"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/80 E., 2022/831 K.
DAVA TARİHİ : 26.04.2017
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/1643 E., 2020/388 K.
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... gelmiş tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 28.06.2011 tarihli özel güvenlik hizmeti alımına ilişkin sözleşme düzenlendiğini, sözleşme uyarınca davalı tarafa 23.07.2013 tarihli 495.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun verildiğini, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği edimi ifa ettiğini ve SGK iş bitirme belgesi de alınmak suretiyle taraflar arasındaki akdi ilişkinin sona erdiğini, davalıya ihtarname gönderilmesine karşılık teminat mektubunu ‘halen çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmediği’ gerekçesiyle iade etmediğini ileri sürülerek teminat mektubunun iadesi ve müvekkili tarafından ödenen 1.000,00 TL komisyon ile 1.000,00 TL kâr kaybının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24.09.2018 tarihli dilekçe ile yargılama devam ederken dava konusu teminat mektubu nakde çevrildiğinden bedelin istirdatını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın sözleşme bitiminde çalışanlarına kıdem tazminatlarını ödemediğinden teminat mektubunun iade edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teminatın iadesi için yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmaması gerektiği, sözleşmede yüklenicinin sorumluluğu belirlenirken, işçilerin özlük hakları kavramı daraltılmadığı gibi aksine ‘her türlü özlük hakları’ tabiri kullanılarak kavramın en geniş haliyle düzenlendiği, 121 işçinin iş akdi devam etse dahi bu işçilerin iş akitlerinin daha sonra sona ermesi durumunda yüklenicinin kendi dönemiyle sorumlu olmak üzere kıdem tazminatı yükümlüğünün devam ettiği, iş akdi devam eden 121 işçinin yüklenicinin çalıştırdığı döneme ilişkin kıdem tazminatı bedelinin yatırılan teminat bedelinin üzerinde olduğu, davacı yüklenicinin sözleşme konusu iş nedeniyle davalı idareye borcunun kalmadığı hususu 121 işçinin kıdem tazminatı hakkı nedeniyle sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin kararında "doğmamış kıdem tazminatını" gerekçe gösterdiğini, müvekkil firmanın işyeri devri hükümleri uyarınca ihale süresi bittiği için kurumdan ayrıldığını yerine ise yeni ihaleyi kazanan dava dışı bir firmanın işi üstlendiğini, müvekkil firmanın o dönem çalışanları olan işçilerin de yeni ihale alıcısı firmaya işyeri devrine bağlı olarak geçtiğini, davalı idareden ayrıldıkları anda ve hatta dava tarihinde ise bu işçilerin halen çalışmaya devam ettiklerini yani haklı-haksız fesih, iş bırakma vs. gibi ayrılmanın yaşanmadığını, zaten davalının da aksi bir beyanının olmadığını, kıdem tazminatının gündeme gelebilmesi için ön şartın fesih olması gerektiğini, fesih iradesinden sonra dahi haklı-haksız feshe göre kıdem tazminatı istenebileceğini yahut istenemeyeceğini, ihale bitim tarihinde müvekkil firmanın, bütün işçilerini işyeri devri hükümlerine göre yeni ihale alıcısına devrettiğini, işbu işçilerin bütün özlük haklarının da yeni işverene geçtiğini, anılı tarihte iş akdi feshedilen bir işçi olsaydı yahut teminat iadesi başvuru tarihinde ya da dava sürecinde iş akdi feshedilen kıdem tazminatı almaya hak kazanan, davalı idareye işçilik alacağı davası ikame eden bir işçi olsaydı müvekkilinin kendi dönemi ile sınırlı olarak sorumlu olacağını ve kıdem bedeli mahsup edildikten sonra teminatın iadesinin gerekeceğini, fakat yerel mahkemenin, yasalara, kamu ihale sözleşmelerine açıkça aykırı bir karar ile doğmamış haktan dolayı müvekkilini sorumlu tuttuğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yerel iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmeden hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava tarihi itibariyle davacının SSK ilişiksiz belgesini dosyaya sunduğu ancak dava konusu teminat mektubunun yargılama sırasında nakte çevrildiği ve davalı tarafından dava dışı işçilere kıdem tazminatı adıyla banka havalesi ile ödendiği, işçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin avans niteliğinde sayılması gerektiği, bu durumda davalının sözleşme nedeniyle aldığı teminatı iade etmemekte haklı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hizmet akti devam eden işçinin kıdem hakkı olamayacağını, davalı idarenin, müvekkilinin yerine geçerek avans adı altında bir ödeme yapma hakkı bulunmadığını, sözleşme ve kamu ihale mevzuatı ile sınırlı olan teminat mektubunun müvekkilin adına avans diye ödendiğinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, özel güvenlik hizmet alım sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektubu bedelinin istirdatı ve alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.