"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1683 Esas, 2023/1519 Karar
DAVA TARİHİ : 21.08.2015
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/39 Esas, 2022/34 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinine ilişkin asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle, Burdur ili, ..., Çallıca köyü 7125 ve 1293 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; pazarlıkla alım usulü gereği belirlenen bedelin gerçek değerin çok altında olup kabulünün mümkün olmadığını, taşınmazın tarla değil yaklaşık 40 yıldır benzin istasyonu olarak hizmet verdiğini, idarenin takdir komisyonunca oluşturulan kıymet takdir raporuna bakıldığında tarla vasıflı taşınmazda bulunması mümkün olmayan kanopi, bordür taşı, kilit parke, reklam panosu, tabela, pompa binası gibi yapıların sayıldığını, müvekkilince benzin istasyonunun yeni yapılacak olan yola cepheli olacak şekilde geri çekilmesinin düşünüldüğünü ve Say Reklamcılık Yapı Dek. Proje Taah. San ve Tic. A.Ş ünvanlı şirketten konu ile alakalı fiyat teklifi alındığını, ancak yeni yapılacak olan benzin istasyonu için çalışma ruhsatı almanın mümkün görünmediğini, gelen fiyat teklif yazısında yalnızca benzin istasyonunun sökülüp yenilenmeden geri çekilmesi işleminin 295.000,00 TL olarak belgelendiğini, bu miktara 888,95 m² arazinin bedeli, parçalanıp kalan arazinin değer kaybı, çalışma amortismanı süresince oluşacak kazanç kaybı gibi meblağlar da dahil edildiğinde zararın teklif edilen bedelin çok üzerinde olacağını, ayrıca çevredeki arazi bedellerinin de söz konusu yol çalışması için teklif edilen bedellerin çok üzerinde olduğunu belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idarece fazladan yatırıldığı ortaya çıkan bedelin iadesine karar verilmesi gerektiğini, faiz hususunda da hatalı hüküm kurulduğunu, mahkemece paranın yatırıldığı zaman ve önceki karar tarihleri dikkate alınmaksızın daha uzun süreli dönemi kapsayacak şekilde faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, karara dayanak alınan bilirkişi raporlarının da denetlenebilir ve bilimsel olmadığını, geriye kalan alan gerek büyüklüğü gerekse geometrik yapısı itibarıyla akaryakıt istasyonu olarak kullanılmaya müsait olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgede yol çalışmalarının tamamlandığını, kamulaştırmadan arta kalan kısmın binası ve eklentileriyle birlikte benzinlik olarak faaliyetine devam ettiğini, buna rağmen ruhsatının geçerliliği yok sayılarak mevcut tesisin tamamını kamulaştırma sınırından 25 metre geriye çekilerek hesaplamalar yapıldığını, neticede 165 ada 285 parselden 25 metre geriye çekerek kamulaştırılan alanının bedelinin 281.086,20 TL olarak hesaplandığını, hesaplanan bu değer içerisindeki kamulaştırılan alan ve müştemilat dışındaki unsurların oluşmamış zararlar olduğunu, kamulaştırmadan kaynaklanmayan ilerde doğabilecek zararları düşünen bilirkişi kurulunun hesaplamalarının hatalı olduğunu, böyle bir zarar oluşursa bu zararın başka bir davanın konusu olduğunu, 165 ada 284 nolu parselde hiçbir işlem ve el atma bulunmadığını, bilirkişi kurulunun sanki buranın da kamulaştırılmasını uygun bularak arazi bedeli ile birlikte toplam 281.086,20 TL fiyat takdir ettiğini, dolgu bedelleri ve istinat duvarı bedellerinin kamulaştırma bedeline eklenmesinin kamulaştırma mevzuatına aykırı olduğunu, fiilen dolgu veya istinat duvarı yapılmaksızın benzinlik olarak faaliyetinin devam ettiğini, raporlarda binalar, kanopi ve diğer tesisat için ileri sürülen bedellerin fahiş olduğunu, bu nedenle hangi somut verilere dayanarak ulaşıldığının gerekçelendirilmediğini, 1293 parselde prefabrik betonunun alanı 125 m² olduğu halde bilirkişi heyetinin bunu 239 m² alarak fazla değere ulaştığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırılan 7125 (165 ada 285) parsel sayılı taşınmaz içerisinde 2 adet akaryakıt pompası, kanopinin bir kısmı ile kıymet takdir tutanağında belirtilen diğer mütemmim cüzlerin mevcut olduğu, kamulaştırma sonrasında arta kalan 7126 (165 ada 284) parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise akaryakıt satış binası, market kahvehane ve müştemilatı yapılarının bulunduğu, söz konusu idari bina ve yapıların karayolları kamulaştırma sınırına 8 metre mesafede olduklarının belirtildiği, belediye başkanlığının dosya arasında mevcut cevabi yazısına göre de taşınmazın uygulama imar planının bulunmadığı, bu durumda 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve 12 nci maddesi hükümleri gereğince; akaryakıt