"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2047 Esas, 2023/698 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/21 Esas, 2021/133 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Fatih ilçesi, ... Mahallesi 2527 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; satın alma prosedürünün işletilmediğini, bu hususun dava şartı olduğunu, davacının kamulaştırma kararı alma yetkisi ve görevi bulunmadığını, 6456 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi ile 2457 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na (2457 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 7'ye göre vakıf üniversitelerinin kamulaştırma yetkisinin bulunmadığını, kamu yararının söz konusu olmadığını, kıymet takdir komisyonunca belirlenmiş olan bedelin rayice oranla çok düşük olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usulüne uygun tebligat yapılmadığını, uzlaşma davetiyesi gönderilmediğini, satın alma usulüne başvurulmadan davanın açıldığını, davacının kamulaştırma yetkisi ve görevinin bulunmadığını, 6456 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi ile 2457 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 7'ye göre vakıf üniversitelerinin kamulaştırma yetkisinin bulunmadığını, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, taşınmazın merkezi konumda olup satış fiyatları nazara alındığında gerçek değerinin çok altında bedel belirlendiğini, ikinci bilirkişi raporunda belirlenen bedelden neden daha az bir bedele hükmedildiği hususunun gerekçelendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine, aynı Kanun'un 11 inci maddesi birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek üzerindeki yapıya değer biçilmesinde 6456 sayılı Kanun 18.04.2013 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının kamulaştırma yolu ile taşınmaz edinemeyeceklerine dair düzenlemeyi içeren 24 üncü madde için özel bir yürürlük tarihi de belirlenmediği, bu durumda; davacı idare tarafından dava konusu taşınmazın 06.03.2012 tarihinde kamulaştırılmasına karar verildiği ve bu işlemin kanunun yürürlük tarihinden önce olduğu anlaşıldığından davacı tarafın işbu davayı açma yetkisinin bulunduğu ve kamulaştırma iptal edilmediği gibi her ne kadar uzlaşma davetiyesi davadan önce davalı tarafa tebliğ edilmemiş ise de davalı vekilinin yargılama sırasında duruşmaya katılarak teklif edilen bedeli kabul etmediklerini bildirdiği, bu durumda uzlaşma konusunda tebligat yapılmasının sonucu değiştirmeyeceği gözetilip, (Bu konuda Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 22.06.2015 tarihli ve 2015/2788 Esas, 2015/14497 Karar sayılı kararına bkz.) yargılamanın geldiği aşama da nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varıldığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz ve ek beyan dilekçesinde dilekçesinde özetle; faize ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda enflasyon farkı nedeniyle uğranılan zararın tazminine hükmedilmesi gerektiğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 7,8,10 ve 11 inci maddeleri.
3. 2457 sayılı Kanun'un ek 7 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı vekilince 6456 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi ile 2457 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 7'ye göre, vakıf üniversitelerinin kamulaştırma yetkisinin bulunmadığını ileri sürmüşse de ilgili kanunun, 18.04.2013 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girdiği, davacının kamulaştırma yetkisine sahip olduğu 06.03.2013 tarihi itibarıyla, kamulaştırma kararının alınmış olması nedeniyle bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir.
3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Davacı idare; Tapu kaydına 2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi şerhinin konulması talebinin reddine ilişkin olarak, idare mahkemesinde açılmış bulunan davada, müdahil olan davalının, dosyaya bildirmiş olduğu adrese uzlaşma davetiyesinin gönderildiğini ve tebligatın iade olduğunu beyan etmiş ise de belirtilen tebligat dosya arasında bulunmadığı gibi 2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi gereğince adres tespitinin tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden ve ayrıca haricen yapılacak araştırma ile belgelendirmesi gerekir, dosya kapsamına göre; 7 ve 8 inci maddeler gereği satın alma prosedürü usulüne uygun olarak yerine getirilmediği gibi, cevap dilekçesinde ve taraf teşkili sağlandıktan sonraki ilk celsede (18.04.2018 tarihli ikinci celse) davalı vekili tarafından “7 ve 8 inci maddelerdeki prosedür yerine getirilmeden dava açıldığından, davanın reddi gerektiği” beyan edilmiş olup, bu nedenle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.