"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/173 Esas, 2022/588 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazı üzerinde bulunan irtifak ve pilon bedeli ile ve ecrimisil bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; el atmadan kaynaklanan irtifak ve pilon bedeli yönünden davanın kabulüne, ecrimisil talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekilinin temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 180 parsel sayılı taşınmazından davalı kurumun kamulaştırma yapmaksızın enerji nakil hattı geçirdiğini fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.300,00 TL tazminat, 200,00 TL ecrimisil olmak üzere toplam 1.500,00 TL'nin el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... (VEDAŞ) vekili cevap dilekçesinde özetle; 26.07.2013 tarihine kadar 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Şirket Ana Sözleşmesine göre sermayesinin tamamı Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'ne (TEDAŞ olarak anılacaktır.) ait bağlı ortaklık konumunda bir devlet kuruluşu iken 4100 oranındaki hissesinin tamamı Vangölü Enerji Yatırım A.Ş.'ne satılarak özelleştirildiğini, iş bu özelleştirme ile enerji nakil hatları ve taşınmazların mülkiyetlerinin devredilmediği sadece işletme hakkının süreli olarak devredildiğini enerji nakil hatları ve taşınmazların mülkiyetinin TEDAŞ'ta kaldığını, 26.07.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin 8.6 maddesi; "Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin 24.07.2006 tarihinde TEDAŞ ile imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi tarihi itibariyle yürürlükte ve geçerlidir." şeklinde olup, iş bu nedenle özelleştirme işlemi öncesi taraflar arasında imzalanmış olan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imza tarihi olan 24.07.2006 tarihinden itibaren başlamak kaydıyla özelleştirme işleminden sonra da taraflar arasında geçerliliğini sürdürdüğünü İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine göre şirketlerinin dağıtım tesislerinin işletme hakkına sahip olmakla birlikte, mülkiyetine sahip olmadığını, dağıtım tesislerinin mülkiyeti TEDAŞ'a ait olduğunu, açıklanan bu nedenlerle öncelikle davanın Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ihbar edilmesini, husumet itirazlarının kabul edilerek müvekkil şirket Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. yönünden husumet (Sıfat) yokluğundan davanın reddine, dava sonunda haksız ve mesnetsiz açılan davanın esas yönünden de reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
2. İhbar Olunan TEDAŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Tesis edilen enerji nakil hattı alçak gerilim-orta gerilim(AG-OG) dağıtım şebekesi hattı olması hasebiyle davacının zarara uğradığı iddiasının doğru olmadığını, söz konusu taşınmaz üzerindeki nakil hattının ve pilon yerinin, tapu kayıtlarında tarla vasfına haiz nizalı taşınmazda hiçbir değer düşüklüğüne neden olmadığını, bütün tarım faaliyetlerinin yapılmasına ve emniyet mesafelerine riayet etmek kaydı ile inşaat yapımına hiçbir surette engel teşkil etmediğini, Van Belediye Başkanlığının 14.03.2011 tarihli cevabi yazısında mezkur taşınmazın belediye sınırları içerisinde, ancak mücavir alan dışında kaldığını Mahkemenin de takdir edeceği üzere, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2007/1447 Esas, 2007/384 Karar sayılı ilamı ile Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunup da, imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalan, parsellenmemiş arazi ve arazi parçaları arsa sayılacağını; ancak bu yerlerdeki arazi ve arazi parçaları zirai faaliyetlerde kullanıldıkları takdirde arsa sayılamayacağını, yapılacak olan yeni keşifte bu hususun dikkate alınması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle öncelikle ecrimisil ve diğer zarar taleplerinin Vedaş Genel Müdürlüğüne yönetilmesine, haksız ve yersiz olarak açılan iş bu davanın, belirtilen hususlar doğrultusunda esas yönünden reddine, sair beyanda bulunma, delil ve karşı delil ibraz ve ikame etme haklarının saklı tutulmasına yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.06.2012 tarihli ve 2010/43 Esas, 2012/579 Karar sayılı kararı ile el atmadan kaynaklanan pilon ve irtifak bedeli talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 05.06.2012 tarihli ve 2010/43 Esas, 2012/579 Karar sayılı kararı karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece Bozma kararına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı üzerine yargılama yapan Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.10.2013 tarihli ve 2013/28 Esas, 2013/31 Karar sayılı kararı ile davanın pilon ve irtifak bedeli talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 01.10.2013 tarihli ve 2013/28 Esas, 2013/31 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak bedel tespit edilmesinin yerinde olduğu, irtifak alanının yüz ölçümü dosya içerisindeki fen ve elektrik bilirkişi raporlarında farklı belirlendiğinden, bu alanın yüzölçümü kesin olarak belirlenmesi gerektiği, irtifak bedeli belirlenirken dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle 12.800,00 m² yüz ölçümündeki taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması gerekirken bu yönteme uyulmadan, 12.800,00 m² yüzölçümünde olan taşınmazın ne olduğu anlaşılamayan A harfi ile gösterilen 1.201,00 m²lik bölümü esas alınarak irtifak hakkı karşılığı belirlenmesi, bedeline hükmedilen irtifak ve pilon yerinin kullanma hakkı davalı idareye ait olmak üzere TEDAŞ Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline karar verilmemesi, gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.07.2018 tarihli ve 2015/801 Esas, 2018/294 Karar sayılı kararı ile davanın irtifak ve pilon yeri bedeli talepleri yönünden talebe bağlı kalmadan kabulüne, ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 18.07.2018 tarihli ve 2015/801 Esas, 2018/294 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; bozma öncesi verilen kararda 1.201,00 m² irtifak ve 18 m² pilon alanı üzerinden bedel tespit edildiği hâlde, dosyanın Dairemizce geri çevrilmesi sonucu alınan harita ve elektirik mühendisi ilk raporunda el atılan alanın 18,00 m² pilon, 725,62 m² irtifak alanı olarak belirlendiği, ek raporda ise 825,67 m² olarak birbirinden farklı irtifak alanı belirlenmesi nedeniyle ilk karar ile hüküm altına alınan 1.201,00 m² irtifak ve 18 m² pilon alanının koordinatları ile birlikte yeniden belirlenmesi amacıyla karar bozulduğu hâlde bu kez hükme esas bilirkişi raporunda hangi hatta ait olduğu anlaşılamayan 82,94 m² pilon, 4.734,66 m² irtifak alanı belirlenmek suretiyle çelişki yaratıldığından rapor hükme esas alınacak nitelikte olmadığı, mahallinde yeniden keşif yapılarak, çelişkiyi giderecek nitelikte dava konusu edilen enerji nakil hattının izdüşümlerini gösteren fen ve elektrik bilirkişisi tarafından birlikte düzenlenecek rapor alınarak usuli kazanılmış hak ve davacı payı da gözetilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile el atmadan kaynaklanan pilon ve irtifak bedeli talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın konumu özellikleri dikkate alındığında bedelinin çok yüksek belirlendiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede yapılaşmanın olmadığını, belediye hizmetlerinden faydalanmadığının gözetilmediğini, irtifak nedeniyle taşınmazda değer kaybı olmayacağının gözetilmesi gerektiğini, usul ve kanuna aykırı kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacı ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
23.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.