Logo

5. Hukuk Dairesi2023/696 E. 2023/7817 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının kadastro düzeltmesi nedeniyle yüzölçümünün azalması sonucu malik tarafından Hazine'ye karşı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davasının kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro düzeltmesi sonucu tapu kaydında meydana gelen yüzölçümü azalmasından dolayı malikin uğradığı zararın, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğunun gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1388 Esas, 2022/2034 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/762 Esas, 2021/262 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 259 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 ... maddesi gereği yapılan düzeltme ile azaldığından uğramış olduğu zararın ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğinden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, gerçekte oluşmuş maddi bir zarar olmadığından tazminat hakkının bulunmadığını, davalının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre sorumlu tutulamayacağını, usul ve kanuna aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, bedelin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı aleyhine fazla vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğunu, devletin tapu sicilinin tutulmasından sorumlu tutulabilmesi için tapu sicilinin tutulmasında tapu sicil müdürü ya da memurunun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğini, kadastro çalışmalarının bu kavram içinde değerlendirilemeyeceğini, kararın usul ve Kanun aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilamı ile dava konusu taşınmazın 1/2 payını tapu kaydına güvenerek 22.11.2002 tarihinde satın aldığı, Kadastro Müdürlüğünce, 3402 sayılı Kanun'un 41 ... maddesine göre 12.07.2019 tarihli düzeltme işlemiyle taşınmazın yüzölçümünün 18.877,70 m² olarak düzeltildiği, dava konusu taşınmazın azalan bölümünde davacı payına isabet eden bölümün bedelinin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu, kadastro ve düzeltme işlemlerinin Devletin sorumluluğunda olduğunu, zamanaşımı itirazının yerinde görülmediğini, bu nedenlerle mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu kaydındaki düzeltme sonrası 30 gün içinde dava açılmadığından yapılan işlemin kesinleştiğini, taşınmazın sınırlarında bir değişiklik olmadığını, zararın oluşmadığını, idarenin kusuru olmadığından zarardan sorumlu tutulamayacağını, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme olacağını, illiyet bağının bulunmadığını, faizin ıslah tarihinden işletilmesi gerektiğini, vekâlet ücretinin yüksek belirlendiğini ileri sürerek ve istinaf dilekçesinde belirtilen hususları tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından ... bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin tetkikinden; davacının dava konusu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 259 parsel sayılı, 28.000,00 m² yüz ölçümlü taşınmazın 1/2 payını tapu kaydına güvenerek kadastro komisyon kararı ile 21.11.1977 tarihinde edindiğini, Kadastro Müdürlüğünce, 3402 sayılı Kanun'un 41 ... maddesine göre 12.07.2019 tarihli düzeltme işlemiyle taşınmazın yüzölçümünün 18.877,70 m² olarak düzeltildiği ve düzeltmenin 12.07.2019 tarihinde kesinleşerek tescil edildiği, yüzölçümü hatasının ilk tesis kadastrosu sırasında yapılan hesap hatasından kaynaklandığı, eldeki asıl davanın 23.10.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.