Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9764 E. 2023/5552 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle davacının uğradığı zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, davacının zararının olup olmadığı ve tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tapu kaydının iptaline konu taşınmazın mülkiyetini edinmesine dayanak gösterdiği işlemin, dava konusu taşınmazı kapsamadığı ve davacı adına yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu, bu nedenle davacının tapu kaydının iptaliyle bir zararının doğmadığı gözetilerek, mahkemenin davayı reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacı vekili Avukat ... ile davalı ... vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyünde bulunan 1734 parsel sayılı taşınmazın 15.09.2009 tarihinde müvekkili tarafından satın alındığını, taşınmazın önceki sahibi ...tarafından 31.05.2010 tarihinde Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/300 Esas sayılı dosyası ile açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucu müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile ...adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, tapu sicilinin yolsuz tutulması sebebiyle taşınmazının davacının elinden çıktığını, bu nedenle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talep etme şartlarının oluşmadığını, davanın husumetten reddine karar verilmesini, talep edilen miktarın yüksek olduğunu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.02.2015 tarihli ve 2013/23 Esas, 2015/93 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; davanın niteliğine göre husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan Tapu Müdürlüğü hasım gösterilerek temsilcide yanılma hâli bulunduğu, Mahkemece temsilde yanılma hâli resen gözetilerek, davanın Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delillerinin toplanması oluşacak sonuca göre karar verilmesi, kabule göre de; Kesin hüküm kabul edilen Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/300 Esas, 2011/396 Karar sayılı dosyasında davacı Mahmut Kurt, imzası taklit edilerek tapu sicilinde adına kayıtlı 1734 parsel sayılı taşınmazın devrinin sağlandığı iddiasıyla davalılar ... ve tapu müdürlüğü aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığı, yargılama sonunda tapu müdürlüğüne yönelik davanın husumet nedeniyle reddedildiği, ...'e yönelik davanın ise kabulüne, 1734 parselin tapu kaydının iptali ile ...adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği; eldeki davanın ise 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine yönelik olduğu, ilk dava ile tarafları, dava sebepleri ve talep sonucunun farklı olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının tazminat davasına kesin hüküm oluşturmayacağı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.12.2016 tarihli ve 2016/41 Esas, 2016/299 Karar sayılı kararı ile davalı ... davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın tapu kütük sayfasına göre davacının malik olmasına dayanak işlem, 15.09.2009 tarihli ve 15937 yevmiye numaralı işlem olup, 15.09.2009 tarihli ve 15937 yevmiye numaralı işlemin resmî senedi incelendiğinde, satıcının dava dışı ..., alıcının dava dışı ...olduğu, resmî senedin konusunun Bilek köyü 281 ve 296 parsel ile ... köyü 1480 ve 1481 parsel olduğu, davacı ...’in bu işlemin tarafı olmadığı gibi dava konusu ... Köyü 1734 parsel sayılı taşınmazın da bu işleme konu olmadığının anlaşıldığı, davacının 1734 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi ile zararının doğmadığı, davacı adına oluşan tapu kaydının, tapunun iptaline ilişkin temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2011 tarihli ve 2010/300 Esas, 2011/396 Karar sayılı dosyası kapsamından da yolsuz tescil olduğu sabit olup, Mahkemece, davacının tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bir zararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; fiilen bulunan ve sahte olarak düzenlendiği iddia edilen 15.09.2009 tarihli ve 15937 sayılı resmî senedin satıcısının ..., alıcısının ...olan, Bilek köyü 281 ve 296 parsel, ... köyü 1480 ve 1481 parsel sayılı taşınmazların devrine ilişkin olduğunu, Tapu Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesinden gelen cevap ile dava konusu taşınmazın müvekkilinin adına tesciline dayanak 15.09.2009 tarihli ve 15937 yevmiye numaralı resmî senedin, gerçekte dava konusu taşınmazında içinde bulunduğu, ... köyü 1480 ve 1481 parsel, Bilek köyü 281 ve 296 parsel sayılı taşınmazların Mahmut Kurt'tan müvekkili ile oğlu ...'e devrine ilişkin olduğunu, gerçek 15.09.2009 tarihli ve 15937 yevmiye numaralı resmî senedin tapu çalışanlarınca ortadan kaldırıldıktan sonra, yine tapu çalışanlarınca fiilen dosyasında bulunan 15.09.2009 tarih ve 15937 yevmiye numaralı resmî senedin sahte olarak düzenlendiğinin ortaya çıktığını, Tapuda gerçekleştirilen tüm işlemler tapu memuru ... tarafından gerçekleştirildiğini, işlemi gerçekleştiren tapu memuru ... hakkında Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/568 esasında kayıtlı ceza davası açılmış olup, hâlen dosyanın derdest olduğunu, ... Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında vermiş olduğu ifadesinde de suçunu kabul ettiğini, her ne kadar uyulan bozma ilâmı doğrultusunda, müvekkilinin adına oluşturulan tescilin yolsuz tescil olduğunu, bu nedenle müvekkilinin bir zararının bulunmadığını belirtilmiş ise de bu hususta yanılgıya düşüldüğünü, taşınmazın müvekkiline devrine ilişkin 15.09.2009 tarihli ve 15937 yevmiye numaralı resmî senet tapu çalışanları tarafından ortadan kaldırılarak, yerine dosya içerisinde bulunan 2010 yılında düzenlenen aynı tarih ve yevmiyeli sahte resmî senet tanzim edildiğini, taşınmazın müvekkil adına olan kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesinden dolayı müvekkilin zararı oluştuğunu, karar tarihi itibarıyla Maliye Hazinesinin vekili bulunmadığını, bu nedenle Maliye Hazinesi lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme karar başlığında Hazine ve ... vekili olarak yer almadıklarını, kararın infazında sıkıntı yaşamamak adına vekil olarak isimlerine yer verilmesini, ayrıca Mahkemece ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.