Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6408 E. 2025/1674 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kamulaştırılan taşınmaza ilişkin geri alım hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğradığı zararın tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının geri alım hakkını kullanamaması nedeniyle zararının tazmin edilmesi gerektiği kabul edilmekle birlikte, 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası uyarınca harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/188 Esas, 2024/8 Karar

DAVA TARİHİ : 26.08.2011

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 22 nci maddesine göre idarenin davacıya geri alım hakkını kullandırmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Malatya ili, bulunan ve bir kısmı davacının miras bırakan 'na ait olan 170 ada 19, 14, 15, 75, 74 ve 7 parsel sayılı gayrimenkullerin davalı idare tarafından hal olarak kullanmak maksadıyla kamulaştırıldığını, kamulaştırılan gayrimenkullerden 71 parsel numaralı gayrimenkulün ifraz edilerek 170 ada 104 numaralı parsele dönüştürüldüklerini, kamulaştırılan parsellerin bir dönem ... tarafından kullanıldıktan sonra 170 ada 104 parselin bir özel şirkete satıldığını öğrendiklerini 2942 sayılı Kanun' un 22 nci maddesinde kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulması gerekmesine rağmen 7201 sayılı tebligat kanunu uyarınca müvekkiline resmi tebligat yapılmadığını ve kamulaştıran gayrimenkulün üçüncü kişilere satıldığını belirterek, geri alma hakkı kullandırılmadığı için müvekkilinin uğradığı zarara karşılık 455.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, yapılan satışın 2008 yılında gerçekleştirildiğini, ulusal, yerel ve Resmî Gazete'de ilan yapıldığını, bu nedenlerle 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu, ayrıca zaman aşımı itirazında bulunduklarını, diğer taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı şirketi cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu belirtirek davanın reddini talep etmiştir

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.01.2015 tarihli ve 2011/41 Esas, 2015/70 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; 6552 sayılı Kanun'un 101 inci maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 9 uncu maddenin ilk cümlesinde yer alan "22'nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile" ibaresi 11.06.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 14.05.2015 tarihli ve 2014/177 Esas, 2015/49 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; somut olayda davalı idare tarafından 17.07.1974 yılında kamulaştırılarak 11.02.1976 tarihinde davalı idare adına tescil edilen ve davalı idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesine göre davacıya geri alım hakkı kullandırılmadan üçüncü kişiye satışı yapılan dava konusu yerin, kendilerine tebligat yapılmadan üçüncü kişiye ihale ile satılması sonucu uğranılan zararın tazminine ilişkin eldeki davanın dava tarihi ve Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan iptal kararı dikkate alındığında dava tarihinde yürürlükte olan kanun hükmü gözetilerek çözümlenmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 12.12.2018 tarihli ve 2018/781 Esas, 2018/1214 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacıya geri alım hakkını kullandırmaması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin tazminat bedelinin, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.018.361,00 TL tespit edildiği ve mahkeme kararının gerekçe bölümünde de bu bedelin hükme esas alındığı belirtildiği halde, hüküm fıkrasında 5.6.017.455,30 TL bedele hükmedildiğinden kısa karar ile gerekçeli karar çelişik olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece 29.09.2020 tarihli ve 2020/167 Esas, 2020/251 Karar sayılı kararı ile davalı .... Yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kamulaştırılan taşınmazlardaki davacılar murisinin hissesine isabet eden kısma ilişkin kamulaştırma nedeniyle ödenen bedel ödeme tarihi itibarıyla ve ifrazlar sonucu oluşan ve ihale ile satışı yapılan 170 ada 104 parsel sayılı taşınmazın satış tarihindeki bedelinin, davacılar murisinin hissesine isabet eden karşılığı, davacının taşınmazın üçüncü kişiye satışını öğrendiği tarih tespit edilip bu tarihlerden itibaren ayrı ayrı Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu ile üçüncü kişiye satışın öğrenilme tarihi esas alınmak suretiyle güncellenmesi ve bu iki bedel arasında davacı aleyhine bir durum oluşmuşsa bu bedele hükmedilmesi ile dava konusu 170 ada 104 parsel sayılı taşınmazın ihale ile satışı esnasında üzerinde yapılar olduğu anlaşılmış olup bu yapıların bedeli satış bedelinden düşülmeden ve ayrıca ihale tarihi esas alınarak hesaplama yapıldığından dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, bu itibarla yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak iki bedel arasında davacı taraf aleyhine bir durum meydana gelmişse bu bedele hükmedilmesi, davacı aleyhine bir fark oluşmadığı takdirde de davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulü ile tespit edilen bedelin davalı ... Başkanlığından tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisine ait 170 ada 19 parselden gelme hissesinin 4660 m² olduğu belirtilmesine rağmen itiraz konusu raporda 4387,50 m² alınarak müvekkiller aleyhine bir hesaplama yapıldığını, bilirkişi tarafından kamulaştırma bedelinin güncel değeri hesaplanması akabinde ihale bedeliyle olan fark bulunarak imar ve düzenleme ortaklık payı etkisiyle %60 üzerinden kesinti yapılmak suretiyle tazminat hesapladığını, ancak dosya kapsamındaki bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı müvekkillerimizin taşınmazın ihaleyle satışını öğrendikleri dava tarihi olan 26.08.2011 tarihi itibarıyla oluşan aleyhe tazminat miktarının hesaplanması gerektiğini, bilirkişinin güncel değeri zarardan değil düzenleme ortaklık payı sonucu yapılan indirim bakiyesinden düşmek suretiyle esasen iki kez indirim yapmış olduğunu belirterek kararın bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu durumun 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi kapsamına girmediğini, bilirkişinin söz konusu alanın tümünü hesaplamaya dahil ettiğini, kamulaştırıldıktan sonra ayrılan ve satış dışı bırakılan yerlerin dikkate alınmadığını, vekâlet ücreti ve harcın maktu olması gerektiğini belirterek kararın bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırılan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının geri alım hakkının kullandırılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminini isteme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Buna karşın, 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, vekalet ücreti davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 2942 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi uyarınca açılan tazminat davası olup bu kapsamda maktu harca ve maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin tüm, davalı ... Başkanlığının diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a) Harca ilişkin (1) numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılması, yerine ''Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslah harcının toplamından mahsubu ile fazla yatan harcın talep halinde yatırana iadesine,'' cümlesinin yazılması,

b) Vekâlet ücretine ilişkin (2) numaralı bendinde bulunan "222.573,32 TL" ibaresinin çıkarılarak yerine "9.200,00 TL maktu" ibaresinin yazılması

c) Vekâlet ücretine ilişkin (3) numaralı bendinde bulunan " 21.991,11 TL" ibaresinin çıkarılarak yerine

" 9.200,00 TL maktu" ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.