"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/263 Esas, 2023/321 Karar
Avukat ...
DAVALILAR :1.... vekili Avukat ...
2...vd. vekili Avukat ...
3.... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 20.02.2015
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;...ili, ...,...Mahallesi 18 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için davacı idare tarafından teklif edilen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, yapılacak keşif neticesinde taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
2. Bir kısım davalılar vekili Avukat ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için davacı idare tarafından teklif edilen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, yapılacak keşif neticesinde taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.10.2015 tarihli ve 2015/68 Esas, 2015/351 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 15.10.2015 tarihli ve 2015/68 Esas, 2015/351 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri ile bir kısım davalı vekili Avukat ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza 2883 metre uzak mesafede eski tarihli ve başka mahalleden satış olduğundan emsal alınamayacağı, dava konusu taşınmazın bulunduğu Aşağı Dudullu Mahallesinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunmasının doğal olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 21.05.2021 tarihli ve 2019/242 Esas, 2021/172 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 21.05.2021 tarihli ve 2019/242 Esas, 2021/172 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri ile bir kısım davalı vekili Avukat ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece verilen ilk karar davalılardan ... vekili ile davalılar ... Öztürk ve ... vekillerince temyiz edilmiş olup, ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedelinin, kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kesinleştiği, bu durumda ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden ilk kararda tespit edilen bedel davacı idare lehine usulî kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmadan sonra sadece ilk kararı temyiz eden davalıların payı hesaplanarak bu miktarın bloke ettirilip adı geçenlere ödenmesi ve ilk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden bozmadan önceki miktara göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, bozmadan sonra tespit edilen bedel üzerinden ilk kararı temyiz etmeyen davalıların payını da kapsar şekilde fark bedelin depo edilmesine ve bu bedele yasal faiz işletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için daha önce 9.750 TL/m² belirlenmişken, bozma sonrası %50’den fazla değer sapması ile 15.000 TL/m² belirlenmesinin makul olmadığını, dosyaya sundukları emsallerin değerlendirilmediğini, taşınmaz ... Caddesine cepheli olmasına rağmen,... ve ...Caddelerine cepheliymiş gibi raporda yorumlanmasının hatalı olduğunu, taşınmazın... Caddesine yakın konumda bulunduğunu, dava konusu taşınmazın cepheli olduğu ... Caddesinin emlak vergi değeri 168,09 TL/m² olmasına rağmen 89 kat fazla değer takdir edildiğini, takdir edilen değer ile emlak vergi değeri arasında aşırı oransal fark bulunduğunu, hükümde toplam kamulaştırma bedelinin hatalı gösterildiğini, fazla ödenen bedelin iadesine ilişkin hüküm kurulması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, emsal alınan taşınmaz dava konusu taşınmazdan daha değersiz olmasına rağmen daha değerli olarak yorumlandığını, taşınmazın öncesinde ticaret imarına sahip olduğunu, müvekkili şirket ile diğer hissedarlar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak çok büyük proje hazırlandığını, kamulaştırma ile birlikte bu projenin hayata geçirilemediğini ve büyük maddi kayıp ortaya çıktığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
3. Bir kısım davalılar vekili Avukat ... temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın konumu ve nitelikleri gereği bilirkişi raporunda ulaşılan değerin üzerinde bir rayiç bedelinin bulunduğunu, müvekkillerine düşen toplam kamulaştırma bedelinin hükümde gösterilmesi yerine fark kamulaştırma bedellerinin yazılmasının doğru olmadığını, ilk kararda hükmedilen bedel ile bozma sonrası hükmedilen fark kamulaştırma bedelinin hükümde ayrı ayrı gösterilerek her biri için ayrı ayrı faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinin hükümde belirtilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
4. Bir kısım davalılar vekili Avukat ... temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilleri yönünden bozma sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedeline hükmedilmediğini, buna rağmen faiz bitiş tarihinin son karar tarihi olarak belirlendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davalılardan bir kısmı için fark bedel belirlendiğine göre her iki grup için faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, vekâlet ücretinin sadece fark bedel ödenecek davalılar lehine verilmesi gerektiğini, kamulaştırma davalarında gerçek karşılığın ödenmesinin amaç olduğunu, aynı taşınmaz için yeni belirlenen bedelin bir kısım maliklere ödenmesinin ve müvekkillerinin fark bedelden mahrum bırakılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin hükümde hatalı gösterilmesi suretiyle infazda tereddüde sebebiyet verilmesi doğru değildir.
3. İlk kararda hükmedilen bedele ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası artan fark bedele son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
4. Davacı idare tarafından fazla depo edilen 904.312,50 TL'nin davalı tarafça bankadan çekilmiş olması halinde varsa çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse birikmiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "20.670.000,00" sayısının hükümden çıkartılması, yerine "19.765.687,50" sayısının yazılması, aynı bentte yer alan "tespitine" kelimesinden sonra gelen kısmın hükümden tümüyle çıkartılması, yerine "tespit edilen bedelin ilk kararla ödenmesine hükmedilen 13.435.500,00 TL’lik kısmına 21.06.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 15.10.2015 tarihine kadar yasal faiz uygulanarak davalılara payları oranında ödenmesine, bozma sonrası hükmedilen fark 6.330.187,50 TL kamulaştırma bedeline 21.06.2015 tarihinden ikinci karar tarihi olan 21.05.2021 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına, fark kamulaştırma bedelinin ilk kararı temyiz eden davalılara ödenmesine (davalı ... için fark kamulaştırma bedeli olan 2.712.937,50 TL, davalı ... için fark kamulaştırma bedeli olan 1.752.105,47 TL, davalı ... için fark kamulaştırma bedeli olan 1.865.144,53 TL)" cümlesinin yazılması, hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare tarafından fazla depo edilen 904.312,50 TL'nin davalı tarafça bankadan çekilmiş olması halinde varsa çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse birikmiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.