"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/633 E., 2022/405 K.
DAVA TARİHİ : 24.02.2015
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/344 E., 2018/399 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06.05.2014 imzalanan Ankara Ticaret Odası Web portal alt yapısında fikir, içerik ve konseptlerin oluşturulması, yazılımı, uygulama, geliştirme işlerinin yapılması ve bunlara ilişkin eğitim hizmetleri, garanti ve destek hizmetleri oluşturmaya, tüm ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak sözleşme akdedildiğini, davalının kendi edimleri bağlamında tercihlerini belirtmediğini, tasarım oluşturma, yazılım entegre etme ve test için sunucularını kullandırma hususunda edimlerini yerine getirmediğini, karşılıklı ihtarnameler keşide edildiğini, daha sonra tespit yaptırıldığını, davalı yanca taraflar arasındaki sözleşmenin 12, 17 ve 27. maddeleri ile idari şartnamenin 6. maddesine aykırı olarak sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, haksız olarak teminatın nakde dönüştürüldüğünü, yapılan işler bedeli ile ilgili olarak müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin maddi kayıplarının yanında ticari itibarının da zedelendiğini belirterek fazla hakları saklı olarak şimdilik,
1-Haksız fesih nedeniyle uğranılan zararlar ve sözleşme nedeniyle yapılan giderler ve sözleşme bedeline hak kazanılmış olması nedeniyle 5.000,00 TL maddi tazminatın,
2-Haksız olarak nakde çevrilen teminat mektup tutarının tazminine ilişkin olarak 5.000,00 TL’nın
3-25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere neticede toplam 35.000,00 TL alacağın haksız fesih tarihinden itibaren bankaların ticari kredilere uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, davacı vekili 06.03.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 35.617,92 TL’na, nakde çevrilen teminat mektubu için talebini 75.000,00TL’na yükselterek 35.617,92TL için dava tarihinden, bu mümkün olmazsa 5.000,00TL için dava, 30.617,92TL’lık kısmı için ıslah tarihinden itibaren, teminat mektubunun tamamının nakde çevrilme tarihi olan 10.12.2014 tarihinden itibaren, bu mümkün olmaz ise teminat mektubu için 5.000,00TL’lık kısmı için nakde çevrildiği tarih olan 10.12.2014 tarihinden ve 70.000,00TL’lık kısmı için ise ıslah tarihinden itibaren, manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli işlemlerinde uyguladığı oranda faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının teknik şartname ve sözleşmede belirlenen sürelere uymadığını, işi süresinde teslim etmediğini, teknik şartname ve sözleşme gereğince müvekkiline sunulan Web tasarımlarının özgün tasarımlar olmayıp internet üzerinden alınmış hazır şablonlar olduğunu, müvekkilinin uyarılarına rağmen davacının işi sözleşme hükümlerine uygun olarak ve süresinde yerine getirmediğini, işin %80’inin ifa edildiği iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilince 22.10.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin haklı olarak feshine karar verildiğini, fesih bildiriminin Ankara 2. Noterliği'nin 31/10/2014 tarihli 12049 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacıya gönderildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi kurulunca yapılan incelemede davacının işi süresinde bitirmediği ancak davacının yapmış olduğu görsel tasarımların, tasarım unsurlarının ve yeterliliği bünyesinde bulundurduğunu davalının sözleşmeye göre feshi doğru yapmadığı, bu nedenle davacının alacak talebinde haklı olduğunun belirtildiği, bilirkişi rapor içeriğinden davacının sözleşmede belirttiği işi süresinde ve tam olarak ifa etmediğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporunda davacıya işin bitirilmesi için süre verilmediğinden feshin sözleşmeye uygun olmadığı belirtilmiş ise de sözleşmede her ne kadar 3 gün süreli ihtar çekileceği belirtmiş ise de işin niteliği gereği gecikmeden kaynaklanan aykırılığın giderilmesinin mümkün olmaması halinde protesto çekmeye gerek kalmadan sözleşmenin feshedileceğinin hüküm altına alındığı, davalı tarafça Ankara 2.Noterliğinin 16/09/2014 tarihli 10222 yevmiye no.lu ihtarıyla davacının işin süresinde bitirilmeyeceğinin anlaşıldığı, 132 gün geçtiği halde birçok eksikliğin mevcut olduğu, yeterli personel çalıştırılmadığı, özgün tasarımların olmadığı, teknik şartname koşullarına uyulmadığının ihtar edildiğinin görüldüğü, dinlenen tanık beyanlarına göre de davalının tasarımlarını beğenmediği, onay vermediği ancak davacının başka seçeneklerde sunmadığı işi süresinde bitiremediğinin aşikar olduğu, bu durumda davalının 3 gün süre vermediğinden bahisle feshin haksızlığının kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, kaldı ki sözleşmede işin bitirilemeyeceği anlaşıldığı takdirde protestoya gerek olmadığının da hüküm altına alındığı davacı tarafından sunulan tasarımlar özgün bulunmayarak davacının uyarılmasına rağmen