Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7546 E. 2024/2110 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenmemesine dayalı munzam zarar ve faiz isteminin kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların munzam zararlarını ispatlayamamaları ve tezyidi bedel davasında belirlenen bedelin güncellenmesi suretiyle fazlaya hükmedilmesi hatalı görülerek, davacıların payına düşen kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği tarihten kamulaştırmanın kesinleştiği tarihe kadar yasal faizi ile, sonrasında ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/703 Esas, 2023/218 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki çekişmesiz kamulaştırma bedelinin tahsili ile bu bedelin ödenmemesine dayalı munzam zarar ve faiz istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murislerinden intikal eden ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın Vakıflar Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığını, Kıymet Taktir Komisyonunca tespit edilen bedelden muris paylarına düşen bedelin Vakıflar Bankasının ... Şubesine yatırıldığını, ancak üzerine davalı idare tarafından bloke koydurulduğunu ve çekilemediği belirtilerek Kıymet Takdir Komisyonunca tespit edilen bedelden muris paylarına düşen kısımlar yönünden, kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği 28.12.1990 tarihinden kamulaştırma işleminin kesinleştiği 12.12.1992 tarihine kadar yasal faiz, 12.12.1992 tarihinden sonrası için ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oran uygulanarak faiz bedelinin ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak dava tarihinden itibaren yasal faiziyle munzam zararın tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; halen mülkiyeti davalı idareye ait bulunan dava konusu taşınmazın 20.02.1990 tarih ve 130/177 sayılı karar ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedeli olarak kıymet takdir raporu ile tespit edilen bedel Vakıflar Bankası ... Şubesine bloke edilerek ilgililerin bu konuda bilgilendirildiğini, kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapıldığını, nitekim kamulaştırmanın iptali amacıyla açılan davanın ... İdare Mahkemesinin 1991/160 Esas, 1991/1180 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini ve kesinleştiğini, bloke edilen ancak davacılara ödenmediği iddia edilen kamulaştırma bedeline ilişkin talep yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, paranın bankaya bloke edildiği tarihten hatta bankomata aktarılmak suretiyle serbest tasarrufa terk edildiği 1997 yılından itibaren ... yıl geçmiş olduğundan her türlü zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, Vakıflar Bankası A.Ş.'ye husumet yöneltilmediğini, oysa iddia edildiği üzere parayı elinde tutan ve bu süre zarfında paradan yararlanan Vakıflar Bankası olduğu halde davalı idareye husumet yöneltilmesi ile yetinilmiş olmasının bir eksiklik olduğunu, bahse konu şerhin paranın çekilemeyeceği anlamına gelmediğini, Vakıflar İdaresinin izni ile çekilebileceği anlamına geldiğini, şerhin anlamını aşan şekilde yorumlanmaması gerektiğini, davacıların ve miras bırakanlarının bloke edilen paranın kendilerine ödenmesi için süresinde yapılmış bir müracaatlarının bulunmadığını, davacıların kamulaştırma istemini takiben tezyidi bedel davası açtıklarını ve bu davayı sürüncemede bırakarak dava konusu bedelin ekonomik koşullar karşısında kayba uğramasına kendi kusurlarının sebebiyet verdiğini ileri sürerek davanın reddini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.03.2016 tarihli ve 2014/183 Esas, 2016/119 Karar sayılı ilamı ile taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile davacıların murisleri adına bloke edilen kamulaştırma bedeli 758,36 TL yönünden bedelin bankaya bloke edildiği 28.12.1990 tarihinden, kamulaştırma işleminin kesinleştiği tarihe kadar (... İdare Mahkemesinde açılan kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin talebin reddine dair kararın kesinleştiği tarih 12.02.1992 olmasına rağmen dava dilekçesinde bu tarihin 12.12.1992 olarak belirtildiğinden taleple bağlı kalınarak) yasal faizi, 12.12.1992 tarihinden sonrası için ise Anayasa'nın 46 ncı maddesinde öngörülen kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi uygulamak suretiyle ve 25.000,00 TL munzam zararın dava tarihinden yasal faiziyle davalı idareden tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığının yasal bir karine olarak kabul edildiği, bunun dışında davacının herhangi karineden istifade etme olanağının yasal olarak mevcut olmadığı, davacı para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu somut delilerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 04.03.2021 tarihli ve 2019/669 Esas, 2021/141 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile 758,36 TL yönünden bedelin bankaya bloke edildiği 28.12.1990 tarihinden 12.12.1992 tarihine kadar yasal faizi, 12.12.1992 tarihinden sonrası için ise Anayasa'nın 46 ncı maddesinde öngörülen kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile davalı idareden tahsili ile davacılara ödenmesine, 13.000,00 TL munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacı ...'a ödenmesine, munzam zarara ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davalı idarece davaya konu kamulaştırma bedeli yönünden bloke konulmadığı ve davacılar tarafından bedelin tahsili konusunda başvurunun bulunmadığı belirtilmiş ise de davacılardan ...'