"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2488 Esas, 2024/811 Karar
Avukat ...
DAVA TARİHİ : 23.02.2023
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/139 Esas, 2023/521 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., ... 48821 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece fiili el atma olgusu gerçekleşecek şekilde kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili idare tarafından bir tesis yapılmadığını, fiilen bir el atmanın söz konusu olmadığını, zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süre, derdestlik, görev ve yetki itirazlarının olduğunu, dava konusu taşınmaz için herhangi bir mülkiyet hakkı kısıtlamasının mevcut olmadığını, davacı vekili tarafından haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, husumet yöneltilemeyeceğini, imar planı tadilatıyla dava konusu taşınmazın imar planında ticari rekreasyon ve özel spor alanı olarak düzenlendiği, kamuya özgülenmekten çıkarıldığını, bu nedenle hukuki el atmadan söz edilemeyeceğini ve davacının mülkiyet hakkının kısıtlılığından bahsedilemeyeceğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'ndan doğan yükümlülüğün yerine getirilmesinin tazminat davasına konu olamayacağını, bilirkişi raporunda yanlış emsal değerlendirilmesi yapıldığını ve dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının çok yüksek belirlendiğini, vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "belediye hizmet alanı" olarak ayrıldığı, akabinde taşınmazın 2016 onaylı imar planı değişikliği kapsamında ''ticari rekreasyon alanı ve özel spor olarak ayrıldığı, minimum ifraz koşulunun 2.500 m² olarak belirlendiği, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde yapı ve tesis olmadığı üzerinde herhangi bir yapı ve tesisin bulunmadığının bildirildiği, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3 ncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargı görevi olduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile emsallerin vergiye esas rayiç değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline ve 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi uyarınca maktu ilam harcına hükmedilmesine, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine dair kararı ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 ncü maddesi (1) numaralı bendine göre, " Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. " şeklindeki düzenleme de dikkate alınarak harçlandırılmış ve hüküm altına alınmış bedel üzerinden nispi vekâlet ücreti takdirine dair kararda, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebebleri tekrar etmiş, ayrıca taşınmazın mülkiyet edinilme tarihi itibarıyla davacının açmış olduğu davada iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, taşınmaza fiilen el atılmadığı gibi imar planında özgülenme amacı nedeniyle davacının tasarruf yetkilerinin devam ettiği gözetildiğinde mülkiyet hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceği gibi tazminatı gerektirir bir zararın da oluşmadığını, husumetin ilçe belediyesine yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın halihazırda yürürlükte bulunan 2016 yılı onaylı 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ticari rekreasyon ve özel spor alanı olarak planlanmış olması nedeniyle, taşınmaza fiiilen el atılmamış olsa dahi taşınmazın başkaca paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davaların kabulüne dair hükmün Dairemiz denetiminden geçerek kesinleşmesi sonucunda davalı idarenin taşınmazda malik olduğu da gözetildiğinde, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü dğrudur.
4. Dava konusu taşınmaza davalı idarece 1983 yılından sonra el atıldığının kabulü ile nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
6. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları nispi olarak uygulanması gerekirken maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; harca ilişkin (2) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Alınması gereken 74.048,04 TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 359,80 TL 'nin mahsubuyla 73.688,24 TL'nin davalı idareden alınarak Hazine'ye gelir kaydına, davacı tarafca yatırılan toplam 359.80 TL'nin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine'' cümlesi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.