"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/407 Esas, 2023/2423 Karar
DAVA TARİHİ : 11.04.2016
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/580 Esas, 2021/641 Karar
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline miras yoluyla intikal eden... Mahallesi, 487 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, Orman idaresinin açtığı dava neticesinde taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiğini, taşınmazın Orman İdaresinin tasarrufunda kaldığını, ayrıca taşınmazın tapu kaydının halen davacı murisi adına kayıtlı olduğunu Hazineye intikalinin gerçekleştirilmediğini, husumet itirazlarının kabul edilmediği takdirde hak düşürücü süre ve zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, ortada geçerli bir tapu kaydının bulunmadığını taşınmazın mülkiyetinin davacıya hiçbir zaman geçmediğini, mahkemenin dava neticesinde aksi kanaatte olması durumunda tazminat bedelinin belirlenmesinde hakkaniyet dengesinin gözetilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gereğince hakkaniyet indiriminin yapılmasını, her ne kadar kararın kesinleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de karar da henüz kesinleşme şerhinin bulunmadığını, bu hususta idarenin temerrüdü bulunmadığını ve dava tarihinin faize esas alınması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararı ile davanın kabulüne taşınmazın tespit edilen bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; idareye husumet yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü sürede dava açılmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taşınmaz vasfının hatalı nitelendirildiğini, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla arazi vasfında olduğu belirlenerek net gelir yöntemi ile gerçek değerinin tespit edilmesine, bilirkişi heyetince uygulanan %40 objektif değer artışının taşınmazın konumuna, çevresel faktörlere ve dosya kapsamına uygun olmasına göre mahkemece verilen karar usul ve kanuna uygun olup, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemesinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğinden davacının dava konusu taşınmazı miras yoluyla edindiği, muris...'nın taşınmazı herhangi bir şerh olmaksızın 08.09.1989 tarihinde edindiği, Orman İdaresi tarafından açılan Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/46 Esas, 2014/805 Karar sayılı kararı ile davacı üzerindeki tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 29.04.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 11.04.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibari ile kanun hükümlerine uygundur.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Davacı ...'in tapu kayıt maliki olarak gösterilen... ile hukuki bağlantısını gösterir veraset ilamı, nüfus aile kayıt tablosu, taşınmazın (ilk tesisinden itibaren) ayrıntılı tapu kaydı vs. belgelerin getirtilmeden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacının verasetteki hissesi oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, taşınmaz bedelinin tamamının ödenmesine karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyayı İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.