"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/327 Esas, 2023/275 Karar
DAVA TARİHİ: 22.11.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesine dayanan tazminat istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Asıl dava davacısı Halil İbrahim Çakır vekili tarafından sunulan 22.06.2023 tarihli tavzih dilekçesiyle vekil ile temsil edilen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi talep edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; 17.07.2023 tarihli ek karar ile kendisini vekille temsil ettiren davacı ... lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2023 tarihli kararı ile 17.07.2023 tarihli ek kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; ...Mevki 707 parsel sayılı taşınmazın muris ...'ın adına kayıtlı olduğunu, malikin ölmesi sonucu tarla üzerindeki hak sahiplerinin davacılar olduğunu, taşınmaz üzerinde kadastro yapılarak orman sınırları içerisinde yer aldığının tespit edildiğini, ilan edilerek ilan tarihi olan 30.11.2002 tarihinden itibaren on yıllık itiraz süresinin geçmiş olduğunu ve kesinleştiğini, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/15 Esas sayılı dava dosyası ile dava açıldığını, dosyanın halen derdest olduğunu, davacıların taşınmazdaki mülkiyet haklarının ihlal edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Birleştirilen Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/596 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki bulunduğu ...Mevki 707 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisine ait iken evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile Orman Genel Müdürlüğüne izafeten... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından tapu iptali tescil davası açıldığını, açılan davanın derdest olduğunu bildirerek, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
3. Birleştirilen Kocaeli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/285 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların hisseli olarak maliki bulundukları Kocaeli ili, ..., ...köyü 707 parsel sayılı taşınmaz evveliyatın orman olduğu gerekçesiyle Orman Genel Müdürlüğü tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve taşınmazın tapu kaydı iptal edilerek orman vasfıyla davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, kararın kesinleştiğini, taşınmazda davacıların hisselerinin iptali nedeniyle ıslahla talep edilmeyen kısımlar yönünden toplam 87.240,00 TL tazminatın tapu iptalinin kesinleştiği tarih olan 11.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazları bulunduğunu beyan ederek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2021 tarihli ve 2017/556 Esas, 2021/172 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/673 Esas, 2022/239 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz, bu nedenle asıl dava davacılarından ... ile birleştirilen davaların tüm davacıları yönünden, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiş, asıl dava davacıları ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının incelemesinde; dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ancak Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerekirken, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi esas alınarak değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava davacıları ..., Kazım Çekır, ...( Halil kızı), ..., ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; ormanlar özel mülkiyete konu edilemeyeceğinden tazminat hakkının olmadığını, ıslah edilen miktar için faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olması gerektiğini, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, reddedilen miktar yönünden Hazine lehine vekâlet ücerti takdir edilmesi gerektiğini, ayrıca ek kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek ek kararın kaldırılarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinde; "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar, taraflara yüklenen borçların genişletilmesi niteliğinde olduğundan, talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne ilişkin 17.07.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
4. İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, asıl dava davacılarından ... ile birleştirilen davaların tüm davacıları yönünden paylarına düşen bedellerin kesin olduğu gerekçesiyle infazı zorlaştıracak şekilde yeniden karar verilmemesi hatalıdır.
5. Bozma sonrası davalı Hazine lehine reddedilen miktar üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. İlk Derece Mahkemesince verilen 17.07.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.