"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/307 Esas, 2022/211 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı İlyas Yıldırım vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Hatay İl genel Meclisinin 05.01.2011 tarihli ve 6 sayılı 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi alanı olarak görüldüğünü, taşınmazın sanayi alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Hatay il çevre düzeni planında akaryakıt depolama sahası petrol rafineri sahası olarak planlandığını ve planın kesinleştiğini bölgenin hızla sanayileştiğini bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
3. Davalılar ..., ..., ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazın tüm vergilerini ödediğini bunlara ilişkin faturaların dosyaya sunulduğunu, bu nedenle taşınmazın belediye hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazın imar planında enerji sahası içinde yer aldığını, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiğini belirtmiştir.
4. Davalılar ..., ..., ..., ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın imar planında sanayi bölgesi olarak düzenlendiğini, bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
5. Davalılar ..., ..., ..., ..., ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi ve ticari yatırım alanı niteliğinde, devlet ve belediye imkanlarından yararlanan arsa niteliğinde bir taşınmaz olduğunu bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
6. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın imar planında sanayii bölgesi olarak düzenlendiğini, devlet ve belediye hizmetlerinden faydalandığını, bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
7. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Hatay il çevre düzeni planında akaryakıt depolama sahası petrol rafineri sahası olarak belirtildiğini, taşınmazın kıymetli olduğunu bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
8. Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vs vekili cevap dilekçesinde özetle; 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi ve ticari yatırım alanı niteliğinde, devlet ve belediye imkanlarından yararlanan arsa niteliğinde bir taşınmaz olduğunu, bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
9. Davalılar ..., ..., ..., ..., ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın E-5 karayoluna yakın, belediye hizmetlerinden faydalanan, sanayi bölgesi içinde yer alan bir taşınmaz olduğunu bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
10. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın belediye hizmetlerinden faydalanan, sanayi bölgesi içinde yer alan arsa nitelinde bir taşınmaz olduğunu, bu hususların değer tespitinde dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2016 tarihli ve 2013/295 Esas, 2016/925 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2017 tarihli ve 2017/1456 Esas, 2017/847 Karar sayılı kararıyla davacı idare ve bir kısım davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu dikkate alındığında 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunun ağırlıklı olarak inşaat mühendislerinden oluşturulması gerekirken, usulüne uygun oluşturulmayan bilirkişi kurulunun raporuna göre hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak alınan büyük yüzölçümlü ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın 11.09.2008 tarihinde yapılan 810/237600 gibi küçük bir payına ilişkin hissedarlar arasındaki satış olup, emsal olarak alınamayacağından bu rapora göre hüküm kurulması, ayrıca dava konusu taşınmaza iki buçuk üç kilometre mesafede bulunan ... Mahalesi 2411 parsel sayılı taşınmaza ... 1. Asliye Hukuk Mahkesince 2013/789 Esas, 2015/228 Karar sayılı kararı ile Kasım 2013 tarihi itibarıyla 157 TL/m² değer biçildiği bu değerin Dairemizce onanarak kesinleştiği gözönünde bulundurulduğunda bu parsele biçilen metrekare birim fiyatı üzerinden ayrılma nedenleri hususunda dava konusu taşınmazın nitelikleri, konumu da gözönünde bulundurularak ek rapor alınmadan değerlendirme tarihi Haziran 2012 itibarıyla 309,77 TL değer biçen rapor da inandırıcı görülmediğinden, dava konusu taşınmazın niteliği gözönünde bulundurularak 2942 Sayılı Kanun'un 15 inci Maddesi uyarınca inşaat mühendisi ağırlıklı bilirkişi heyeti oluşturulup taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemecesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazdaki davacı paylarının tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamına uyulmuş ise de bedelin bozmaya göre belirlenmediği,davaya konu taşınmazın arsa niteliği taşımadığını, tarla vasfına göre değerlendirme yapılması gerektiğini, taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşülmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılardan ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu ... ile ..., ... hattındaki bölgede son yıllarda meydana gelen ticari-sınai gelişmeler nedeniyle oluşan talep karşısında taşınmaz fiyatları akıl almaz derecede yükseldiği bölgede tersane, araba fabrikaları, elektrik santrallerinin vd. sınai yatırımların planlamaları yapıldığı dava konusu parsele bitişik davacı adına kayıtlı ... parsel ile ilgili polyester fabrikası yatırımı için başvuru yaptığı, dava konusu yerin sanayi arsası olduğuna, emsal parselin satış tarihindeki değeri ile ÜFE fiyat endeksleri üzerinde artış kazandığı nedeni ile belirlenen değerin daha fazla olması gerektiği, iade edilecek bedele faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalılardan ... vd vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın sanayi arsası niteliğinde olduğunu, buna göre sanayi arsasının emsal alınması gerektiğini, bozma ilamındaki emsalin irtifak kamulaştırması olduğunu emsal alınamayacağını, davaya konu taşınmazın emsalden kat be kat daha değerli olduğunu ve faiz yönünden kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davalılardan ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu ... ile ..., ... hattındaki bölgede son yıllarda meydana gelen ticari-sınai gelişmeler nedeniyle oluşan talep karşısında taşınmaz fiyatları büyük ölçüde yükselmiş bölgede tersane, araba fabrikaları, elektrik santrallerinin vd. sınai yatırımların planlamaları yapılmakta olduğundan belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazda objektif değer artış oranının hangi kriterler dikkate alınarak tespit edildiği tam olarak belirlenmeden hesaplamalar yapılmış ve bu hesaplamalar üzerinden hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin 2 nci fıkrası.
“ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. ”
3.Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinden yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Fazla bloke edilen bedelin davalı tarafça bankadan çekilinceye kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle iadesine karar verilmesi gerekirken, iade edilecek bedele ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazının kısmen kabulü İlk Derece Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (3) numaralı bendinde yer alan "olmadığına" kelimesinden sonra gelen kısmın hükümden çıkartılmasına, yerine "Davacı idare tarafından fazladan depo edilen 1.212.458,08 TL bedelin davalılara ödenmiş ise varsa ödeme tarihine kadar işlenmiş ile birlikte davalılardan alınarak payları oranında (14.06.2022 tarihli birlirkişi raporunda pay hesaplaması yapılmıştır.) davacı idareye iadesine, ödenmemiş ise varsa işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine," ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.