"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2322 E., 2022/333 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2016
HÜKÜM/KARAR : Kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/370 E., 2018/1173 K.
Taraflar arasında açılan satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş ve davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili ; davacının Eskişehir 1. Noterliğinin 14934 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki kat karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesi ile Eskişehir ili, Merkez ilçesi, Alanönü Sokağında kain, tapunun 1270 ada, 27-16-17 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde arsa sahipleri ile inşaat yapımı için anlaştıklarını, sözleşmede üzerine düşen edimleri müteahhit olarak yerine getirdiğini ve inşaatı tamamladığını, arsa sahiplerinin davalı ...'e takip işlemleri için vekaletnameler verdiğini, Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Alanönü Mahallesi, 1270 ada, 30 parselde bulunan 2 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin satış işlemini yapmak için tapuya gittiğinde uhdesinde kalan bu dairelerin vekil ... tarafından eşi olan davalıya satıldığını öğrendiğini, davalının bu iki dairenin hileli satışını vekalet görevini kötüye kullanarak eşine yaptığını, dairelerin değerlerinin en aşağı 350.000,00'er TL olup toplamda 700.000,00 TL'lik bu iki dairenin 140.000,00 TL'ye satılmasının mümkün olmadığını, işbu satış için muvafakatinin alınmadığını ve dairelerin satışı için davalı ile yapılan bir anlaşma da olmadığını belirterek davaya konu Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Alanönü Mahallesi, 30 parsel 1270 ada 2 ve 11 numaralı bağımsız bölüm sayılı taşınmazların satışının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile arasındaki vekaletnamede satış yapma yetkisinin olduğunu, dava dilekçesinde davaya konu inşaatın sadece kendilerine ait olduğu beyan edilmiş ise de davacının inşaat işini yıllardır eşinin babası olan ... ile birlikte yaptıklarını, davaya konu dairelerin yaptıkları işler karşılığında ...'e ait olduğuna dair imzalı belge olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu olayda tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller, iddia, savunma, davaya konu taşınmazların tapu kayıtları, davalının kayınbabasının kredi kullanıp kullanmadığına ilişkin bilgiler, davaya konu taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile davacı ile davalının Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Alanönü Mahallesi, 1270 ada 16, 17 ve 27 numaralı parseller üzerindeki arsalarda inşaat yapılmak üzere aralarında anlaşma sağlandığı, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve inşaatın tamamlandığı ancak davalı tarafın davaya konu 2 adet bağımsız bölümü satış suretiyle davalının söz konusu taşınmazları eşi adına tapuya kayıt ettirerek vekalet görevini kötüye kullandığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde : dava konusu dairelerin bulunduğu binanın çeşitli iş ve işlemleri ve masraflarının kayınpederi ile davacı tarafından karşılandığını hususunun çeşitli tanık anlatımları, banka işlemleri ve yazılı deliller ile ispatlandığını, ticari hayatın verdiği ... ile ...'in vekalet ilişkisi ile bahse konu dairelerin olduğu binada bulunan tüm dairelerin satış işlemlerini yerine getirdiğini, bu satışlara davacının eşi üzerine yapılan satışların da dahil olduğunu, tüm satışların davacının bilgisi ve izni dahilinde olduğunu, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusunun davacı ile davalının kayınpederi arasında bu inşaatın yapımı konusunda ortaklıklarının bulunup bulunmadığı davalının bu ortaklık nedeni ile dava konusu taşınmazların tescilinde haklı olup olmadığının tespit edildiğini, tespiti ve ispatı istenen tüm hususları açıkça ispat ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacı tarafından dava dışı ...'e verilmiş bir vekaletname bulunmamakta olup davacı yüklenicinin gösterdiği bu kişiye arsa malikleri tarafından vekaletname verildiğinin anlaşıldığı, davalının ise bu