"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/233 Esas, 2022/983 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların, müvekkili hakkında Kuşadası 1. İcra Müdürlüğünün 2008/2166 Esas sayılı dosya ile 21.04.2008 tarihinde alacak takibi başlattıklarını, davalıların takip dayanağının ise ... Sitesi Kat Malikleri Kurulunun 04.08.2007 tarihli genel kurul toplantısının 12 nci maddesinin (C) bendindeki "Noter veya Avukat aracılığı ile ..., ..., ..., ... 'ndan bir daha site ile ilgili herhangi bir kuruma, herhangi bir şikayette bulunmayacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine de söz verilmiş yasal onaylı bir belge alınması, buna göre yukarıdaki şartlar sağlandıktan sonra ...'e 5.000 YTL, ...'e 5.000 YTL ödenmesine oy çokluğu ile karar verildi" hükmü olduğunu, bu hükmün Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/627 Esas, 2011/481 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu iptal kararının da Yargıtay tarafından onaylanarak kesinleştiğini, kesin hükmün varlığı karşısında davalıların açmış olduğu takibin mesnetsiz kaldığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalılar tarafından yapılan Kuşadası 1. İcra Müdürlüğünün 2008/2166 Esas sayılı takipten dolayı icra dairesi veznesine yatan paranın davalılara ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların %20 tazminatla cezalandırılmasına, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, davaya bakacak mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafa karşı %40'dan az olmamak üzere kendi lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemesinin 05.10.2015 tarihli ve 2015/105 Esas, 2015/550 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, davalıların davacı aleyhine başlattıkları icra takibine dayanak olarak 04.08.2007 tarihli kat malikleri kurulu toplantısını gösterdikleri, başka bir kat malikinin bu toplantının iptali için açtığı davada, toplantının 12 nci maddesi (C) bendinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar toplantının 12 nci maddesi (C) bendinin iptaline karar verilmiş ise de icra takibinde; özellikle toplantının 12 nci maddesinin (C) bendi dayanak yapılmamış olup tüm toplantı tutanağı borcun sebebi olarak gösterilmiştir. İlgili toplantı tutanağı incelendiğinde taraflar arasında pergole izni vesair hususlar arasında bir takım borç alacak ilişkisinin olduğu ve bu hususun toplantıda görüşülmüş olduğu ve toplantının bu kısmının iptale konu olmadığı sabittir. Bu nedenle mahkemece taraflar arasında borç alacak ilişkisine dair tüm deliller toplanmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ve 2018/233 Esas, 2022/983 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sitenin davalılara böyle bir borcunun bulunmadığını davalıların kötüniyetli davranışlarda bulunduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi toplantının tümden iptaline karar verilmeyip sadece bir maddesinin iptal edildiğini, davacı tarafın kötüniyetli davrandığını, söz konusu bedelin verilme tarihi gözetildiğinde davacıların bu husustaki taleplerinin haklı olduğunu kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra İflas Kanun'un 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamı ile mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının ödemekle yükümlü olduğu bedelin tespiti ile bunun dışında kalan icra takibine konu kısım için davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.