ın kendi hissesine ilişkin ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/515 Esas, 2009/145 Karar sayılı dosyasında bulunan bilgilere göre davalı idarenin ... 4. İcra Müdürlüğünün 2005/6620 sayılı takip dosyasına vermiş olduğu 10.08.2005 havale tarihli itiraz dilekçesinde, davalı ... Genel Müdürlüğünce kamulaştırma bedeli karşılığı olarak bankaya yatırılan bedel üzerine ödememe şerhi konulduğunun kabul edildiği anlaşılmakla bedelin tespitinde izlenilen yöntem doğru görülmediği gibi kabule göre de davacı para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu somut delilerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi ve davalı idare lehine reddedilen kısım üzerinden fazla vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 08.04.2023 tarihli ve 2022/703 Esas, 2023/218 Karar sayılı ilamı ile 863.353,70 TL'nin davacı ...'a ve 364.061,91TL'nin davacı ...'a 28.12.1990 tarihinden itibaren 12.02.1992 tarihine kadar yasal faizi ile 12.02.1992 tarihinden itibaren de kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak verilmesine, munzam zarara yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; konumu itibarıyla çok değerli olan dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin uzun yıllar alınamaması nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını, munzam zarar talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 1990 yılında belirlenen kamulaştırma bedeli davacılara ödendiği hâlde, depo edilen bedel üzerinde ödememe şerhi bulunduğunun kabulünün hatalı olduğunu ve bankaya depo edilen paranın kendilerine ödenmesine ilişkin herhangi bir müracaatları bulunmayan davacılar yönünden müvekkili idarenin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacılarca tezyidi bedel davasının sürüncemede bırakıldığı gözetilmeden davacıların sebepsiz zenginleşmesine neden olacak şekilde karar verildiğini, bilirkişi raporlarına itirazları dikkate alınmadan denetime elverişli olmayan rapor uyarınca karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın faiz ve vekâlet dahil tüm hükümler yönünden usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenmemesine dayalı munzam zarar ve faiz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 122 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2022 tarihli ve 2021/11-938 Esas, 2022/401 Karar sayılı kararı “...TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır... ” şeklindedir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin 12.09.1990 tarihli İstimlak Takdiri Kıymet Komisyon Raporunda belirlenen ve davacıların murisleri adına bloke edilen kamulaştırma bedeli 980.000.000 ETL (980,00 TL)’nin 28.12.1990 tarihinde ... ... Şubesi'ne bloke edildiği, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/227 Esas, 1995/48 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın davacılar ve murisleri adına olan tapu kaydının iptali ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve temyiz incelemesinden geçerek 04.05.1996 tarihinde kesinleştiği, 13.06.1996 tarihinde ... adına hükmen tescil edildiği, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/490 Esas, 2006/238 Karar sayılı dosyasında eldeki dosya davacıları ile murisleri tarafından tezyidi bedel davası açıldığı ve davanın kısmen kabulüne karar verilerek temyiz incelemesinden geçerek 02.04.2017 tarihinde kesinleştiği, paydaşlardan ...’ın kıymet takdir komisyonu tarafından takdir edilen bedelin bloke edilerek kendisine ödenmemesi nedeniyle ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/464 Esas, 2013/196 Karar sayılı dosyasında açtığı alacak davasının kabulü ile 220,26 TL asıl alacağın yasal faiziyle davalıdan idareden tahsiline dair kararın temyiz incelemesinden geçerek 08.12.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek taraf vekillerinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Davacı; para alacağını zamanında tahsil etmesi halinde ne şekilde kullanacağını, paranın zamanında verilmemesi nedeniyle faiz dışında ne gibi maddi zararlarının oluştuğunu somut delilerle ispat edemediğinden munzam zarar istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Buna karşın; davacı idarece düzenlenen 12.09.1990 tarihli kıymet takdir raporunda belirlenen 980.000.000 ETL (980,00 YTL) bedelden davacılardan ...'ın kendi payı yönünden açtığı ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/464 Esas, 2013/196 Karar sayılı dava dosyasında hükmedilen bedelin mahsubundan sonra mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde, davacıların payına düşen kısmın, bankaya bloke edildiği 28.12.1990 tarihinden kamulaştırmanın kesinleştiği 12.02.1992 tarihine kadar yasal faizi ile, 12.02.1992 tarihinden itibaren de kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tezyidi bedel davasında belirlenen bedelin güncellenmesi suretiyle fazlaya hükmedilmesi yerinde değildir.

6.Dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığından nispi harca hükmedilmesi gerekirken maktu harca hükmedilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.