Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3645 E. 2023/10871 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu sicil kaydındaki yüzölçümünün kadastro çalışmaları sonucu küçülmesi sebebiyle malikin uğradığı zararın, tapu sicil memurunun hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve Hazine'den talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro çalışmaları sonucu tapu kaydındaki yüzölçümünün küçülmesiyle malikin zararının oluştuğu, bu durumun 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi kapsamında değerlendirilerek Hazine'nin sorumluluğuna gidilebileceği ve zararın emsal değer tespitiyle hesaplanmasının doğru olduğu gözetilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1656 Esas, 2022/3018 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/595 Esas, 2021/977 Karar

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafınca hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi 16940 ada 6 parsel (eski 415 parsel) sayılı taşınmazın eski ölçümün hatalı olduğunu, yeniden yapılan ölçüm neticesinde metrekarenin azaldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın sebebinin tespiti ile yapılan hesap hataları nedeniyle meydana gelen azalma ve tapu sicilinin yanlış tutulmuş olması nedeniyle fazlaya ilişiklin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile 60.000 TL maddi tazminatın kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vekâlet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1067/7500 hissesi 06.09.2019 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 1 nci maddesi kapsamında ada parsel bilgilerinin düzeltilmesi işlemi ile Hazine adına tescil edildiğini, dava konusu sayısallaştırma askı ilan cetvelinin İstanbul Kadastro Müdürlüğünce 29.05.2019 tarihinde 50 gün süre ile ilana çıkarıldığını, askı ilan cetveline itiraz edilmediğini, davanın Kadastro Müdürlüğüne açılmasının gerektiğini, Hazine yönünden davanın husumetten reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 628.100,96 TL tazminatın tapuya tescil tarihi olan 06.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının uğradığını iddia ettiği zararda tapu sicil memurlarının herhangi bir hatası veya görevini ihmalinin söz konusu olmadığını, davada herhangi bir memurun hatalı işleminin söz konusu olmadığını, Kadastro Müdürlüğü Ek 1 inci maddesine göre yapılan çalışmada herhangi bir hataya rastlanılmadığını ve yüzölçümü farkının fotoğraflanan haritadaki deformasyona bağlı olarak ilk tesis kadastrosu arasında planimetre hesabından kaynaklandığının belirtildiğini, bu durumda herhangi bir memura atfedilecek bir kusur bulunmadığından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci madde şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın maliki olduğu taşınmaz üzerinde yapılan kadastro çalışmalarından haberdar olmak ve yasal süresi içinde sayısallaştırma askı ilan cetveline karşı dava açmak durumunda olduğunu, gerekli davanın açılmadığından EK 1 inci madde uyarınca taşınmazın kayıtlarında düzeltme işleminin yapılmadığını, davanın Kadastro Mahkemesinde askı ilan cetveline karşı itiraz davası açma hakkı bulunurken bu hakkı kullanmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zararla memur işlemi arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sınırlarının zeminde sabit olduğu anlaşılan davacıya ait parselin yüzölçümünün kadastro sırasında hatalı olarak fazla miktarlı olarak tespit edilip, bu haliyle tapuya tescil edilmesi ve sonrasında bu hatalı işlemin düzeltilerek parselin küçülmesi nedeniyle davacının zararının oluştuğunun ve çapta herhangi bir değişiklik olmadığının anlaşılmasına ve düzeltme işleminin kesinleştiği tarih itibari ile dava konusu taşınmazın belirlenen arsa niteliği ve emsal satış yöntemiyle değerinin tespit edilmesine göre mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesi yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi 16940 ada 6 parsel(eski 415 parsel) sayılı 7.500,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 1956 yılında Hazine ile dava dışı Osman Kızmaz adına tescil gördüğü, davacının taşınmaz 16.11.2011 tarihinde satış yolu ile 6433/7500 pay olarak edindiğini, İstanbul Kadastro Müdürlüğünce dava konusu taşınmazın bulunduğu mahallede 3402 sayılı Kanun'un Ek-1 inci maddesi uyarınca yapılan sayısallaştırma çalışmaları sonucunda, taşınmazın bulunduğu pafdadaki şekli ile zemindeki sınırları korunarak dönüştürülmek suretiyle sayısallaştırma çalışmaları sonrasında taşınmazın yüzölçümünün 6.767,72 m² olarak düzeltilerek 06.09.2019 tarihli ve 22227 yevmiye ile tapuya tescil edildiği, taşınmazın yüzölçümündeki küçülmeden doğan zararın tazmini istemi ile davacının 24.09.2019 tarihinde eldeki tazminat davasını açtığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.