"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/496 E., 2024/657 K.
DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
DAVALILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.
DAVA TARİHİ : 16.02.2016
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/74 E., 2017/419 K.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davalı ... ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; Dairemizin 06.09.2022 tarihli ve 2022/1566 Esas, 2022/4881 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/3438 Esas, 2021/4034 Karar sayılı bozma kararının kanuna, usule ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kısmen onama, kısmen bozma kararı vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyularak davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, depo edilen 1.183.200,00 TL ön alım bedelinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde nemaları ile birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 1/8 hissesinin müvekkili adına, 7/8 hissesinin dava dışı malik ...'e aitken, ...'in 13.02.2015 tarihinde dava konusu gayrimenkulün 1/4 hissesini davalı ...'a, 24.12.2015 tarihinde 1/8 hissesini ise davalı ...'a satarak tapuda devrettiğini, müvekkilinin işbu satıştan 12.02.2016 tarihinde haricen haberdar olduğunu ve ön alım hakkının bulunduğunu ileri sürerek dava konusu 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davaya konu satışların satıcı ...’in kendilerinden emaneten temlik aldığı hisselerin iadesi amacıyla yapıldığını, gerçek bir satışın söz konusu olmadığını, bu nedenle ön alım hakkının varlığından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, tarafların akraba olup, gerçek satış bedelinin 1.092.000 USD olduğunu ve yargılama sırasında gerçek satış bedeli üzerinden eksik harcın tapu müdürlüğüne ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin 07.11.2017 tarihli ve 2016/74 Esas, 2017/419 Karar sayılı kararıyla; "dava konusu taşınmazın 1/8 hissesinin davacıya, 7/8 hissesinin dava dışı ...'e aitken 13.02.2015 tarihinde 1/4 hissesinin davalı ...'a, 24.12.2015 tarihinde 1/8 hissesinin davalı ...'a devredilmesi üzerine, davacı ... tarafından kanuni ön alım hakkının bulunduğu ileri sürülerek işbu davanın açıldığı, ancak taşınmazın davacı ve davalının ortak murisleri ... ...'dan davacı ve davalılara miras yoluyla intikal ettiği, taşınmaz üzerinde müteahhit aracılığıyla bina yaptırılması düşüncesiyle ailenin yakın olduğu dava dışı tapu maliki ...'e satış gösterilmek suretiyle devredildiği ve satış parasının ödenmediği, tapudaki satış işleminin gerçek bir satış olmadığı, davalılar ... ve ...'a yapılan devirlerde satış bedeli ödenmesinin söz konusu olmadığı, davacı ...'ın da hissesini bu şekilde devraldığı, gerek tapu kayıtları gerekse davalı tanığı ...'in yeminli ifadesiyle dava konusu olan satış işleminin gerçek bir satış olmadığı, kök murisin mirasçılarının çocukları ve akrabalar arasında satış ve bedelsiz devir işlemlerinin yapıldığı, bu itibarla kanuni ön alım hakkının kullanılamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.03.2019 tarihli ve 2018/197 Esas, 2019/535 Karar sayılı kararıyla; "dava konusu taşınmazın edinme sebebine istinaden... ......, ..., ... ve ... adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı iken tüm paydaşların 28.05.2008 tarihinde hisselerini satış yoluyla dava dışı ...'e devrettikleri, ...'in satış edinme sebebine istinaden taşınmazın tam maliki olduğu ve 21.11.2013 tarihinde satış yoluyla taşınmazın 1/8 hissesini davacı ...'a devrettiği, 7/8 hisseyi uhdesinde bıraktığı, daha sonra ön alım davasına konu 1/8 hisseyi 24.12.2015 tarihinde satış yoluyla davalı ...'a, 07.07.2014 tarihinde 1/8 hisseyi ve 13.02.2015 tarihinde de 1/8 hisseyi satış yoluyla davalı ...'a tapuda devrettiği, her ne kadar tapuda satış şeklinde devir işlemleri yapılmış ise de paydaşlar ..., ..., ... ve...'a hisseleri karşılığı herhangi bir satış bedeli ödenmediği, ...'in bu kişilere ait hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten herhangi bir bedel ödemeksizin üzerine aldığı, daha sonra ... tarafından ilk olarak davacıya ait hissenin tapuda satış gösterilmek suretiyle iade edildiği, davalı ... adına kayıtlı dava konusu 1/8 hissenin de 24.12.2015 tarihinde ... tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle bedelsiz şekilde davalı ...'a devredildiği, paydaşlar... ve ... tarafından dava dışı ...'e bedelsiz şekilde tapuda satış suretiyle devredilen hisselerin ise... ve ...'