"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2222 Esas, 2022/3244 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/630 Esas, 2020/240 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve davalılar ..., ... ve ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle kabulüne, davalılar ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 21.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 21.12.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, Sancaklı İğdecik Mahallesi 1587 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve Hamiyet Bayir vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda teklif edilen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmaza uygulanacak kapitalizasyon faizinin %3, objektif değer artış oranının en az %100 alınarak bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile idarece düzenlenen kıymet takdir raporu ile belirlenen bedelin derhal ödenmesine, bakiye bedelin ise karar kesinleşince ödenmek üzere üçer aylık vadelide nemalandırılmasına, irtifak hakkının davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalılar ..., ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; m² birim fiyatının yüksek alındığını, bilirkişi raporlarına yönelik yapmış oldukları itirazları tekrarladıklarını, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, %20 objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, taşınmazın sulu arazi sayılmasının ve kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak alınmasının hatalı olduğunu, %35 alınan değer kaybı oranının da yüksek olduğunu, yasal faiz yönünden hatalı karar verildiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalılar ..., ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit olunan kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, ... ilçesi 2019 yılı kamulaştırmaya esas cetvel de kiraz için verimin, en düşük değerler esas alınarak 300 kg olarak belirlendiğini, Yargıtay içtihatlarına göre bilirkişilerin verimi neye göre belirlediklerini gerekçelendirmeleri gerektiğini, Sancaklı İğdecik sulama kooperatifi sulama sahasında aynı zamanda kendi sondajı ile sulanan sulu tarım yapılan kiraz bahçesinde verimin ortalamanın üstünde olacağının düşünülmesi gerektiğini, bölge halkının kuzey yarım küreninin ilk çıkan kirazını ürettiğini, sahip olduğu mikro-iklim ve topoğraf-arazi yapısı ile sağladığı erken hasat avantajını ihracata dönüştürdüğünü, bu nedenle zaten ilçe tarımdan gelen 9,00TL olan ortama satış fiyatını kabul etmenin mümkün olmadığını, aynı kamulaştırma kararına istinaden farklı bilirkişi heyetlerince farklı mahkemelerde yapılan tespitlerde bazı heyetler tarafından ortalama verimin esas alındığını, %20 objektif değer artışının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın sulu kiraz bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü kiraz ürünü verileri alınmış olsa da, sulu arazide kiraz veriminin düşük alınması doğru bulunmamış olup sulu arazide %4 kapitalizasyon faizi ve %20 objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmesi ve maliyet cetvelinde yer alan üretim giderinin brüt gelirin %50'sine yakın olup ekonomik tarım yapılabilmesi için Türkiye ortalamasına göre, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı gözetilerek hesap yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulması doğru ise de; kiraz ürününün dekar başına verim miktarının, gerekçesi açıklanmadan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmi veri ortalamasının altında alınarak az bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş olup,davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu; ancak üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedelin ve neması ile birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle, davalılar ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan kısmen kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda kamulaştırma davalarında kesin olarak karar verilemeceğini, üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedele yenihen faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın yenileme çalışmaları sonucu 245 ada 20 parsel numarasını aldığını, irtifak miktarında değişiklikler olabileceğini, kapitalizasyon faiz oranının uygun olmadığını, objektif değer artışı verilmemesi gerektiğini, değer kaybı oranının yüksek belirlenerek irtifak bedelinin yüksek tespit edildiğini, ayrıca idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza tesis edilen irtifak hakkı bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu kapama kiraz bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5.Davacı idarece dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları yapıldığı, yüzölçümlerinin değiştiğinin ileri sürüldüğü ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgulama Uygulama sitesinden yenileme çalışmalarının yapıldığının tespit edildiği gözetildiğinde yenileme sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırılan alanların ölçekli kroki üzerinde gösterilmesi için fen bilirkişisinden ve kamulaştırma bedelinin yenileme sonrası oluşan yüzölçümüne göre yeniden tespiti için ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınması sağlanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 21.12.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.