"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3093 Esas, 2023/1214 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi 605 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele kamulaştırma dosyasında dava konusu taşınmazın değeri ile yapı bedelinin düşük belirlendiğini, yapının yıpranma payının yüksek alındığını, zemin ve yapının gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli ve 2020/2278 Esas, 2021/412 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın zeminine, emsal esasına göre değer biçilmesinde, zemin üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınarak, yapılar için yıpranma payı düşüldükten sonra 2942 sayılı Kanunu’nun 11 inci maddesine uygun değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmedği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının; kısmen iptaline karar verilmiş olup Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan kararı esas alınarak kamulaştırma bedelinin davalıya nemaları ile birlikte derhâl ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilmesi gerektiği belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli ve 2020/2278 Esas, 2021/412 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz ile aynı bölgede bulunan, konum ve nitelik olarak da benzer olan, Sarayaltı Mahallesi, 444 ada 16 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde 807.60 TL/m²; Durak Mahallesi, 315 ada 27 parsel sayılı taşınmaza 24.03.2014 değerlendirme tarihinde 714.98 TL/m²; Durak Mahallesi, 315 ada 163 parsel sayılı taşınmaza 21.07.2014 değerlendirme tarihinde 807.59 TL/m²; 315 ada 560 parsel sayılı taşınmaza 884.00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu bedellerin Dairemiz denetiminden geçerek onandığı anlaşıldığından, değerlendirme tarihi olan 09.03.2016 itibarıyla dava konusu taşınmaza takdir edilen m² birim fiyatı inandırıcı görülmediğinden, yakın konumda bulunan ve değerlendirme tarihi iki yıl önce olan parseller için tespit edilen metrekare değerinden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin çok yüksek belirlendiğini, taşınmaz Dokuzsele Deresi ıslah projesi kapsamında olması, yapılaşmaya uygun olmaması gibi sebepler birlikte değerlendirildiğinde karar verilen bedelin çok altında olması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince hiçbir somut kriter değerlendirmeye alınmadan birtakım hesaplarla değerlendirme yapılmasının kabul edilemeyeceğini, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza emsal olamayacağını, taşınmaz üzerindeki yapı bedelinin yüksek belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin yerinde olmadığını, faize karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın zemin değeri ile taşınmaz üzerindeki yapı bedelinin düşük belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak bozma ilamı doğrultusunda değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.