Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3637 E. 2023/8813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dava konusu taşınmazdaki haklarını dava tarihinden önce devretmiş olmaları nedeniyle aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1715 Esas, 2022/3081 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/1128 Esas, 2021/861 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 26.11.2004 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, dava konusu 761 parselin tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 26.11.2004 olduğu dikkate alındığında davanın süresinde açılmamış olması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının orman vasfında olması nedeniyle iptal edildiğini, Milli Emlak Dairesi Başkanlığınca taşınmazın 6292 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi kapsamında iade edilecek taşınmazlardan olmadığının değerlendirildiğini, taşınmaz Hazine adına tescil edilmiş ise de müvekkillerine ilanen tebligat yapıldığını, müvekkillerinin durumdan 2016 yılında haberdar olduklarını belirterek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Hazine aleyhine açılan davanın reddedilmiş olması sebebiyle nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların dava konusu taşınmazdaki mülkiyet haklarını 1999 yılında dava dışı kişilere satış yoluyla devrettiklerini, dava konusu taşınmazın Yılmaz Şişman adına kayıtlı iken tapusu iptal edilerek Hazine adına tescil edildiğini, davacıların dava konusu taşınmazda hak sahibi olmadıklarını, kaldı ki hak sahibi Yılmaz Şişman lehine tazminata hükmedildiği, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı, mahkemece davanın usulden reddine ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş bununla birlikte; davalı Hazine vekili tarafından nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulmuş ise de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesi uyarınca maddi tazminat davalarının reddi halinde maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği düzenlenmiş olup, mahkemece davalı Hazine yararına maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2.4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3.Yargıtay Büyük Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4.Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ... kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevki 761 parsel sayılı taşınmaz davacılar murisi adına kayıtlı iken, 06.05.1999 tarihli ve 1249 yevmiye nosu ile hisselerini satış yapmak suretiyle devrettikleri, son malik ... adına kayıtlı olan taşınmaz için davalı ... tarafından tapu iptal tescil davası açıldığı, Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2003 tarihli ve 2002/131 Esas, 2003/750 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 26.11.2004 tarihinde kesinleştiği, son malik ... tarafından tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereği İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açtığı, bu davanın kesinleştiği, ... tarafından tazminatın tahsili için Beykoz İcra Müdürlüğüne 2019/3377 Esas sayılı dosyada takip başlatıldığı, ödeme yapıldığını anlaşılmakla eldeki davanın davacıların aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.