Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1586 E. 2023/8827 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında, taşınmazdaki hisselerini dava devam ederken devredenlerin haklarında karar verilmesi ve yeni malike bedel ödenmemesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın devamı sırasında hisselerini devredenlerin haklarında hüküm kurulması ve devralanlara bedel ödenmemesinin hatalı olduğu, ancak bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2597 Esas, 2022/1763 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada verilen kararlar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davacılarca açılan davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller tarafından açılan davanın kabulüne, birleştirilen davada taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar ve asli müdahiller vekilleri dava ve müdahale dilekçelerinde; dava konusu Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, ... Mahallesi ... ada 30 parsel (ifrazla ... ada 38 ve 39 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın asfalt yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, ayrıca imar planında yol olarak ayrılmak suretiyle hukuken el atıldığını belirterek proje bütünlüğü kapsamında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; ilk davaya asli müdahil olarak katıldıklarını, ilk davada saklı tutulan bölümün davalı ... Başkanlığından tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından taşınmaza herhangi bir fiili müdahalede bulunulmadığını, imar planında ayrıldığı alanlardan da müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza el atılıp atılmadığının keşif neticesinde belli hale geleceğini, hukuki el atmanın söz konusu olduğu kısımlar için idare mahkemeleri görevli olduğundan görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaz üzerindeki yol ana arter ise sorumluluğun Büyükşehir Belediyesinde olduğunu ve müvekkili yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini gerektiğini, talep edilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2020 tarihli ve 2018/241 Esas, 2020/237 Karar sayılı kararı ile asıl davada davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davacılarca açılan davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller tarafından açılan davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım birleştirilen dava davacısı ile davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/539 Esas, 2021/1709 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda somut emsal olarak değerlendirilen taşınmazın resmi senet örneğinin, imar planı içinde olup olmadığı ile fiili imar uygulamasına tabi tutulup tutulmadığı hususundaki bilgilerin ayrıca emlak vergisine esas asgari metrekare rayicinin dosya arasında mevcut olduğunun görüldüğü, bu belgeler incelendiğinde uygun bir emsal olduğunun anlaşıldığı, dava konusu taşınmazların bilirkişi raporunda açıklanan özellikleri ile konumları dikkate alınarak, emsal uygulaması sonucunda metrekare birim değerlerinin ve davacılar ile asli müdahillerin taşınmazlardaki hisse miktarı dikkate alınarak paylarına düşen kamulaştırmasız el atma tazminatlarına dair hesaplamanın doğru ve yerinde olduğu kanaatine varıldığı, ancak karar tarihinden önce dava konusu taşınmazlardaki paylarını devreden bir kısım aslî müdahil yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması, fen bilirkişi krokisinde (Y2) ibaresi ile gösterilen kısmın yüzölçümündeki maddi hatanın düzeltilmesi, (A1) ibaresi ile gösterilen kısmın bedeline hükmedildiği gözetilerek bu kısımda davacılara ait payın iptali ile yol olarak tapu kaydından terkinine hükmedilmesi ve vekâlet ücreti yönlerinden bir kısım birleştirilen dava davacısı ile davalı ... vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davada davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davacılarca açılan davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller tarafından açılan davanın kabulüne, birleştirilen davada taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/539 Esas, 2021/1709 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım birleştirilen dava davacısı ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; birleştirilen dava davacılarının (aynı zamanda asıl davanın aslî müdahillerinin) dava konusu 10404 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının iptali ile davalı ... adına tescili ve yol olarak tapu kaydından terkinine hükmedildiği hâlde, bu payların bedeline hükmedilmemesi ve asıl davanın kısmen kabulüne hükmedilerek, reddedilen kısım için davalı ... lehine vekâlet ücretine hükmedildiği halde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ndeki maktu vekâlet ücretinin altında vekâlet ücretine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan değerlendirme neticesinde, Yargıtay bozma ilamında bahsedildiği üzere 10404 ada 38 parsel sayılı taşınmazda iptal ve tescil hükmü kurulmuş olmasına rağmen bu taşınmaz yönünden birleştirilen dava dosyası davacıları (asıl dava dosyası asli müdahilleri) yönünden payların bedeline hükmedilmediğinin anlaşıldığı, hak kazandıkları tazminat miktarının 79.544,81 TL olduğu tespit edilmekle, birleştirilen dava dosyası davacıları (asıl dava dosyası asli müdahilleri) lehine hesaplanan bu bedele de hükmedilmek suretiyle, birleştirilen dava dosyası davacıları lehine birleştirilen dosya açısından kısmen kabul kararı verilerek 149.642,78 TL'ye hükmedildiği, diğer bozma sebebi doğrultusunda reddedilen kısım için davalı ... lehine bozma sonrasında Dairenin karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan vekâlet ücretine hükmedildiği belirtilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davada davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden davacılarca açılan davanın kısmen kabulüne, asli müdahiller tarafından açılan davanın kabulüne, birleştirilen davada taraf sıfatı kalmadığı anlaşılan asli müdahiller ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 4 üncü madde uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerektiğini, dava süreci içinde hisselerini bir başkasına devreden asıl dosya davacıları (... - ... - ...) lehine tazminat kararı verildiğini, bu kişiler yönünden kararın tescil açısından infaz edilmesinin mümkün olmadığını, bu kişler yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, dava devam ederken hisselerini devreden asli müdahiller (... ve ...) aleyhine müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü madde.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.” açık temyiz sebebidir.

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddenin üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun. 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas. 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harç ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.

4. Asıl dosya davacıları ..., ... ve ...'nin dava konusu 10404 ada 39 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin tamamını 31.01.2022 tarihli 5990 yevmiye numaralı satış işlemi ile asıl dosyada asli müdahil ve aynı zamanda birleştirilen dosya davacısı olan ...'a devrettikleri anlaşıldığı hâlde, paylarını devreden asıl dosya davacıları ..., ... ve ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve dava konusu 10404 ada 39 parsel sayılı taşınmaz yönünden adı geçen maliklerce devredilen paylara düşen bedelin yeni malik ...'a ödenmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin asıl davaya ilişkin (I) rakamı ile gösterilen alt bendinin (b) harfi ile gösterilen maddesinin başlangıcına "Asıl dosya davacıları ..., ... ve ... ile" ibaresinin eklenmesine, aynı maddede yer alan "anlaşıldığından" kelimesinden sonra gelmek üzere "asıl dosya davacıları ..., ... ve ... ile asli müdahiller" ibaresinin hükme eklenmesine, aynı alt bendin (c) harfi ile gösterilen maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan "asıl dosya davacılarına" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "asıl dosya davacıları ..., ... ve ...'den paylarını devralan asli müdahil ...'a" ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin (III) rakamı ile gösterilen alt bendinin (10) numaralı maddesinde yer alan "davacılarına" kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davacılarından dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'a" ibaresinin yazılmasına, aynı alt bendin (12) numaralı maddesinde yer alan "davacılarından" kelimesinden sonra gelmek üzere "dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'dan" ibaresinin eklenmesine, aynı alt bendin (13) numaralı maddesinde yer alan "dosyası davacıları ..., ... ve ...'den" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "dosyasındaki dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'dan" ibaresinin yazılmasına, aynı alt bendin (14) numaralı maddesinde yer alan "davacılarına" kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davacılarından dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'a" ibaresinin yazılmasına, aynı alt bendin (15) numaralı maddesinde yer alan "davacılardan" kelimesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davacılarından dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'dan" ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (C) harfi ile gösterilen bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "dosyası davacıları ..., ... ve ...'den" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "dosyasındaki dava konusu payları devralarak davacı yerine geçen ...'dan" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalı ... iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.