"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1804 Esas, 2023/403 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/106 Esas, 2020/439 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının; dava konusu Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi Karaburgaz Mevkii, 1 parsel no'lu ana taşınmazın ortak kullanım alanına yapmış olduğu, kat irtifakına ve yapı ruhsatnamesine esas tasdikli projelere ve yapı ruhsatnamesine, yönetim planı hükümlerine ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) aykırı nitelikteki her türlü imalatların yıkılmasına ve projesine uygun hale getirilmesini, davalının 634 sayılı Kanuna ve yönetim planı hükümlerine aykırı nitelikteki her türlü davranışının tecavüzünün önlenmesine, kal'ine ve eski hale getirilmesini, icra marifeti ile yapılacak aykırılıkların giderilmesi işleri ile ilgili sürenin belirlenmesini, ilamın infazı sırasında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi hükmü uyarınca icra müdürlüğü tarafından yapılacak yıkım masrafları ile yıkım sonucu çıkacak enkazın enkaz alanına taşınma masraflarının, eski hale getirme masraflarının 2004 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi hükmü uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dilekçesinde belirtilen adreste kaim, Muğla ili, ... ilçesi, 1063 ada 1 ve 5 nolu parsellerde kayıtlı B Blok, 1.katta 16 ve 17 nolu bağımsız bölümler ve zemin katta 10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerde bulunan toplam 4 adet gayrimenkulün maliki olduğunu, müvekkilinin kendi mülkiyetinde olan ve küçük bürolar şeklinde inşa edilmiş bulunan gayrimenkullerin birbirine geçişini ve kullanımını kolaylaştırmak üzere ve inşaatı güçlendirmeye yönelik olarak düzenleme niteliğinde bazı ek imalatlar yaptığını, ancak bu küçük yapıların davacı tarafından kullanımını etkilemesi söz konusu dahi olmadığını, yapılan eklentilerin binanın doğal görümünü ve statik yapısı ile de hiç bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafça ileri sürülen müvekkilin su saatlerinin yerlerini keyfi olarak değiştirdiği iddiası ise tamamen gerçek dışı olduğunu, kaldı ki bizzat davacı tarafın dahi kendi mülkiyetindeki yerlerde yönetim planına aykırı inşaat yapılması hususunda kendi kusurunu yok sayarak, müvekkiline atfen iş bu davanın ikamesinde hukuka uygun talepten söz edilmeyeceğini, müvekkili tarafından davaya konu edilen yapılarla ilgili 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16.maddesine uygun olarak başvuru yapıldığını, yapılan başvuru sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 21.02.2018 tarih PED2L9LH no'lu yapı kayıt belgesi düzenlendiğini, hal böyle iken bu bölge ile birlikte dava konusu binaya yapılan eklentilerin uygunluk kazandığını, belge alımı ile birlikte yürürlüğe girenkanun maddesi gereğince yıkım kararı ve idari para cezası da iptal olduğunu, ... Belediye Başkanlığının 17.01.2019 tarihli ve 2019/349 no'lu encümen kararı ile davaya konu yapıma ilişkin olarak verilen kararda, "Belediye encümeninin 12.12.2006 tarih ve 2869/25 sayılı yıkım kararının iptaline ve varsa tahsil edilmeyen idari para cezasının iptaline karar verilmiştir." Davacı yanın talepleri hukuka uygun ve iyi niyetli olmadığını, davacı taraftan başka hiç kimsenin itirazı ile karşılaşılmadığını, müvekkilinin yaptığı basit pergolaya dahil müdahale etmeye kalkan davacı taraf, müvekkilinin itirazı üzerine fiili saldırıda bulunduğunu, cezai ihtilafa dönüşen olayda karşılıklı suçlamalar ile ceza soruşturmasına konu şikayetlerde bulunulduğunu, sonuç olarak; müvekkili hakkında asılsız iftiralar ve suçlamalar yapan davacının çabasının boşa çıktığını, yapılan şikayette ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/1261 soruşturma no'lu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, sonuç olarak; açıklanan tüm nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf talebinde özetle; davacı tarafça, dava konusu gayrimenkulün arka bölümünde yaklaşık 20 m²lik bir alanda depo benzeri bir yapı inşa edildiğini, ana gayrimenkulün ön cephesinde, yine davacı tarafın mülkiyetinde olduğunu, kiracının kullanımına bırakıldığını, giriş üstü kapatılmak sureti ile özgülenerek kullanılan bir alan bulunduğunu, davacı tarafça yönetim planına aykırı olarak inşa edilen bu bölümler ile ilgili olarak ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/275 Esas sayılı dosyası ile kendisi adına dava açılmış olduğunu, açılan davanın iş bu dava ile birleştirilmesi ihitlafın çözümü için zorunlu nitelik arzetmekte iken mahkemece talebin ret edildiğini, dosyaların birleştirilmesi talebi red olunarak verilen karar kanun ve usule aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davaya konu edilen eklenti, geçişi etkileyecek / engelleyecek nitelikte olmadığını, kendisinin kullanım alanı dahilinde kalan toplam 8,25 m² alanındaki “eklenti” nin davacıların kullanımına engel olmadığı, keşif icrası ve bilirkişi incelemesi ile teyit ve tespit edildiğini, davanın ikamesi ile varılmak istenen amaç hukuka uygunluk değil, kötü niyet ve ızrar kastı olduğunu, mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun da denetime elverişli olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınmasında kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu ana gayrimenkulde davalıların mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup, dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.