Logo

6. Hukuk Dairesi2024/2557 E. 2024/3910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İflas masasına kayıt ve kabul davasında, ciro yoluyla devredilen çekle ispatlanan alacağın, iflas masasına kaydının kabul edilip edilmeyeceği hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çekin davacıya ciro yoluyla intikal ettiği ve lehdar ile davacı arasındaki ilişkinin ispatlandığı, çekin müflis şirket defterinde yer almamasının müflis şirketin sorumlu olmadığını göstermeyeceği, İİK’nın 195. maddesi uyarınca davalı müflis şirket iflas tarihi itibariyle davacı alacağının hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/540 E., 2024/804 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/735 E., 2024/107 K.

Davacı vekili dava dilekçesinde, müflis şirketten iflas tarihi itibariyle 9.020.395,11 TL alacağı olduğunu, alacağın müflis tarafından keşide edilmiş ve lehtar ... tarafından ciro edilerek müvekkiline verilen 10.07.2013 tarihli ve 6.947.000,00 TL bedelli çekten kaynaklandığını, çekin bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıktığını, çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, masanın alacak talebini reddettiğini ileri sürerek, alacağının iflas masasına kayıt ve kabulünü talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacının müvekkilinin ortağı olduğu şirketten herhangi bir alacağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, kayıt kabul davasında alacağın kambiyo senedine dayalı olduğu durumlarda davacının asıl alacağın varlığını ve taraflar arasında gerçek bir ticari ilişki olduğunu ispat etmek zorunda olduğu, davacının gerek kendisinin davalı şirketten ve gerekse dava dışı lehdar davalı ...’nun davalı müflisten alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı süresinde davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup, somut olayda kayıt kabul davasının konusu müflis şirket tarafından düzenlenen lehdarı ... olan ve lehdar ...’nun cirosu ile davacıya intikal eden çektir. İş bu çeke dayalı olarak müflis şirket hakkında iflas kararı verilmeden önce başlatılan takibin kesinleştiği sabittir. Müflis şirket yetkilisi de söz konusu çekin altındaki imzayı inkar etmemiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında çekin müflis şirket defterinde yer almaması, bu çek nedeniyle müflis şirketin sorumlu olmadığını göstermez.

Bu durumda mahkemece, çekin davacıya ciro yoluyla intikal ettiği ve lehdar ile davacı arasındaki ilişkinin de ispatlandığı dikkate alınıp, İİK’nın 195. maddesi uyarınca davalı müflis şirket iflas tarihi itibariyle davacı alacağının hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle HMK'nın 373/1. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararı KALDIRILARAK; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.02.2024 tarihli, 2023/735 Esas, 2024/107 Karar sayılı kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2024 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.