"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bir kısım davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili, bir kısım davalılar vekili ve asli müdahale talebinin reddine karar verilenler vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ...kır ili, ... ilçesi, ... köyü 61 parsel sayılı taşınmazın 11.640,50 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dosyada bir cevap dilekçesine rastlanmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 01.04.2014 tarihli ve 2010/357 Esas, 2014/470 Karar sayılı kararı ile bir kısım davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, bir kısım davalı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı idare vekili ve davalı asil İnci Akın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğrudur. Ancak; arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olup, bilirkişi raporunda, dava tarihinden sonraki emsal satışları değerlendirmeye alındığı gibi, denetlemeye imkan verecek şekilde emsaller ile karşılaştırma yapılmadan soyut ifadelerle taşınmaza değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulamayacağından, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, davanın mahiyeti ve taşınmazın tek oluşu nazara alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, kamulaştırma bedeline karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, dava konusu taşınmazlara ilişkin dosyaya sunulan 31.12.2013 tarihli tapu kaydına göre 429 parsel de davalılardan ... payı üzerindeki takyidatın hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda bir kısım davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, bir kısım davalı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili, bir kısım davalılar vekili ve asli müdahale talebinin reddine karar verilenler vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın tarla niteliğinde olduğunu, emsalin uygun olmadığını, faiz hükmünün hakkaniyete aykırı olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekcesinde özetle; emsalin uygun olmadığını, raporun subjektif hazırlandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Asli müdahale talebi reddedilenler vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen vekâletnamenin kötüniyetli olarak kullanılarak, murisi evvellerinden gelen payın ...’e aynı zamanda oğlu olan vekil ... tarafından satılmış olduğunu, tazminatın taraflarına verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; arsa niteliğindeki taşınmaza, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar da dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğrudur.
4. Asli Müdahale talebinde bulunanlar vekilince, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak, müvekkilerince verilmiş olunan vekâletnamenin kötüniyetli kullanılarak, murisievvellerinden gelen hisselerin, 2006 yılında satılmış olması nedeniyle hisseye yönelik olarak tazminat bedelinin taraflarına verilmesi isteğine ilişkin talebinin, bu hususa ilişkin açılmış bir davanın bulunmadığı da gözetildiğinde, Mahkemece 26.10.2020 tarihli celsede yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile asli müdahale talebinde bulunanlar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... vd.'den alınması gereken 886,70 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 220,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 666,00 TL harcın alınmasına,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.