"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1015 Esas, 2023/1151 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/454 Esas, 2022/511 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ...'in ... İnşaat isimli firmanın sahibi ve yetkilisi olduğunu, müvekkili ...'in eşi Nihat Çepel'in yetkili vekili olarak ticari faaliyetlerde bulunduğunu,...Mahallesi 45363 ada 7 parselde 707 m²lik bir arsanın 350.000TL bedel ile sahte malik tarafından Nihat Çepel’e verilen vekâletname ile ...'e devredildiğini, bilahare taşınmazın asıl maliki adına sahte kimlik ile vekâletname düzenlenerek taşınmazın devredildiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine gerçek malik Şerife Selvi tarafından Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/288 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu dava sonucu dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile Şerife Selvi adına tesciline karar verildiğini, ayrıca bu satış işlemiyle ilgili Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/289 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararda Etimesgut Tapu Müdürlüğü çalışanı olan bir kişinin görevi kötüye kullanmaktan cezalandırılmasına karar verildiğini, bu durumda Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararına göre tapu sicilinin tutulmasıyla ilgili işlemden doğan davacı zararının Hazinenin sorumluluğunda bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile sahte vekaletle satış işleminden dolayı ödenen 350.000 TL satış bedeli, tapu harç ve masrafları, vergi borçları, tapu iptali ve tescil davasında hükmedilen harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinden 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak müvekkillerinden ... bakımından 435.806,82 TL maddi tazminatın, müvekkili ... bakımından 12.489,25 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili 23.08.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle; ... yönünden 707.000,00TL tazminatın 24.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte, müvekkili tarafından ödenen tapu harçları, tapu iptali ve tescil davasından kaynaklı ödenen harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, icra masrafları ile faiz ödemelerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili ... yönünden ise tapu iptali ve tescil davasından kaynaklı ödenen harç ve faiz toplamı olan 12.489,25TL’nin 15.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile davacı ... yönünden; taşınmaz bedeli olarak 707.000,00TL maddi tazminatın 24.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, tapu harcı toplamı olan 14.000,00TL ve döner sermaye harçları olan 350,00TL'nin ödendiği tarih olan 27.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, Vergi borcu toplamı olan 3.223,24TL (1.936,74TL+1.287,00 TL)'nin ödenme tarihleri olan 1.936,74TL'ye 27.08.2013 tarihinden, 1.287,00TL ye ise 30.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile İptal edilen satış işleminden ötürü davacılar tarafından ... 2. Noterliğinin 26.08.2013 tarihli Satış Vekâletnamesi için ödenen 89,26TL'nin 26.08.2013 tarihinden itibaren ve Avukat tayini amacıyla vekâlet için ödenen 95,32TL'nin 12.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.2014 tarihli ve 2013/288 Esas, 2014/255 Karar sayılı ilamı uyarınca harç ve faizi toplamı olan 19.814,50TL'nin ödendiği tarih olan 26.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.2014 tarihli ve 2013/288 Esas, 2014/255 Karar sayılı kararı uyarınca Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/5262 numaralı dosyasına ödenen yasal vekâlet ücreti, peşin harç, yargılama gideri, faiz, icra harç ve masrafları toplamı olan 48.234,00TL'nin ödendiği tarih olan 30.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp bu davacıya ödenmesine, davacılardan ... yönünden ise 12.489,25TL maddi tazminatın ödenme tarihi olan 15.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; olay tarihinden itibaren banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmün faiz yönünden düzeltilmesini istemiştir.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesindeki koşulların oluşmadığını, sahte vekaletnameyi düzenleyenlerin eylemleriyle illiyet bağının kesildiğini, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibarıyla taşınmazın değerinin tespit edilmesi gerektiğini, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapudaki satış işleminin dayanağını oluşturan vekâletnamenin sahtecilik yolu ile elde edildiği ve tescilin de yolsuz olarak gerçekleştiği, satış sırasında kullanılan vekaletnamedeki imzanın ve fotoğrafın taşınmazın gerçek maliki ...ye ait olmadığının bilirkişi incelemesiyle belirlendiği, tapu memurlarının sahte vekaletnamedeki fotoğraf ve imza ile tapu kütüğündeki ...ye ait imza ve fotoğrafları dikkatli şekilde karşılaştırmadan satış işlemini gerçekleştirmek suretiyle Tapu Sicil Tüzüğünün 13 ncü maddesine aykırı işlem yaptıkları dosyada bulunan resmi satış akit tabloları ve vekaletname fotokopileriyle sabit olduğu, davacıların zararlarının kaynağı da, başından beri birleşen tüm işlemlerle birlikte sağlanan bu yolsuz tescil olduğu ve davacıların kasıtlı ya da kusurlu eylemleriyle, bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belirleme, bilgi ve belgede bulunmadığı belirtilerek uğradığı zararın sadece sahte vekâletname düzenlenmesi ile değil, bu sahte vekâletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı muhakkak olup, davacıların zararı, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklandığından gerçek zararlarının karşılanması gerektiği açık olduğundan hükme dayanak alınan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; tazminat istemine konu taşınmazın imarlı arsa olduğu belirtilerek emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru görüldüğünden istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; usul ve kanuna aykırı olan kararın istinaf talepleri doğrultusunda bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ilçesi,...Mahallesi 45363 ada 7 parsel sayılı 707,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın 01.06.1992 tarihinde imar yoluyla... adına tapuya tescil edildiği, 25.12.2006 tarihinde ...ye satıldığı, sahte nüfus cüzdanı kullanılarak ... 2. Noteri tarafından düzenlenen 26.08.2013 tarihli ve 21530 yevmiye nolu vekaletname ile vekil tayin edilen ... tarafından vekaleten 27.08.2013 tarihli ve 30873 yevmiye nolu satış işlemiyle davacı ...’e 350.000,00TL bedelle satıldığı, taşınmazın asıl malikinin durumdan haberdar olması üzerine ... ve ... aleyhine tapu iptali tescil davası açtığı, Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/288 Esas, 2014/255 Karar sayılı ilamıyla Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinden alınan 20.03.2014 tarihli raporla vekaletnamedeki imzanın ...nin eli ürünü olmadığının belirlendiğinden, ...’e yapılan satış işleminin dayanağı vekaletnamenin sahte olması nedeniyle tescilin yolsuz olduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı Şerife Selvi adına tesciline karar verilmiş, kararın Yargıtay denetimninden geçerek 14.03.2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 21.05.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ileri sürülen istinaf ve temyiz nedenlerine göre temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.