"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/68 E., 2022/338 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2015/328 E., 2018/356 K.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.02.2014 tarihli Çelik Konstrüksiyon İmalat ve Montaj İşi Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından davalıya sözleşmenin teminatı olarak bir adet 150.000,00 TL tutarlı teminat senedi verildiğini ve senet arkasına bu hususun açıkça yazıldığını, müvekkili tarafından işe devam edilmediği için taraflar arasında husumet meydana geldiğini ve akabinde Çorlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde müvekkilinin mağdur ve davalının sanık olduğu ceza davasının açıldığını, ceza davasına konu olaydan sonra davalının elindeki senedin yazılı kısmını keserek bu senede dayalı icra takibi başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin anılan dosya sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senet üzerinde teminat senedi olduğuna yönelik herhangi bir ibare bulunmadığını, aksini ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe ve davaya konu bono metninde teminat olarak verildiğine dair kayıt bulunmadığı, davalının da bu yönde kabulü olmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile verilen tedbir kararı nedeniyle davalıya ödeme yapılmadığından davacı aleyhine %20 tazminat takdirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; senedi tahrifi ile aleyhe doldurulmasına dayalı kamu davasının isitnaf aşamasında olduğunu, senetteki tahrifatın Asliye Ceza Mahkemesi bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davacı defterlerinde senede dair kayıt bulunmadığını, davalının senedin hangi alacağa istinaden verildiğini izah edemediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, senet üzerinde teminat kaydı bulunmadığı gibi buna dair yazılı bir belge de sunulmadığı, davalının teminat iddiasını kabul etmediği gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak tanzim edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470-486 maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 170/b maddesinin yollamasıyla aynı Kanun'un 72 inci maddesi ile 169/a maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesinin birinci fıkrasının ç bendi.
3. Değerlendirme
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacı tarafça davaya dayanak icra takibine konu bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği ancak davalının senet metninin teminat kaydını içeren kısmını keserek tahrif etmek suretiyle bonoyu icraya koyduğu iddia edilmiştir.
Bu durumda mahkemece; davacının bahsi geçen tahrifat iddiası değerlendirilerek, ceza yargılaması kapsamındaki tespitler dikkate alınıp, gerekli görülür ise senet üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle oluşacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.