"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1109 Esas, 2024/1196 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/179 Esas, 2024/27 Karar
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davalanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tapu kayıtlarına güvenerek dava dışı kişiden dava konusu Manisa ili, .....lçesi, ...... Mahallesi, 243 parsel (eski 147/1 parsel) ve aynı yer 765 parsel (eski 146/2) sayılı taşınmazların hatalı olarak oluşturulan sicile güvenerek satın almış olduğunu, daha sonra sicildeki bu hatanın kadastro yenileme çalışması sonrasında düzeltilerek parsellerin alanının toplam 10.999,34 m² azaldığından uğramış olduğu zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve kanuna aykırı davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/1 maddesinde yer alan düzenleme gereğince evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamayacağını, ancak yeni yapılan değişikliğe göre; tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamadan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliği kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırlara gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli ikinci bir düzenlemelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde çalışma yapılabileceğini, Kadastro Müdürlüğünce 2018 yılı çalışma programına göre Manisa ili, ......ilçesi, ....... Mahallesinde 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi hükümlerine göre yenileme kadastro çalışması yapıldığını, ...... mahallesinin ilk tesis yenileme işleminde bir hata olmadığını, hatanın 1953 yılında ilk tesis kadastrosu çalışmalarında kullanılan ölçü tekniğinden kaynaklandığının aşikar olduğunu, yapılan kadastro çalışmasının amacının da yetersiz tekniklerle yapılan ölçümleri doğru ölçüm teknikleri ile ölçerek bu yanlışlıkların giderilmesi olduğunu, yapılan işlemlerin yasalara uygun olarak gerçekleştirildiğini, Hazine aleyhine açılan davanın öncelikle husumet yani taraf sıfatı yokluğundan reddinin gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) gereğince; bir dava ancak davadan hakkı ihlal edilebilecek kişiler aleyhine açılması gerektiğini, bu nedenle açılan davada Hazinenin taraf sıfatı yani husumeti bulunmadığından davanın Maliye Hazinesi yönünden taraf sıfatı yani husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmaması nedeniyle harcın peşin olarak tamamlatılması gerektiğini, davacının bir zararının söz konusu olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle reddi gerektiğini, dosya içinde yer alan itirazların dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, belirlenen bedelleri ve hükmedilen tazminatı kabul etmediklerini, mahkeme kararının gerekçe kısmında zararın doğduğu tarihin uygulama kadastrosunun kesinleştiği tarih olduğunun kabul edilmesi gerektiği Yargıtay kararlarına atıf yapılarak vurgulandığını, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde de uygulama kadastrosundan itibaren işleyecek yasal faizle tazminat talep edildiği çok açık olup mahkemece verilen kararda, hem gerekçesi ile çelişkili hem de davacı tarafın taleplerine bağlı kalmayarak dava tarihindeki bedellerin tazminata esas alınmasının hukuka uygun olmadığını, kararda, davacı tarafın faiz talebinden farklı bir faiz başlangıcı belirlendiğinden bu yönden davanın kısmen reddedilmesine ilişkin karar verilmesi gerektiği düşünülmekle birlikte reddedilen bu talepler yönünden hüküm kurulmadığı bu haliyle eksik hüküm kurulduğunu, davacı tarafın reddedilen talepleri yönünden davanın kısmen reddine karar verilmesi gerekliliği hususu nazara alındığında bu yönden lehimize vekâlet ücretinin hükmedilmemesi hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme nedeniyle yüzölçümü azalan kapama zeytinlik niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmek suretiyle taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalının istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğinden kaldırma kararı doğrultusunda verilen karar usul ve kanuna uygun olduğundan davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; usul ve kanuna aykırı olan kararın istinaf talepleri doğrultusunda bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Manisa ili, Salihli ilçesi, Gökçeköy Mahallesi 243 (147/1) parsel ve 765(146/2) sayılı taşınmazları davacı tarafından 14.09.2015 tarihinde satın alındığı, dava konusu eski 243 parsel sayılı, 115.200,00 m² miktarlı taşınmazı, davacının satış yolu ile 11/12 hissesini edindiği, dava konusu taşınmazın 147 ada, 1 parsel sayısı ile 110.257,78 m² yüzölçümü kaydedildiği, taşınmazın tamamı için var olan eksilmenin 4.942,22 m² olduğu, dava konusu eski 765 parsel sayılı 135.000,00 m² miktarlı taşınmazı davacının satış yolu ile edindiği, yapılan uygulama kadastrosu sonucu, dava konusu taşınmazın 146 ada 2 parsel sayısı ile 128.942,88 m² yüzölçümüyle davacı adına tescil edildiği, eksilmenin 6.057,00 m² olduğu yenileme kadastrosunun 18.10.2018 tarihinde kesinleşmesi üzerine uğranılan zararın tazmini istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmazlara net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın eksilen yüzölçümünün bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan hükmün 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.