taşınmazların davacının gerçekte ortağı olan ama resmi kayıtlara yansımayan kayınpederi dava dışı ...'in bu inşaata yaptığı katkı nedeniyle hak edişi olduğunu savunduğu ve dosyaya "paylaşım" başlıklı yazılı delili sunduğu, bu belgenin incelenmesinde belgenin el yazısı ile yazıldığı ve dava konusu 11 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin karşısında "... Abi" ibaresinin, dava dışı iki adet dairenin karşısında da davacı "Ummuhan" isminin, taşınmazların yanlarına ise mevkiilerinin yazılı olduğu ve belgenin altının davacı ile dava dışı ... tarafından imzalandığı, davalının bu belgenin davacı tarafından el yazısıyla yazılıp imzalandığı yönündeki savunmasına davacı tarafından karşı çıkılmadığı, davacının bu belgenin bir karalama olduğunu ve sözleşme unsurlarını taşımadığını iddia ettiği, mahkemece dinlenen tanık beyanlarının incelenmesinde ise bizzat davacı tanığı olarak dinlenen arsa maliklerinden ... 'ın, "...tapuda davacının ortağının oğlu ... ile muhatap olduk, ben davacı ile ...'ın ortak olduğunu düşünüyorum ancak resmi sözleşmede sadece davacı ile sözleşme yaptık, ben 10 yıldır davacı ile ...'ı ortak bilirim... bu kişiler ortaktır ben öyle biliyordum, 2 ve 11 numaralı taşınmazlar 3. bir kişiye satılmadı, ortağı olduğunu düşündüğüm ...'a ait olduğunu biliyorum birinde kendisi birinde kiracısı oturmaktadır, tapuda kimin üzerine kayıtlı olduğunu bilmiyorum, inşaat yapımı sırasında davacının eşi ile muhatap olduk...iskan alınana kadar da ortak olduğunu düşündüğümüz için ... da söz sahibi idi...2006 yılında davacı ile ilk anlaşmaya giderken yanımda arsa sahipleri vardı, , ... vardı, ben orda davacıyı görmedim." şeklinde beyanda bulunduğu, davacının eşi olan tanık ...'nun ise " davaya konu taşınmazın olduğu yerde bana da bir daire ... aracılığı ile satılmıştır" şeklinde beyanda bulunduğu ve davalı tanıklarının da davacı ile dava dışı ... arasında inşaat yapımına dair bir ortaklık olduğu savunmasını doğrular nitelikte ifadelerinin bulunduğu, davacının 12.08.2016 tarihli emniyet müdürlüğünde verdiği ifadede ise ...'in resmiyette olmasa da kendisinin ortağı olduğunu, ...'ın oğlu olan ...'e vekaletle satış yetkisinin verildiğini, ortaklık gereği masrafların ortak yapılması gerektiğini, hesapları kontrol ettiğinde ...'in 40.000,00 TL katkısı olduğunu fark ettiğini, dava konusu daireleri buna rağmen geri vermediğini" beyan ettiği, bu hususlar değerlendirildiğinde davacının emniyet müdürlüğünde verdiği ifadesi ve alınan tanık beyanları ile davacı ile davalının kayınpederi dava dışı ... arasında resmiyete dökülmemiş bir ortaklık bulunduğu, dosyada mevcut ve davacının elinden sadır olduğu inkar edilmeyen, el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış, imzası da inkar edilmemiş "paylaşım" başlıklı belgeden ise dava konusu taşınmazların bu ortaklık kapsamında dava dışı ...'e isabet ettiğinin davacı tarafından kabul edildiği ve dava konusu taşınmazların ...'in hak edişi olarak davalıya temlik edildiği, somut olayda davacı tarafından verilen bir vekaletname bulunmadığı gibi dava dışı ...'in, arsa malikleri tarafından kendisine verilen vekaletnameleri kötüye kullandığının da ispatlanamadığı, dava dışı vekil ...'in, aldığı vekaletle, davacının eşi olan tanık ...'na da aynı yerde bir daire devri yaptığının sabit olduğu, davacının ...'in inşaata yeterli katkıyı yapmadığına dair savunmasının dava dışı ... ile arasındaki iç ilişkide bir alacak isteğine konu olabileceği ancak bu iddianın davalının mülkiyet hakkını etkilemesinin mümkün olmadığı kanaatiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili ; davalının eşi ...’in arsa sahipleri tarafından kendisine verilen vekaletnameler ile davacıya ait olan 2 ve 11 no.lu bağımsız bölümlerin tapusunu muvazaalı satış işlemi ile eşi davalı ... üzerine geçirerek vekalet görevini kötüye kullandığı, bu işlemin muvazaalı olduğu ve davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasıdır.
2. İlgili Hukuk
HMK 205/1. maddesi, 6098 sayılı HMK’nın 502. maddesi vd maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.