istasyonunda bulunan makine ve techizatların demontaj ve montaj bedelleri ile akaryakıt istasyonunun yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde faaliyetine devam edebilmesi için yapılması gereken masraf hesaplanarak kamulaştırma bedeline eklenmek suretiyle tespit edilen kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olmasında ve yine davacı vekilince 1293 parselin beton alanına yapılan itiraz yönünden ise birleştirme kararı öncesinde hükme esas alınan raporda 239 m² olarak belirlendiği, verilen hükme karşı davacı idare vekili tarafından istinaf yoluna da başvurulmadığı anlaşıldığından davacı idare vekilince soyut şekilde ileri sürülen bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiş, ancak davacı idarece fazla bloke edilen bedelin iadesine karar verilmemesi ve faizin Dairece verilen kaldırma kararı öncesindeki hüküm gereği davacıya ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelleri dikkate alınmaksızın tüm bedele son karar tarihine kadar faiz işletilmiş olması doğru görülmeyerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak belirtilen yönlerden düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı gereği kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilmesinin dayanağının kalmadığını, bilirkişi raporunun denetlenebilir olmadığını, dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu, 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın niteliği belirlenirken Bakanlar Kurulunun 11.03.1983 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 28.02.1983 tarihli ve 6122 numaralı kararı uyarınca dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun kullanım amacına uygun mevzii imar planı bulunup bulunmadığı araştırmalı, taşınmazın mevzi imar planı içerisinde olduğunun anlaşılması halinde taşınmaz arsa olarak kabul edilmelidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden bu yönde bir araştırma yapılmadan taşınmazın arsa niteliğinde kabul edildiği anlaşılmış olup, taşınmaz mevzi imar planı içerisinde ise emsal karşılaştırma yolu ile değilse tarım arazisi niteliğinde kabul edilerek net gelir metoduna göre değer biçilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesisler Hakkında Yönetmelik gereğince mevcut binaların ve tesislerin geri çekilmesi gerektiği belirtilerek 118 ve 236 m² binaların bedeli hesaplanmışsa da fen bilirkişi raporunda A ile gösterilen 116,6 m², B ile gösterilen 106,41 m², C+C1 ile gösterilen 114,91 m² ve 46,11 m²lik yapılar bulunduğu belirtildiğine göre öncelikle bilirkişi raporunda yapılar yönünden oluşan çelişkinin giderilerek, Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesisler Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca söz konusu binaların cephe hattı ile karayolu arasındaki çekme mesafelerinin tespiti yönünden mahallinde yeniden keşif yapılıp kamulaştırma harici alanda kalmakla beraber bahsedilen yönetmelik hükümlerine göre geri çekme mesafesi içerisinde bulunan yapıların fen bilirkişisine krokide işaretlettirildikten sonra bu mesafeler de dikkate alınarak dava konusu taşınmazın kamulaştırma harici kısmında bulunan binaların faaliyet alanına uygun amaçlarla kullanılıp kullanılamayacağının tespiti için yeniden bilirkişi kurulu raporu alınarak, yol çekme mesafesinde bulunan ya da yol yapımı nedeniyle kullanılma imkanı ortadan kalkan binaların bedeli ile binaların içerisinde bulunan makina ve ekipmanlardan taşınması mümkün olanların montaj ve demontaj bedeline, sabit parçaların ise yıpranma payı da düşülerek belirlenen değerine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
4. Kabule göre de, dava konusu taşınmazların Çallıca köyünde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın il merkezinde ... Mahallesinde olduğu, emsal taşınmazın çevresinin gelişmişlik durumu ve dava konusu taşınmaza uzaklığı dikkate alındığında emsal incelemesinin yöntemine uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
5. Dava konusu taşınmazların üzerinde bulunan montaj demontajı mümkün olan tabela, yönlendirme tabelası, aydınlatma direği, reklam panosu, fiyat panosu aydınlatma lambası ve yönlendirme lambasının montaj demontaj bedeline hükmedilmesi gerektiği hâlde, tam bedeline hükmedilmesi doğru olmadığı gibi akaryakıt istasyonu binası ile 2 katlı binanın resmi birim fiyatlarına uygun yapı bedeline hükmedildiği hâlde ayrıca yıkılması için gerekli masrafların da hesaplanarak bu bedele eklenmek suretiyle fazla bedel belirlenmesi de doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.