belirlenen azami oranda uygulama yapılması doğru olmadığını, arta kalan 8.185,74 m²lik kısmın yapılacak olan yola 6,85 metrelik dolgu yüksekliğinden dolayı ulaşılması olanaksız hâle geleceği de dikkate alındığında değer kaybının raporda belirlenen %10'dan çok daha yüksek oranda kabul edilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince bu oranın %5'e düşürülmesinin isabetli olmadığını, taşınmazın zemini üzerinde portakal ağaçlarının bulunduğunun, kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edildiğini, değerlerinin bilirkişi kurulları tarafından belirlendiğini ve İlk Derece Mahkemesince de bedellerine hükmedildiği hâlde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından resen yapılan hesaplamada yalnızca zemin bedelinin dikkate alınması ve ağaç değerlerinin hesaba katılmamasının doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3 No.lu bendinde 04.01.2019 tarihli raporunun karar eki sayılmasına karar verildiği hâlde hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun 25.08.2016 tarihli rapor olup bu maddi hatanın da düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 16100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmaza yakın konumda bulanan ve Dairemize intikal eden, 753 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için 19.08.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 495 TL/m²; 758 ada 6 parsel sayılı taşınmaz için 19.08.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 496,98 TL/m²; 767 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için 19.08.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 386,54 TL/m² ve Akkapı Mahallesi 696 ada 14 parsel sayılı taşınmaza 13.05.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 408,82 TL/m² değer biçildiği ve bu kararların Dairemiz denetiminden geçerek onandığı dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz için 26.04.2016 değerlendirme tarihi itibarıyla 383,05 TL/m² değer biçen rapor inandırıcı olmadığı gibi, emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen 2016 yılı emlak vergisine esas olan m² değeri ile dava konusu taşınmazın ise bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı kesintisi oranının ilgili Belediye Başkanlığından istenip bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5. Davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporundan ve keşif sırasındaki mahkeme gözleminden dava konusu taşınmazın kapama portakal bahçesi olduğu anlaşılmaktadır. Arsa niteliğinde olan dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları ve miktarlarına göre kapama portakal bahçesi olduğu, meyve ağaçlarının yaşlarına göre tespit edilecek verim miktarları ile değerlendirme tarihi olan 2016 yılı kilogram satış fiyatları ve üretim masraflarına göre tespit edilecek net meyve geliri esas alınarak, kapitalizasyon faiz oranı da uygulanmak suretiyle belirlenecek bahçe değerinden; taşınmazın zeminine, o yörede ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği hâlde, ağaç bedelleri hesaplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınmasına,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.