"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1081 Esas, 2022/2893 Karar
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/112 Esas, 2021/475 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin başvurusunun reddine, davalı vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 101 ada 242 parsel (ifrazla 101 ada 326 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın her ne kadar tapu kaydında tarla vasfında gözükse de imar izni alınmış büyükbaş hayvancılık tesisi alanı olduğunu, bu durumun cevap dilekçesi ekinde sundukları İnegöl ve Yenice Belediye Başkanlıklarına ait yazılardan görülebileceğini, bu nedenle taşınmazın arsa niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacı idare tarafından tanzim edilen tescil bildiriminde (c) harfi ile gösterilen 2.741 m²lik kısmın işe yaramaz hale geldiğini, bu kısmın kamulaştırılması gerektiğini, müvekkilinin kapalı ahır yapmayı planladığı (a) harfi ile gösterilen kısmın ise 50.011,67 m²ye düştüğünü, bu alana uygun olarak yeni proje çizdirmesi gerekeceğini, yeni projede kapalı inşaat alanının 1.333,21 m² azalarak 12.279,54 m² olacağını, böylece yapılması planlanan sekiz ahırdan birinin iptal edilmek zorunda kalınacağını, inşaat alanındaki kaybın hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, keza alınan imar izni, uygulanamayan proje, müvekkili tarafından taşınmaza açılan yolun ve davacı idarece kesilen taşınmaz üzerindeki erik ağaçlarının da kamulaştırma bedeli hesaplamasına dahil edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebeye alınan ürünlerde üretim masraflarının brüt gelirin %50’sinden az olmaması gerektiğini, su kaynağı ve yeterliliğinin yeterli şekilde raporda açıklanmadığını, kapitalizasyon faiz oranının sulu arazilerde %5 olarak uygulanması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde dikkate alınan unsurların mükerrerlik oluşturacak şekilde objektif değer artış oranının tayininde de esas alındığını, aynı yörede bulunan diğer bir taşınmaza ilişkin dosyada herhangi bir objektif değer artışı uygulanmamışken, eldeki dosyada uygulanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi krokisinde (C1) ile gösterilen kısım tarım yapmaya elverişli olduğu halde, tamamının bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında yer alan İnegöl Belediye Başkanlığının 06.07.2017 tarihli yazısında dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli mevzi uygulama imar planı ile büyükbaş hayvancılık tesisi olarak planlandığının bildirildiğini, buna rağmen arsa olarak değerlendirilmediğini, arsa vasfında sayılmasa dahi, büyükbaş hayvancılık tesisi yapılabilecek olan taşınmazın diğer tarım arazilerinden daha farklı ve değerli kabul edilmesi gerektiğini, kamulaştırma nedeniyle müvekkilinin planladığı tesiste meydana gelecek değer azalmasının hesaplamaya dahil edilmediğini, bu hususta içerisinde inşaat mühendisinin de bulunduğu bir bilirkişi heyetinden itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, kamulaştırmadan önce taşınmazın alanının %25 oranına tekabül eden 13.612,75 m²lik kapalı inşaat alanına sahip olduğu, fen bilirkişi krokisinde gösterilen (B1), (B2), (D1) ve (D2) kısımlarının kamulaştırılması ve (C1) ile (C2) kısımlarının ise taşınmazdan ayrılarak kullanılamaz hale gelmesi sonrasında yeni projede kapalı inşaat alanının 1.333,21 m² azalarak 12.279,54 m² olduğunu, böylece yapılması planlanan sekiz ahırdan ikisinin iptal edilmek zorunda kalınacağını, inşaat alanındaki kaybın hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, kamulaştırma öncesinde mevcut olan traktör dönüş yerinin kamulaştırma sonrasında kullanım dışı kaldığını, müvekkilinin yeni traktör dönüş yeri yapabilmesi için yaklaşık 20 adet erik ağacını kesmek zorunda kaldığını, bu ağaçların bedellerinin de hesaplanarak kamulaştırma bedeline ilave edilmesini, kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi krokisinde (C1) olarak gösterilen alanın kamulaştırılmasını istemediklerini, bu alanda %50 oranda değer düşüklüğü bedelinin hesaplanarak müvekkiline ödenmesini talep ettiklerini, bu taleplerinin dikkate alınmadığını, ayrıca bu alandaki