Logo

6. Hukuk Dairesi2023/260 E. 2023/544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hakem kararının, davacının iddia ettiği usul ve esas yönünden hukuka aykırılıklar nedeniyle iptal edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Hakem kararının iptali sebeplerinin HMK 439. madde ile sınırlı olduğu, davacının bilirkişi incelemesi yapılmaması yönündeki itirazının esasa ilişkin olduğu, eşitlik ilkesine aykırılık iddiasının ise somut delillerle desteklenmediği gözetilerek, HMK 370/1 uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi (İlk Derece)

HÜKÜM/KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında hakem kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının fatura alacağı talebiyle toplam 56.143,18 TL'nin tahsili için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının İstanbul Tahkim Merkezine başvurduğunu, tahkim yargılamasından hakemin takibe itirazın kısmen iptaline karar verdiğini, uyuşmazlığın tahkimde görülemeyeceğini, tek hakemin yetkili olmadığını, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmetmesinin ve müvekkili lehine ise kötüniyet tazminatına hükmetmemesinin hatalı olduğunu, hakemin vekalet ücretini kabul ve ret oranına göre belirlemesine rağmen kabul ve ret oranına göre yargılama giderine hükmedilmediğini, davalının tahkim yargılamasında iddiasını genişlettiğini, hakemin bilirkişi incelemesi yapmadığını, tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini ileri sürerek İstanbul Tahkim Merkezi'nin 2021/DA-650 Esas ve 17/02/2022 tarihli hakem kararının iptalini talep etmiştir.

1

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında yeni sözleşme yaptıklarını, takibe konu faturaların 2018 tarihli sözleşmeye istinaden düzenlendiğini ve bu sözleşmede tahkim şartının bulunduğunu, hakem kararının iptali davasında hakem kararının doğruluğunun tartışılamayacağını, hakemin her iki tarafı da dinlediğini ve delillerini topladığını, eşitlik ilkesine aykırı davranılmadığını, iddialarını genişletmediklerini, tahkim yargılamasında iddianın genişletilmesi yasağı da bulunmadığını, hakemin bilirkişi incelemesine ihtiyaç duymadan karar verebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların İstanbul Tahkim Merkezi Tahkim Kurulları uyarınca karara bağlanacağının hüküm altına alındığı, taraf vekillerine tahkim yargılamasında tensip tutanağı ile birlikte dilekçelere karşı cevap süreleri verildiği, taraflar delillerini ibraz ettikleri, hakemin süreci yürütürken bilirkişiden rapor alıp almamakta takdir hakkına sahip olduğu, uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ve tahlilinin hakeme ait olduğu, hakem kararının esası, yerinde olup olmadığı, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususlar hakem kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılamayacağı, davacının hakem kararının iptali talebi yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere ek olarak teknik bir konuda uzman bilirkişinin değerlendirmesine ihtiyaç olmadığının kabulü hukuka aykırı olduğunu, kamu düzenini ilgilendiren ve uygulanması zorunlu usul kurallarına yönelik eksik inceleme yapıldığını, bölge adliye mahkemesinin HMK'nın 439 uncu maddesine uygun inceleme yapmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hakem kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371, 439 uncu maddeleri,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla gördükleri hakem kararının iptali kararının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 439 ncu maddesinin altıncı fıkrası uyarınca bu maddede yer alan iptal sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. HMK’nın 439. Maddesinde yer alan iptal sebepleriyle sınırlı yapılan incelemede; davacının hakemin bilirkişi incelemesi yapılmadığı yönündeki itirazlarının esasa ilişkin olduğu, eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiği yönünde somut delil ileri sürülmediği de dikkate alındığında temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat

2

kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Tahkim anlaşması, tarafların, aralarındaki uyuşmazlığın hakem veya hakemler aracılığıyla görülmesini sağlayan bir yoldur. Geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığı halinde taraflar, aralarında çıkan uyuşmazlığın çözümü için mahkemeler de değil, tahkim sözleşmesinde kararlaştırdıkları hakem veya hakemlere başvurarak dava açarlar. Yargılama, hakemler eliyle yürütülür ve karara bağlanır. Hakem kararı, kanunlarda belirtilen usul ve şartların gerçekleşmesi halinde ilamlı icraya konabilir.

Tahkim sözleşmesi bulunmasına rağmen tarafların icra takibi yapıp yapamayacağı ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi halinde itirazın iptali davasının hakemde görülüp görülmeyeceği konusunda öğreti ve Yargıtay içtihatları arasında bir birine ters karar ve görüşler olduğu bilinen bir gerçektir.

Öncelikle, tahkim anlaşması yapan taraflar, aralarındaki uyuşmazlığın çözümünü işin uzmanı hakemler tarafından karara bağlanması, yargılamanın kamuya açık olarak yapılmaması gibi sebeplerle, “devlet yargısı” dışında ihtilafın özel hakemler eliyle çözümlenmesinde mutabık kaldıkları için taraflardan biri hakeme başvurmayarak doğrudan ilamsız icra takibi yapması mümkün değildir (19. HD. 22.11.2016 T. 3779 /15019).

Yukarıda belirtildiği gibi tahkim anlaşmasının varlığı halinde kural olarak icra takibinin yapılmaması; yapılsa bile takibe itiraz edilmesi durumunda itirazın iptali davasının hakemde değil,

3

mahkemede görülmesi gerekir. Zira itirazın iptali davasının düzenlendiği tek hüküm olan İİK’ nın 67/1. de maddesinde “…itirazın tebliğinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurularak genel hükümler dairesinde alacağın varlığı ispat edilmek suretiyle itirazın iptali davası açılabileceği ” düzenlenmiştir. Bu hüküm karşısında hakem veya hakem heyeti “mahkeme” kabul edilemeyeceğinden itirazın iptali davasının hakemde görülmesi de mümkün değildir. (11. HD. 27.06.2012 T. 2011/5397; 11144; 19. HD. 14.12.2000 T. 5610/ 8669).

Kaldı ki, taraflar aralarındaki ihtilafı tahkimde çözmeyi baştan kabul etmelerine ve taraflardan birinin hakem koşulundan vazgeçmemesine rağmen diğer tarafın hakem koşulundan tek yanlı vazgeçerek icra takibi yapması halinde söz konusu takip geçerli takip kabul edilemez. Dolayısıyla geçerli bir takip bulunmadığından itirazın iptali davasının ön koşulu olan “itiraza uğramış geçerli bir takip” in varlığından da söz edilemez. İtirazın iptali davasının bu nedenle de reddi gerekir.

Somut olayda; davacı, diğer tarafla aralarındaki tahkim sözleşmesine rağmen fatura alacağı için icra takibi yapmış, takibe vaki itiraz üzerine hakem nezdinde itirazın iptali davası açmıştır. Yukarıda izah ettiğimiz gibi, davacının tahkim sözleşmesine rağmen icra takibi yapması doğru olmadığı gibi, takibe vaki itiraz üzerine itirazın iptalinin “mahkeme” yerine hakemden talep edilmesi ve hakemin kendisini yetkili ve görevli kabul ederek itirazın iptaline ve inkar tazminatına hükmetmesi HMK.m.439/2-ç bendine açıkça aykırılık teşkil ettiğinden doğru olmamıştır. Bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekirken onanmasına dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifim.

4