işin süresinde bitirilmemesi karşısında davalının feshinin bilirkişi raporu aksine haklı bulunduğu gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece teknik bilgiyi gerektiren dava konusunda, teknik inceleme ve değerlendirmelere yer verilen uzman bilirkişi raporlarına itibar edilmeden karar verildiğini, dosyaya sunulan raporlarda sözleşme konusu işin süresinde teslim edildiği hususunun, 07.03.2017 havale tarihli bilirkişi raporundaki "...dolayısıyla tasarımların oluşturulma tarihsel zamanı sözleşmeye uygundur." şeklindeki tespit ile ortaya konulduğunu, buna rağmen mahkemece sözleşmenin 17.1.2. maddesi devamında yer alan düzenleme dikkate alınarak feshin haklılığı kanaati ile davanın reddine karar verilmesinin haksız olduğunu, müvekkili tarafından edim yükümlülüğünün sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini, buna rağmen davalı tarafça fesih şartı olan sürenin müvekkili şirkete verilmemesinin hatalı olduğunu, yapılan feshin haksız olduğunu, uzman bilirkişi raporunda sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiğinin açıkça belirtildiğini, öte yandan davalı tarafından muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, mahkemece dinlenen tanıkların davalı idare çalışanları olduğunu, davanın kabulü halinde tanıkların sorumluluğunun doğduğunu, bu nedenle tanıkların beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ayrıca tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığının dosyaya sunulan yazılı belgeler ve bilirkişi raporundaki somut tespitlerden açıkça anlaşıldığını, buna rağmen mahkeme kararında tanık beyanlarına yer verilmiş iken bilirkişi raporlarında yer alan teknik görüşlerin mahkeme kararında hiç dikkate alınmadığını, bilirkişi raporlarında web sayfası arayüz görsellerinin tamamının oluşturulma tarihlerinin sözleşme bitim tarihinden önce olduğu ve web sayfası için gerekli görsel tasarım kısmının en başta istenilen yapıya göre tasarlanıp tüm web sayfası mimarisinin bu tasarım üzerinden devam ettirildiğinin de tespit edildiğini, sözleşme konusu edimin, davalının muayene ve denetleme yükümlülüğünü yerine getirmemesi yani davalının kusuru ve temerrüdü nedeniyle teslim edilememiş göründüğünü, oysa ki bilirkişi kök ve ek raporlarında davalı tarafça tasarımlara yönelik değerlendirme ve beğeni geri bildirimlerinin sözleşme bitim tarihinden önce sonuçlandırılmadığının açıkça tespit edildiğini, teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi nedeniyle müvekkil şirketin manevi zararının doğduğunu, buna rağmen mahkemece hatalı değerlendirme ile manevi tazminat talebinin reddinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlık, Ankara Ticaret Odası Web portal alt yapısında fikir, içerik ve konseptlerin oluşturulması(tasarımı), yazılımı, uygulama, geliştirme işlerinin yapılması ve bunlara ilişkin eğitim hizmetleri, garanti ve destek hizmetleri işlerinin yapımını konu alan 06 Mayıs 2014 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK'nın 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Taraflar arasında 06.05.2014 tarihinde Ankara Ticaret Odası Web portal alt yapısında fikir, içerik ve konseptlerin oluşturulması, yazılımı, uygulama, geliştirme işlerinin yapılması ve bunlara ilişkin eğitim hizmetleri, garanti ve destek hizmetleri oluşturmaya, tüm ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak sözleşme imzalanmıştır. Davacının iddiası ve temyizi, sözleşme konusu işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiği, ancak davalının test süreci ve tasarım hususundaki tercihlerini belirtme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sürecin tamamlanamaması, akabinde sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi ve teminat mektubunun irat kaydedilmesi hususundadır.
Dosya kapsamına alınan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 21.02.2018 tarihli ikinci ek raporda, davalının iş yerine gidilerek davacının hazırladığı web tasarım davalı sistemlerine uygulanmış, ve bu raporda davacının hazırladığı web tasarımının sözleşmeye ek teknik şartnamenin 5.1.9. maddesinde belirtilen özgünlük kriterini karşılamadığı, işin %60 oranında bitirilmiş olduğu, söz konusu kodların bu hali ile tam ve verim olamayacağı, son kullanıma sunulacak durumda olmadığı belirtilmiştir. Bu açıklamalardan sonra davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği anlaşılmaktadır.
Yine davalı tarafça Ankara 2.Noterliğinin 16.09.2014 tarihli 10222 yevmiye nolu ihtarıyla davacının işin süresinde bitirilemeyeceğinin anlaşıldığını, 132 gün geçtiği halde birçok eksikliğin mevcut olduğu, yeterli personel çalıştırılmadığı, özgün tasarımların olmadığı, teknik şartname koşullarına uyulmadığının ihtar edildiği görülmektedir. Bu nedenlerle davanın reddine dair verilen karar yerinde olup davacının temyiz taleplerinin reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.