"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyada tazminat davasından dolayı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili ile davacı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 03/08/2008 tarihli sözleşme gereğince müvekkili vakfın arazileri üzerine 1224 konut, ticaret merkezi, ilköğretim, kreş, lise, sağlık tesisi, dini tesisler ile tüm alt ... inşaatlarının yapılması ve yapılacak toplu konut sitesinde Toki ... ... Kenti ismi verilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalının sözleşmeye aykırı şekilde 960 konut ve sosyal tesislerden oluşan düşük kaliteli bir uydukent yaptığını ve bunun içinden 810 konutu aldığını, hemen bitişiğinde ise 8 tanesi tripleks villa toplam 237 konut ve 8 adet mağazadan oluşan, peyzaj alanı, yürüyüş alanı, çocuk oyun alanı, basketbol sahası, kaykay pisti, kapalı devre kamera sistemi, havuz, yangın ve duman alarmı donatılarına sahip yüksek kaliteli Konakkale Bosphorus isimli lüks siteyi yaparak lüks daire, villa ve ticari dükkanları kendine mal ettiğini ileri sürerek, eksik ... ve değer kaybı ile götürü ücretin aşılması yönünden 100.000,00 TL maddi tazminat ve 100.000,00 TL manevi tazminatın sözleşme teslim tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19/07/2018 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 9.299.212,70 TL olarak ıslah etmiştir.
2.Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/256 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili; davalının 03/08/2008 tarihli sözleşme ile müvekkil vakfa teslim etmeyi yüklendiği ilköğretim okulu, kreş, cami ve şadırvanını Hazine adına tescilli taşınmazlar üzerine inşaa edildiğini, bu nedenle tapularının müvekkiline devredilmediğini ileri sürerek, 100.000,00 TL maddi tazminatın sözleşme teslim tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19/07/2018 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 15.688.125,00 TL olarak ıslah etmiştir.
3.Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/239 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili; davalının Konakkale Bosphorus isimli lüks sitedeki daire satışından elde ettiği 12.821.990,91 TL hasılattan 3.522.778,21 TL kısmının tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçelerinde; müvekkili ile davacı vakıf arasında düzenlenen 03/08/2008 tarihli protokole göre ..., Kalabaklı Köyünde yer alan toplam 257.800 m² yüzölçümlü toplam 8 adet taşınmazın üzerinde toplu konut uygulaması yapılması için anlaşıldığını ve bahse konu taşınmazların davacı vakfa 150 adet konut verilmesi karşılığında müvekkile devredildiğini, davacıya ait dairelerin 09/11/2009 tarihi itibariyle geçici kabulünün yapılarak davacının da dahil olduğu hak sahiplerine teslim işlemlerinin tamamlandığını, eksik ifa ve değer kaybı iddiasının gerçek dışı olduğunu, mülkiyeti müvekkili idareye ait olan taşınmazda dilediği gibi tasarrufta bulunma hak ve yetkisine sahip olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli ve 2013/193 Esas, 2019/58 Karar sayılı kararıyla; davacı vakfa protokol gereğince teslim edilmesi gereken 150 adet konutun teslim edildiği ve eksik veya ayıplı ifa bulunmadığı, davalı idarenin kendi lehine üretmesi gereken 1074 konut yerine 810 konut ürettikten sonra Konakkale Sitesi adı ile dava dışı ... ortaklığı ile bir proje yapılması, 264 adet eksik üretilen konutlar nedeniyle satıştan elde edeceği gelir miktarı, arsa payı karşılığı Konakkale Sitesinden aldığı hasılat payı hep birlikte değerlendirildiğinde davalı idarenin davacı vakfın menfaatini ihlal edecek bir davranışının bulunmadığı, taraflar arasındaki menfaat dengesinin bozulmadığı, davalının Konakkale Sitesinden aldığı hasılatın davacı vakfa verilmesinin protokol hükümleri ile de uyuşmadığı, diğer taraftan eksik ifa, değer kaybı iddialarının ispat edilemediği, manevi tazminat talebi koşullarının oluşmadığı, kamunun yararlanmasına mahsus kamu mallarından olan cami ve müştemilatlarının, kamu tüzel kişileri dışında özel ve tüzel kişilerin (vakıf, dernek vs.) mülkiyetine konu olamayacağı, yine okulların bulunduğu yere göre köy tüzel kişiliği veya Özel İdare adına tescilinin gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2020 tarihli ve 2019/974 Esas, 2020/275 Karar sayılı kararıyla; davalı kurumun davacı aleyhine sözleşmedeki paylaşım dengesini bozan hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığı, cami, okul ve sağlık birimi kamu mallarının geçerli imar planlarına göre ancak bu yapılar için ayrılmış kamu arazilerine yapılması gerekliliği ve sözleşmede bu yapıların özel hukuk tüzel kişisi olan davacıya aidiyetine dair hükmün de emredici hukuk kurallarına aykırılığı ve kamu düzeni gereğince kısmi imkansızlık nedeniyle geçerli olmadığı ayrıca davalının sözleşmeye aykırı bir davranışı ispatlanmaması nedeniyle manevi zararın da oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin (Yargıtay kapatılan 15. Hukuk Dairesi) 28.04.2021 tarihli ve 2020/1748 Esas, 2021/2008 Karar sayılı ilamıyla; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, taraflar arasındaki 03.03.2008 tarihli satış sözleşmesinin 4. maddesinin 3. fıkrasında “Sosyal donatı olarak yapılan cami, şadırvan, 24 derslik ilköğretim okulu, sağlık ocağı ve kreş bedelsiz olarak Vakıf’a verilecektir. Söz konusu sosyal donatılar amacı dışında kullanılamayacaktır” hükmünün mevcut olduğu, bu maddeye göre davalı tarafça inşaa edilen sosyal donatıların mülkiyetinin davacı vakfa verileceğinin kararlaştırıldığı, ancak sözleşme hükmünün yerine getirilmediği, nitekim sosyal donatıların mülkiyetinin verilmesinin mevzuat gereği mümkün olmamasının, ekonomik değerinin olmadığı anlamına gelmeyeceği, davacı vekilince birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/256 Esas sayılı dava dosyasında sosyal donatıların mülkiyetinin devri değil, tazminat talep edildiğine göre ilköğretim okulu, kreş, cami ve şadırvanının sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken tarih itibariyle piyasa rayiçleriyle belirlenecek bedelinin hüküm altına alınması gerektiği,o halde mahkemece yapılacak ... 