"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/672 Esas, 2023/3128 Karar
DAVA TARİHİ : 11.01.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/22 Esas, 2022/594 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre; davacılardan tapu kayıt maliki , ... ve ..., ... yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle, davacılardan , ... ve ..., ... yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra, davalı idarenin tapu kayıt maliki davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., Öveçler Mahallesi 4916 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların İmar İdare Heyetince 1966 tarihinde onaylanan 57000 nolu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak 4916 ada 11 parselin 307 m²si, 4916 ada 12 parselin 376 m²sinin yol olarak ayrıldığını, davalı idare tarafından usulüne uygun kamulaştırma yapılmadığı halde yol yapılmak suretiyle taşınmazlara fiilen el atıldığından bahisle taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 12 metre genişliğindeki Karadut ve Ninni sokaklar üzerinde kaldığını, zaman içerisinde meclis kararları ile yetki ve sorumluluk devirlerinin yapılabildiğini, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.12.2017 tarihli ve 2445 sayılı kararı ile 15 metrenin altında olan yolların sorumluluğunun ilçe belediyelerine bırakıldığını, işbu dava tarihinde ve halen Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.12.2017 tarih ve 2445 sayılı kararının yürürlükte olduğunu, hukukun genel kurulları gereği her davanın açıldığı tarihli ve şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında parselasyon planının davalı tarafından yapılmasının bir öneminin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KA
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, hükmedilen bedelin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacı paylarının iptali ile yol olarak terkinlerine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin yüksek olduğunu, bilirkişi raporundaki emsalin özel amaçlı satış olup değerlendirmeye esas alınamayacağını, paydaş dosya bedeli eskale edilerek bedelin belirlenemeyeceğini ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bu konudaki bozma ilamlarının dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların 10.000 m² alanlı 1681 ada 3 parselin 1950 tarihli 17235 nolu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak zayiat (düzenleme ortaklık payı) kesilmesini müteakip 968 m² yüzölçümü 4916 ada 10 parsel ve 1337 m² yüzölçümü 4916 ada 11 parsel olarak tapuda tescil edildiği, daha sonra İmar İdare Heyetinin 1966 yılında onaylanan 57000 No.lu parselasyon planı ile ikinci kez uygulamaya alınarak 4916 ada 10 parselin 356 m²sinin, 4916 ada 11 parselin de 307 m²sinin yola giden olarak ayrılıp kalan kısmın imar parsellerine şuyulandırıldığı, yol olarak ayrılan bu bölümlerin tapuda halen yaşamakla birlikte fiilen yol olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmazların ilk imar uygulaması sonucu zayiat kesilmek suretiyle oluşan imar parseli olduğu, bir taşınmazda birden fazla düzenleme ortaklık payı kesilemeyeceği hususu dikkate alındığında davaya konu taşınmazlara fiilen bu yönüyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği, parselasyon planlarının yapıldığı tarih itibarıyla İmar İdare Heyetinin yerine kaim olmak üzere Ankara Büyükşehir Belediyesinin yer aldığı ve 15.12.1017 tarihli ve 2445 sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararının 08.10.2019 tarihli ve 1250 sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile iptal edildiği, buna göre 12 metre ve üstü yol genişliği olan yerlerde bakım, onarım ve sorumluluğun Ankara Büyükşehir Belediyesine ait olduğu dikkate alındığında, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmazın paydaşları tarafından açılan ve Yargıtay denetiminden geçen davalar sonucu tespit edilen bedeller de gözetilerek değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazlardaki muristen intikal eden payların yol olarak terkinlerine dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Geçici 6 ncı ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2 .Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçeye göre; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Her ne kadar davacı ... 'in bedeline hükmedilen 11,75 metrekare payının iptali ile yol olarak terkinine ilişkin olarak kurulan hükümde sehven payının 11/75 olarak yazılması temyize konu edilmiş ise de bu hususun mahkemesince her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde bulunduğu dikkate alınraak esasa etkili görülmeyerek sadece eleştrilmekle yetinilmiştir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına. ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdarenin Davacılardan ..., ..., ..., ... ve ...'a İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdarenin Davacılardan ..., ..., ..., , ... ve ...'a İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı idare ve Laçin Işık vd.den peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.