"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/467 Esas, 2022/293 Karar
DAVA TARİHİ : 07.03.2007
KARAR : Usulden ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan zeytin ağaçlarının bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Muğla ili, Dalaman ilçesi, Aşağı Dalaman Projesi Dalaman Akköprü Barajı Taşocağı sahasında toprak alımı sırasında müvekkili Salih Zeki Duran’a ait aşılı zeytin ağaçlarının kesildiğini, davalı idareye zararın ödenmesi için başvurulmuş ise de zararın ödenmediğini belirterek müvekkilinin uğramış olduğu zarar olan 29.100,00 TL'nin talep tarihi olan 2000 yılı Aralık ayından itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ağaçların bedelinin davacıya ödenmemesinin nedeninin kanun değişikliği olduğunu, dava açılmadan önce zararların ödenmesine olanak sağlandığını, davacının davayı açmakta hukuki menfaati olmadığından davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Dalaman(Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.2010 tarihli ve 2007/76 Esas, 2010/356 Karar sayılı kararı ile davacılar ..., ..., ... ve ...'ın açmış olduğu davanın reddine, davacılar ..., ..., ..., ... ve ...'in açmış olduğu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Dalaman(Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.2010 tarihli ve 2007/76 Esas, 2010/356 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; zemini orman sayılan yerlerden olan taşınmaz üzerinde davacının zeytin ağaçları olduğu anlaşılmakla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 19/son maddesine 26.05.2004 tarihinde 5177 sayılı kanun ile eklenen fıkra uyarınca, ağaçların 11 inci madde çerçevesinde bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemenin Direnme Kararı
Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/671 Esas, 2014/24 Karar sayılı kararı ile taşınmazın orman sınırı içinde orman sayılan yerlerden olduğu konusunda bir çekişme bulunmadığından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16 ncı maddesinde kamu malları; hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallarla genel sular ve ormanlar olmak üzere dört gruba ayrılmış ve kamu malı olan ormanların 2942 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesine 5177 sayılı Kanunla eklenen Ek fıkrada açıkça ayrık tutulduğu, anılan hükümde sayılan ve farklı bir hukuki statüsü bulunan "sahipsiz yer" kavramının ormanları kapsamadığı, dolayısıyla orman üzerinde, Kanunun tarif ettiği biçimde muhtesat oluşturulması ve bedelinin ödenmesi olanağının bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/671 Esas, 2014/24 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına direnme kararı üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda verilen 15.04.2021 tarihli ve 2017/5-2377 Esas, 2021/487 Karar sayılı ilâmı ile davacı Salih Zeki Duran vekilinin, müvekkilinin ölümünden sonra vekâleti son bulduğu hâlde dava açmasının mümkün olmadığı, bu nedenle usulen açılmış dava mevcut gibi işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesis eden direnme kararı usul ve kanuna aykırı bulunmuş ve mahkeme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.12.2022 tarihli ve 2022/467 Esas, 2022/293 Karar sayılı ilamı ile davacı Salih Zeki Duran vekilinin, müvekkilinin ölümünden sonra vekâleti son bulduğu hâlde dava açmasının mümkün olmadığı, bu nedenle usulen açılmış bir davanın mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı dava tarihinde vefat etmiş olsa bile mirasçılarının, davacıya ait ağaçların bedelini isteyebileceğini, davacı mirasçılarının 2007 yılından bu yana davayı takip edip ağaç bedeli için davayı devam ettirdiklerini, usul ekonomisi gereği davaya dahil edilen mirasçıların davaya devam etmesi usule uygun olup zeytin ağaçlarının bedelinin müvekkillerine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan zeytin ağaçlarının değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi "...Başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11 inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik öncesi 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, 19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.