17/06/2016 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak 03/03/2008 tarihli satış sözleşmesinin 4. maddesinin 3. fıkrasına göre davacı vakfa teslim edilmesi gereken ilköğretim okulu, kreş, cami ve şadırvanının sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken tarih itibariyle piyasa rayiçleriyle belirlenecek ... ve arsa bedelinin hüküm altına alınması olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sosyal donatıların mülkiyetinin verilmesinin mevzuat gereği mümkün olmamasının ekonomik değerinin olmadığı anlamına gelmeyeceği, davacı vekilince, birleşen 2014/256 E. sayılı dava dosyasında sosyal donatıların mülkiyetinin devrini değil, tazminat talep edildiğine göre ilköğretim okulu, kreş, cami ve şadırvanının sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken tarih itibariyle piyasa rayiçleriyle belirlenecek bedelinin hüküm altına alındığı, temerrüt tarihinin yapıların davacı vakfa devredilmediği ve buna ilişkin ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 25/03/2014 tarihi olduğu, birleşen davada 18/07/2018 tarihinde davacı vekilince yapılan ıslaha göre, alınan oluşa uygun, denetime elverişli bilirkişi ek raporuna itibar edildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen 2018/239 Esas sayılı davanın reddine, birleşen 2014/256 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile birleşen 2014/256 Esas sayılı davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, ... değerinin eksik hesaplandığını, arsa değerinde iki bilirkişi raporunda arsa değeri yönünden esaslı fark olduğunu, imarlı arsa olarak dikkate alınması gerektiğini, asıl ve birleşen davalarda aleyhe fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, birleşen 2014/256 Esas sayılı dosya yönünden davalıdan tahsil edilecek harcın hesaplanmadığını, asıl ve birleşen 2018/239 Esas sayılı dosya yönünden ise müvekkiline iade edilecek harç tutarının hatalı ve denetime elverişli olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Birleşen 2014/256 Esas sayılı davada davalı vekili temyiz dilekçesinde; mevzuat gereği devir yapılmadığından davanın reddi gerektiğini, aksi halde ise tazminat bedelinin protokol hükümlerindeki m² fiyatı üzerinden belirlenmesi gerektiğini, fiili teslim tarihi olan 09.08.2010 tarihi yerine 25.09.2014 tarihinin değerlendirme tarihi olarak esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, protokolde teslime yönelik hüküm olmadığını, okul, kreş ve caminin davacı vakfa teslim edildiği dikkate alındığında hükmedilen bedelden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, rapora itiraz süresi dolmadan karar verildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, müvekkilinin temerrüdü olmadığını, faiz yönünden hatalı karar verildiğini, davacı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davalar taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
TBK 470 vd.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm, birleşen 2014/256 Esas sayılı davada vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasındaki 03.03.2008 tarihli ... İli ... İlçesi Toplu Konut Uygulaması Kapsamında Arsa Bedeli Karşılığı Konut Devrine İlişkin sözleşmenin 5. maddesine göre “ Toki, tarafından konutlar,inşaat ruhsatlarının alındığı tarihten başlamak üzere en geç 24 ay içinde tamamlanarak Vakıf’a teslim edilecektir” hükmünü içermektedir.
Dava konusu ilköğretim okulu ve kreşin fiilen 09.08.2010, cami ve şadırvanın fiilen 23.08.2010 tarihinde tamamlanarak teslim edildiği sabittir. Bu durumda mahkemece, ilköğretim okulu, kreş, cami ve şadırvanın sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken ve fiilen de teslim edildiği tarihin 2010 yılı olduğu dikkate alınarak bozma ilamı doğrultusunda söz konusu sosyal donatıların 2010 yılı piyasa rayiçleri belirlenerek ... ve arsa bedelinin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3. Bozma nedenine göre taraf vekillerinin vekalet ücretlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda değerlendirme bölümünün 1 numaralı bendinde açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm, Birleşen 2014/256 Esas sayılı davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Değerlendirme bölümünün 2 nolu bendinde yer alan nedenlerle birleşen 2014/256 Esas sayılı davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,
3.Bozma nedenine göre taraf vekillerimin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
Davalı T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacı ... Vakfından alınmasına,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.