"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/38 Esas, 2024/53 Karar
KARAR : Davanın açılmamış sayılmasına
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ..., ..., eski 1011 parselde (yeni 1724, 1725, 1726, 1727, 1728, 1729, 1730, 1731, 1732, 1733, 1734 parseller) kayıtlı bulunan taşınmaza enerji hattı geçirilmek suretiyle davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.03.2014 tarihli ve 2012/643 Esas, 2014/61 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mülkiyet kamulaştırması yapılıyormuş gibi irtifak alanının zemin bedelini hesaplayan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarından; TEK lehine irtifak hakkı tescil edildiği anlaşılmakla, ilgili kurumlardan buna ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip, gerekiyorsa enerji nakil hattının alanı, izdüşümü ve güzergahının tespiti için fen bilirkişi marifetiyle yeniden keşif yapıldıktan sonra, kök 1011 parselden ifrazla oluşan dava konusu taşınmazların hangisine bu enerji nakil hattının fiilen isabet ettiği tespit edilerek, ilgili taşınmaz/taşınmazların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün hesaplamada dikkate alınması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 18.07.2018 tarihli ve 2015/60 Esas, 2018/329 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bilirkişi kurullarınca kanundaki usule uygun bir inceleme ve işlem yapılmadan sekiz kez, bir kısmı birbirleriyle çelişkili ayrı ayrı rapor düzenlenmiş, mahkemece asıl ve ek raporlar hüküm kurmaya elverişli denildikten sonra hangi rapora itibar edildiği belirtilmeden, üstelik aynı taşınmazın paydaşları tarafından aynı idareye karşı açılan Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/250 Esas, 2018/170 Karar sayılı dosyasının Dairemiz denetiminden geçerek onandığı gözetilmeden bozma öncesi hükme esas alınan rapordaki bedele hükmedilmesi, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarından TEK lehine irtifak hakkı tescil edildiği anlaşılmakla, ilgili kurumlardan buna ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip, gerekiyorsa enerji nakil hattının alanı, izdüşümü ve güzergahının tespiti için fen bilirkişi marifetiyle yeniden keşif yapıldıktan sonra, kök 1011 parselden ifrazla oluşan dava konusu taşınmazların hangisine bu enerji nakil hattıın fiilen isabet ettiği tespit edilerek ilgili taşınmaz/taşınmazların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün hesaplamada dikkate alınması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde ...Vakfı veya SBV şerhi bulunduğu anlaşıldığından, vakıf türünün ve taviz bedeline tabi olup olmadığının Vakıflar Genel Müdürlüğünden sorulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu 1743 parsel üzerinden geçen enerji nakil hatlarının her birinin toplam alanı üzerinde davacılar murisinden davacılara intikal edecek pay oranında davalı idare lehine irtifak hakkı tesciline ve pilonlara ait 1724, 1725, 1726, 1727, 1728, 1729, 1730, 1731, 1732, 1733 parsellerde davacılar murisinden davacılara intikal edecek payların iptali ile davalı idare adına tesciline karar vermekle yetinilmesi gerekirken infazı zorlaştıracak şekilde davacılar payına düşecek m² değerlerinin tapusunun iptaline karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 12.03.2021 tarihli ve 2019/435 Esas, 2021/158 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dairemiz bozma ilâmında "Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarından; TEK lehine irtifak hakkı tescil edildiği anlaşılmakla, ilgili kurumlardan buna ilişkin kayıt ve belgeler getirtilip, gerekiyorsa enerji nakil hattının alanı, izdüşümü ve güzergahının tespiti için fen bilirkişi marifetiyle yeniden keşif yapıldıktan sonra, kök 1011 parselden ifrazen oluşan dava konusu taşınmazların hangisine bu enerji nakil hattının fiilen isabet ettiği tespit edilerek ilgili taşınmaz/taşınmazların üzerinde irtifak hakkı tesis edilmesi nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün hesaplamada dikkate alınması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi" gerektiği belirtildiği hâlde, bozma gereği yerine getirilmeden hüküm kurulması ve hükümde tapu iptal tescil kararına dayanarak yapılan 27.05.2013 tarihli fen bilirkişisinin infaza yarar krokisi dosya içinde bulunamadığından temin edilip dosya içine alındıktan sonra, dosyanın geçirdiği safahat gözetildiğinde infaza kabil olup olmadığı denetlenip infaza kabil olmadığının anlaşılması hâlinde, infaza yarar krokili fen bilirkişisi raporu aldırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar
Mahkemenin 2022/142 Esas sayılı dosyasında ... mirasçıları yönünden davanın tefrikine karar verilerek Mahkemenin 2023/216 Esasına kaydedilmekle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve akabinde davacı ... ve ... için tefrik kararı verilerek 2024/38 Esasına kaydedilip verilen süre içinde yenileme harcı yatırılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili idare lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalı idarenin kendisini vekil ile temsil ettirdiği ve mahkemece ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakla, davalı idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme Kararının (4) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Davalı idare kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.