Logo

6. Hukuk Dairesi2023/3280 E. 2024/1857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan banka nezdindeki vadeli mevduat hesaplarına dayalı alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya aynı alacak için Bakanlar Kurulu kararları uyarınca ... kanalıyla mevduat tutarının faiziyle birlikte ödeme yapıldığının idare mahkemesi kararıyla kesinleştiği ve yerel mahkemenin bozma kararına rağmen bu hususu dikkate almayarak yanılgılı gerekçeyle hüküm kurduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/311 E., 2023/55 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davalı İflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... kendisine asaleten çocukları ... ve ...'a vekaleten verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı bankaya vadeli olarak para yatırdıklarını, ancak bankaya el konulması nedeniyle toplam 77.958,00 TL'nin kendisine ödenmediğini ileri sürerek, bu miktarın 02.07.2003 tarihinden 03.08.2003 tarihine kadar vadeli hesap cüzdanlarında belirtilen %55 faiziyle birlikte, vade sonundan ödeme tarihine kadar ise en yüksek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, davacı 27.11.2006 tarihinde bu alacakların iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mevduat sahiplerine yapılacak ödemeleri TMSF'nin yapacağını, müvekkiline husumet düşmediğini, müvekkilinin bankacılık yapma izninin kaldırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. YEREL MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.09.2013 tarihli ve 2012/22 Esas, 2013/188 Karar sayılı kararı ile davacı tarafın tüm alacağının karşılanmadığı bu miktarın 77.958,00 TL olduğu gerekçesiyle, alacağın davalı müflis bankanın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1-Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde taraflar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

2.Yargıtay (Kapatılan) Yüksek 23. Hukuk Dairesi'nin 03.03.2016 tarihli, 2014/9948 Esas, 2016/1301 Karar sayılı kararı ile, davacı vekilince aynı alacak için BDDK, TMSF, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ve SPK aleyhine hizmet kusuru nedeniyle Ankara 1. İdare Mahkemesi'nde açılan tazminat davası sonucunda, Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca ... kanalı ile davacıya mevduat tutarının faiziyle birlikte ödendiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hükmün Danıştay incelemesinden geçerek onandığı, mahkemece açıklanan husus gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Yerel Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, iflas tarihi olan 08.06.2005 tarihine kadar davacıların mevduat tutarlarına değişen oranlarda faiz işletilmesi gerektiği, hesaplama neticesinde yapılan ödemeler ile davacıların alacağının tamamının karşılanmadığı, davacının kendi adına asaleten ve yargılama sırasında 18 yaşını dolduran çocukları ... ve ...'a vekaleten 08.06.2005 iflas tarihi itibariyle tespit edilen 139.599,83-TL iflas alacağından, davacı ...'a asaleten ve vekaleten ... A.Ş. aracılığıyla yapılan 89.498,91-TL tutarındaki ödemenin mahsubu sonucu davacının iflas masasından talep edilebilir nitelikte toplam 50.100,92-TL tutarında daha alacağının olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; iflas masasına kayıt talebinde bulunulmadan dava açıldığı, Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen esaslara uygun ödeme yapıldığı nedenleriyle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, müflis ... nezdinde açılan vadeli mevduat hesaplarına dayalı olarak adı geçen bankanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılması nedeniyle ödenmeyen mevduat miktarının tahsili (kayıt-kabul) istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 235 inci maddesi, 03.01.2004 tarih ve 25335 sayılı Resmi Gazetete yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 29.12.2003 tarih ve 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 03.08.2006 tarih ve 26248 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp, yayın tarihinde yürürlüğe giren 03.07.2006 tarih ve 2006/10727 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, Yargıtay İBK’nın 04.02.1959 gün, 13/5 ve 09.05.1960 tarih, 21/9 sayılı kararları

3. Değerlendirme

Yargıtay İBK’nın 04.02.1959 gün, 13/5 ve 09.05.1960 tarih, 21/9 sayılı kararlarında usule ait kazanılmış hak müessesesinin Usul Yasası'nın dayanağı ana esaslardan olduğu, kamu düzeniyle ilgili bulunduğu, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî kazanılmış hakkın doğacağı, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararına göre karar verilmek zorunda bulunulduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılamaz ve bozma sebebidir. Bu durum, usulî müktesep hak kuralının bir çeşididir.

03.01.2004 tarih ve 25335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 29.12.2003 tarih ve 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca bankacılık işlemlerini yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan ... nezdinde bulunan mevduatların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ödenmesine karar verilmiş, kararın 7. maddesinde hak sahipleri adına TMSF tarafından ... nezdinde hesap açılacağı, 8. maddesinde ise, mevduat hesaplarına uygulanacak faiz hususu düzenlenmiştir. Yukarıda bahsedilen Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin 03.08.2006 tarih ve 26248 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp, yayın tarihinde yürürlüğe giren 03.07.2006 tarih ve 2006/10727 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 4. maddesinde ise, mevduat sahiplerine ödenecek miktar ile hesaplanarak faiz tutarının 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 6,7,8. maddelerinde belirlenmiş olan usul ve esaslar çevresinde; ... nezdinde açıklacak hesaplara aktarılacağı kararlaştırılmıştır.

Somut olayda, davacı tarafa bahsi geçen Bakanlar Kurulu kararları uyarınca ... A.Ş. tarafından 29.02.2008 tarihinde toplam 89.500,00 TL ödeme yapıldığı hususu tartışmasızdır.

Aynı alacak için BDDK, TMSF, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ve SPK aleyhine hizmet kusuru nedeniyle Ankara 1. İdare Mahkemesi'nde açılan tazminat davası sonucunda mahkemece, davacı tarafa Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca, ... kanalı ile mevduat tutarının faiziyle ödemesinin yapıldığı gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hüküm, Danıştay 13. Dairesi'nin 22.04.2011 gün, 2010/4289 E., 2011/11819 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.

Bozma ilamında da yapılan açıklamalara uygun şekilde; davacılara 29.12.2003 tarih ve 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda hesaplama yapılmak suretiyle ödeme yapıldığının İdare Mahkemesi kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır. Yerel mahkemece bozmaya uyulduğu halde, açıklanan husular dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Yerel Mahkeme kararının davalı lehine BOZULMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın kararı veren Yerel Mahkemeye gönderilmesine,

30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.