Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8034 E. 2024/861 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmaz bedeli karşılığında tazminat talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu şuyulandırıldığı ve davacıların hisselerine ilişkin başka bir davada tazminata hükmedildiği, ayrıca taşınmazın tapuda mükerrer kayıtlı olduğu ve fiili bir el atmanın bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2028 Esas, 2022/1902 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/626 Esas, 2021/718 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın, davalı ... yönünden husumet yokluğundan, davalı ... yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, Keçiören ilçesi, ... Mahallesi 2031 ada 32 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin sona erdiğini, idareye yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, fiili el atmanın olmadığını, dava konusu parselin imar görmesine rağmen sehven kapatılmamış olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacıların parselde hissedar gözükmediğini, parselin yolda değil konut parselleri üzerinde kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın her iki davalı idare yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalıların sorumlu olması gerektiğini, tapunun ilk oluşumdan itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmesi gerektiğini, parselin tapuda aktif olduğunu, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekâlet ücretine hükmedildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz her ne kadar tapu kayıtlarında yaşayan parsel olarak görülmekte ise de yapılan imar uygulaması ile tapudan terkin işleminin yapılması gerekirken kapatılmayan parsel olduğu ve imar uygulaması sonucu oluşan parsellerde davacılar murisi adına tescilin sağlanıp şuyulandırılan parsellerden 32118 ada 1 parsele ilişkin davacılar tarafından kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davada, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen dosyası ile bedelinin ödenmesine karar verildiği, 31951 ada 1 parselin ise muris adına tescili müteakip satıldığı, bu yönüyle uygulama sonrası tapunun kapatılması gerekirken her nasılsa yaşamaya devam ettiği, bu haliyle davalılarca taşınmaza kamulaştırmasız el atma halinin bulunmadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar verilmesi doğru kabul edilmiş; ancak taşınmazda imar uygulamasını onaylayan ve yapan idare ... olup davalı ... yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken her iki idare yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi ve davacılar vekili tarafından alınan bilirkişi raporu sonucunda tespit edilen bedel üzerinden maktu ıslah harcı yatırıldığı, davacılar vekiline nispi karar harcını tamamlaması için süre verilmediği, yatırılan ıslah harcı dikkate alındığında davanın kabulü halinde ancak taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği hususu birlikte değerlendirildiğinde, davalı idare lehine nispi vekâlet yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın davalı ... yönünden esastan, davalı ... yönünden ise husumetten reddi ile vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm tesis edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın imar uygulaması sonucunda düzenleme ortaklık payı kesilerek bir kısmının 31952 ada 2, bir kısmının ise 31951 ada 1 parsele olarak tescil akabinde 31952 ada 2 parselin imar uygulaması ile 32118 ada 1 parsel olarak tescil edildiğini, bu parselin belediye hizmet alanında kaldığını, tedavüllü tapu kayıtlarının getirtilmediğini, 31952 ada 2 parseldeki hissenin gidip gitmediğinin araştırılması gerektiğini, tapu kayıtları gereği dava açıldığını, tapu kaydının aktif olduğunu yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalıların sorumlu olması gerektiğini, vekâlet ücretinin maktu olması yönündeki istinaf mahkemesi kararının isabetli olduğunu, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un"Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti" kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan inceleme sonucunda; dava konusu 2031 ada 32 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 82041 nolu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak, düzenleme ortaklık payı kesilerek, 58 m²lik kısmının 31952 ada 2 no lu imar parselinde, 578 m²lik kısmının 31951 ada 1 nolu imar parsellerinde şuyulandırıldığı, bilahare yapılan imar değişikliği ile 31952 ada 2 nolu parseldeki 58 m²lik hissenin, bu kez Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılan 32118 ada 1 nolu imar parselinde şuyulandırıldığı ve davacıların bu parseldeki hisselerine yönelik olarak açmış oldukları dava sonucunda Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/312 Esas, 2012/482 Karar sayılı olup, 13.12.2012 tarihinde kesinleşmiş olan dosyada tazminata hükmedilerek, davacı paylarının idare adına tesciline karar verilmiş olduğu, 31951 ada 1 nolu imar parselindeki hissenin ise satılmış olduğu ve murisin halihazırda paydaş olmadığı anlaşılmış olup, dava konusu taşınmazın tapunun 511 ve 520 sayfalarına mükerrer olarak tescil edildiği, şuyulandırma neticesi tapu kütüğünden terkin edilmesi gerekirken mükerrer tescil nedeniyle 511 inci sayfada yaşamaya devam ettiğinden, davanın reddine karar verilerek, yargılama giderlerinden davacıların sorumlu olduğunun kabulü doğru olduğu gibi, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin kısmen kabulü ile davanın davalı ... yönünden esastan, davalı ... yönünden ise husumetten reddi ile davalılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.