"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/39 Esas, 2024/703 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/458 Esas, 2022/261 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ............ Mahallesi 102 ada 3 parsel ve 111 ada 29 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını aynı zamanda ... Çayı içerisinde bulunduğunu ileri sürerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca taraf değişikliği talebi üzerine taraf sıfatı kaldırıldı) vekili cevap dilekçesinde özetle; yasal mevzuatlar gereğince kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamayacağını, usul ve kanun hükümlerine aykırı olarak açılan yersiz ve haksız davanın reddi, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılması talep edilmektedir.
2.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili kurumun el atma durumunun bulunmadığını, bunu kabul etmediklerini, akarsu yataklarının mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu, mülkiyetinin müvekkili idareye ait olmadığını, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımlar açısından davanın husumetinin Hazineye yöneltilmesi gerektiğini, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz açısından sel ya da taşkın gibi bir durumun söz konusu olmadığını, şayet bu durumuna dayanıldığında bile husumetin belediyeye yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalı DSİ Genel Müdürlüğünden tahsili ile taşınmazda bulunan davacı payının tapusunun iptaline, davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara müvekkil idare tarafından hukuki ya da fiili bir kamulaştırmasız el atma durumu bulunmadığını, akarsu yataklarının mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu ve yatağın içinde akan suyun mülkiyetinin de müvekkil idareye ait olmadığını, ayrıca dava konusu taşınmazlara el atma tarihi olarak da "Kıyı Kenar çizgisi"nin onandığı tarih olan 19.03.2013 tarihinin esas alındığını, dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımları açısından husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazlar açısından taşkın ya da su baskını nedeniyle bir zararın tazmini talebi olmamakla birlikte, dava konusu taşınmazların, taşkın ve su baskını zararlarından korunmasında öncelikli olarak Antalya Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, ancak 2010/5 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ve 03.05.2019 tarihli ve 30763 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Yönetmeliği'nin 18 inci maddesine göre ilgili belediyelerce veya Valilik Koordinasyonunda ihtilafsız olarak yer teslimi yapılması halinde ise 6200 Sayılı Kanun'a göre DSİ Genel Müdürlüğünün sorumlu olabileceğini, Valilikçe ve Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından ... Çayının ıslahı için yer teslimi yapılmadığı için dere yatağı ıslahı yapılamadığını, dere yataklarının mülkiyeti DSİ Genel Müdürlüğüne ait olmayıp Hazineye ait olduğunu, bu nedenle kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazlardan Maliye Hazinesi sorumlu olup kamulaştırma yapması gereken kurumun DSİ Genel Müdürlüğü olmadığını, dava konusu taşınmazlarda müvekkil idarenin herhangi bir el atması veya kamulaştırmasız el atmasını kabul etmemekle birlikte dava konusu taşınmazlar açısından belirlenmiş olan bedelin de taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazların değer tespiti noktasında karara esas alınmış olan bilirkişi raporuna ilişkin itirazların yeterince değerlendirilmediğini, dava konusu taşınmazların tarla vasfında olduğunu
ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile meydana gelebilecek su taşkınları ve sellere karşı özel mülkiyette bulunan taşınmazların korunması amacıyla yapılması gereken her türlü işlemden DSİ Genel Müdürlüğü'nün sorumlu olacağı açık olduğundan buna göre sorumlu idarenin DSİ Genel Müdürlüğü olduğunun kabulünün doğru olduğunun anlaşıldığı, dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, Pazarcı Mahallesi 102 ada 3 parsel sayılı ve aynı yer 111 ada 29 parsel sayılı taşınmazların 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazların değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazlardan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, dava konusu taşınmazların 2017 yılı emlak vergisine esas m² birim fiyatının 3,16 TL olduğu, emsal olarak alınan Antalya ili, ... ilçesi, Sorkun Mahallesi 2571 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmış imar parseli olduğu, 2017 yılı emlak vergisine esas m² değerinin 50,45 TL olduğu, emsal taşınmaza ait hissesinin 01.07.2016 tarih 3988 yevmiye numaralı resmi satış örneğinin dosyaya celp edildiği, emsal olma özelliğine sahip bulunduğu, dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazın eksik ve üstün yanlarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda tartışıldığı, emsal taşınmazın dava konusu taşınmazlardan daha değerli kabul edilerek dava tarihi olan 11.10.2017 tarihi itibarıyla m² birim bedelinin 864,30 TL olarak kabulünün yerinde olduğu kararın usul ve kanuna uygun bulunup davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 6100 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi gereğince; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.
3. Dava her ne kadar kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak açılmış ise de dava dilekçesinden ve dosyadaki bilgi ve belgelerden tazminat talebine konu Antalya ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 102 ada 3 parsel sayılı tapu kaydında 5.331 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamı ile Antalya ili, .......... ilçesi, ............Mahallesi 111 ada 29 parsel sayılı tapu kaydında 6.796 m² yüzölçümlü taşınmazın 1/2 hissesine tapu kayıtları üzerinde herhangi bir şerh olmaksızın davacı tarafından edinildiği, dava konsu 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 2.198,21 m²sinin, 111 ada 29 parsel sayılı taşınmazın 985,34 m²sinin Kıyı Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinin 13 üncü fıkrası uyarınca "... Çayı: ...Barajı ile Akdeniz arasındaki kesimi" olarak yer almakta; kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşıldığı, davacının satıştan sonra taşınmazın tapu kayıtlarına kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığına dair 19.03.2015 tarihinde şerh konulduğunu, mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olup, husumetin Maliye Hazinesine yöneltilmesi ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
1.Davalı idare DSİ Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesinin kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.