değer düşüklüğü bedelinin hesaplanmasında kapama erik bahçesi yerine, arazi birim bedelinin kullanılmasının hatalı olduğunu, müvekkili lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu sulu arazi ve erik bahçesi niteliğindeki taşınmazlara dava tarihinde geçerli olan resmi veri listesi esas alınarak, yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilmek suretiyle, sulu arazi için %4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak zirai net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin isabetli olduğunu, tespit edilen metrekare değerleri aynı yöreden Daireye intikal eden dava dosyalarındaki metrekare bedelleri ile uyumlu olduğundan bu hususlara değinen istinaf sebeplerinin reddi gerektiğini, kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında amaç taşınmazın gerçek değerini bulmak olduğundan, taşınmazın boş arazi olan kısmına daha yüksek oranda objektif değer artış oranı uygulanmasının çelişkili olmadığını, zira birbirlerine komşu taşınmazlarda boş arazi için farklı objektif değer artış oranı, meyve bahçesi için farklı bir oran uygulanabildiğini, ayrıca taşınmazdaki büyükbaş hayvan ahırı inşaat projesi bağlamında ileri sürülen değer kaybının ibraz edilen proje ve çizimlere hasren söz konusu projenin yerine getirilememesi sebebiyle taşınmazda başkaca bir değer kaybının yaşanıp yaşanmadığının da uzman bilirkişi tarafından denetime elverişli şekilde incelenerek taşınmaz üzerinde tesis edilmiş mevzi imar planına uygun tesisin mevcut olmadığı, aradan geçen süre içerisinde mevcut mevzi imar planına göre projenin tadil edilerek uygulanmasına kamulaştırma tarihi itibari ile herhangi bir engel bulunmadığının belirtilmesi sebebiyle bu nedenden dolayı taşınmazda değer kaybının yaşanmadığının anlaşıldığı, bu noktaya ilişkin istinaf sebeplerinin de yerinde görülmediği, ancak ilk kararın istinaf incelemesinde kamulaştırma harici kalan ve krokide (C1) harfiyle gösterilen kısmın tamamının kamulaştırılmasında hukuka aykırılık görülmemesine rağmen, istinaf kararından sonra aynı kısımla ilgili olarak bu kez %50 değer kaybından hareketle hesaplama yapılmasının doğru görülmediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kısmen kabulü ile (C1) harfli kısmın tamamının bedelinin kamulaştırma bedeline eklenmesi ve tapu kaydının da iptaliyle davacı idare adına tescili bakımından düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya kapsamında yer alan İnegöl Belediye Başkanlığının 06.07.2017 tarihli yazısına göre; dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce (Kapatılan) Yenice Belediye Meclisinin 05.10.2012 tarihli ve 52 sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Mevzi İmar Planına sahip olduğu ve hatta taşınmazın kök parsellerinden (Kapatılan) Yenice Belediye Encümeninin 28.11.2012 tarihli ve 187 sayılı kararıyla 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı anlaşılmakta olup, 11.03.1983 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 28.02.1983 tarih ve 6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesinin (c) bendi uyarınca dava konusu taşınmazın arsa vasfını taşıdığı kabul edilmelidir.
3. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi
yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken arazi niteliğinde değer biçen rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.
4. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi krokisinde (C1) ile gösterilen kısmına ilişkin yargılama sırasında 16.09.2021 tarihli celsede alınan ara karar gereği davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 27.09.2021 tarihli dilekçede (C1) ile gösterilen kısmın kamulaştırılmasını istemedikleri, %50 oranında değer azalışı bedelinin ödenmesi talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
5. Bu durumda, her iki tarafın da fen bilirkişi krokisinde (C1) ile gösterilen kısmın kamulaştırılmamasına yönelik talepte bulunduğu gözetilerek arta kalan bu bölüm yönünden yüzölçümü, geometrik durumu ve kullanım amacı dikkate alındığında %50 oranında değer azalışı oluşacağının düşünülmemesi isabetsizdir.
6. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.