ın hisselerini satmak istemeleri ve tapuda iki kez işlem yapmamak için hisselerin davalı ...'a 07.07.2014 ve 13.02.2015 tarihinde dava dışı ... tarafından satış suretiyle devredildiği, davalı ...'a devredilen hisselerin gerçek bir satışa konu olduğu ve ... tarafından satış suretiyle iktisap edilen dava konusu 1/4 hisseye ilişkin satış bedelinin gerçek hak sahibi ... ile...'a ödendiği, davalı ... adına kayıtlı ön alım davasına konu 1/4 hisseye ilişkin satışın gerçek bir satış işlemi olduğunun cevap dilekçesinde kabul ve ikrar edildiği’’ gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile dava konusu 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına tapuda kayıtlı 1/4 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacı tarafından depo edilen 1.183.200,00 TL ön alım bedelinin karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde nemaları ile davalı ...'a ödenmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Ön alım davasının davalısı ön alım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında ön alım ... kullanılamaz. Çünkü, Türk Medeni Kanununun 732. maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde ön alım hakkının kullanılabileceği kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine ön alım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olaya gelince; davacı, her ne kadar davalı ... yönünden 13.02.2015 tarih 1584 yevmiye numaralı satış için ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescili isteğinde bulunmuş ise de; davalının dava konusu taşınmazda 07.07.2014 tarihinde de pay satın aldığı ve bu paya yönelik iki yıllık hak düşürücü içinde ön alım hakkının kullanılmadığı anlaşıldığından davalı ... taşınmazda paydaş haline gelmiştir. Taşınmazda paydaş olan davalıya karşı sonraki tarihli satışlar nedeniyle ön alım ... kullanılması mümkün olmadığından davalı ... yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; davalı ..., davaya konu satışların gerçek bir satış olmadığını, satıcı ...’in kendilerinden bedelsiz ve ileride geri vermek üzere temlik aldığı dava konusu hisselerin aralarındaki anlaşma gereği iadesi niteliğinde olduğunu savunmuşsa da dosyada buna ilişkin geçerli ve hukuki bir delil bulunmadığından davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge adliye mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "dava dosyasında mevcut tapu kaydı ve resmî senetlerden dava konusu 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet şeklinde 1/8 hissesinin davacı, 1/4 hissesinin davalı ..., 1/8 hissesinin davalı ... ve 1/2 hissesinin dava dışı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, davacının taşınmazda 21.11.2013 tarihinde satış edinme sebebine istinaden 1/8 pay iktisap ettiği, davacı adına kayıtlı 1/8 hisseyi dava dışı ...'den satış yolu ile edindiği, davalı ...’ın dava konusu 1/8 hisseyi 24.12.2015 tarihinde dava dışı ...'den 500.000,00 TL bedelle satın aldığı, davalı ... 07.07.2014 tarihli satış ile 1/8 hisse, 13.02.2015 tarihli satış ile de 1/8 hisse edindiği, her iki hissenin aynı işlemle 13.02.2015 tarihinde birleştirildiği ve davalı ...'ın her iki satışa istinaden taşınmazda toplam 1/4 hissenin maliki olduğu, davacının eldeki ön alım davasını 16.02.2016 tarihinde açtığı, 1/8 hisseye ilişkin birinci satış işleminin 07.07.2014 tarihinde, 1/8 hisseye ilişkin ikinci satış işleminin ise 13.02.2015 tarihinde yapılmış olup davanın açılış tarihi olan 16.02.2016 tarihi dikkate alındığında birinci satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren, noter bildirimi yapılmadığından 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ön alım hakkının kullanıldığı, dava dilekçesi içeriği, tarafların yazılı ve sözlü beyanları, tedavüllü tapu kaydı ve resmî senetler ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı tarafından davalı ... aleyhine 07.07.2014 ve 13.02.2015 tarihli iki ayrı satıştan edindiği 1/8'er hisse ve bu hisselerin 13.02.2015 tarihli birleştirme işlemi sonucu ... adına kaydedilen 1/4 hisseye yönelik önalım davası açıldığının kabulü gerektiği, davalı ...'ın taşınmazda 07.07.2014 tarihli satışla edindiği hisse yönünden taşınmazda paydaş hâline geldiğinin kabulünün mümkün olmadığı, dava dışı ... tarafından, her ne kadar tapuda satış şeklinde devir işlemi yapılmış ise de paydaşlar ..., ..., ... ve...'a hisseleri karşılığı herhangi bir satış bedeli ödenmediği, ...'in bu kişilere ait hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten bedel ödemeksizin üzerine aldığı, işlemin tapuda satış şeklinde gösterildiği ancak bu kişilere ait hisselerin gerçekte satış suretiyle ve bedel karşılığı ...'e devredilmediği, daha sonra davalı ... adına kayıtlı dava konusu 1/8 hissenin 24.12.2015 tarihinde ... tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle bedelsiz şekilde davalı ...'a devredildiği’’ gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. Direnme Kararının Temyizi, Direnme Kararı Üzerine Dairemiz Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Verilen Onama Ve Bozma Kararı Ve Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Kararı "dava dosyasında mevcut tapu kaydı ve resmî senetlerden dava konusu 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet şeklinde 1/8 hissesinin davacı, 1/4 hissesinin davalı ..., 1/8 hissesinin davalı ... ve 1/2 hissesinin dava dışı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, davacının taşınmazda 21.11.2013 tarihinde satış edinme sebebine istinaden 1/8 pay iktisap ettiği, davacı adına kayıtlı 1/8 hisseyi dava dışı ...'den satış yolu ile edindiği, davalı ...’ın dava konusu 1/8 hisseyi 24.12.2015 tarihinde dava dışı ...'den 500.000,00 TL bedelle satın aldığı, davalı ... 07.07.2014 tarihli satış ile 1/8 hisse, 13.02.2015 tarihli satış ile de 1/8 hisse edindiği, her iki hissenin aynı işlemle 13.02.2015 tarihinde birleştirildiği ve davalı ...'ın her iki satışa istinaden taşınmazda toplam 1/4 hissenin maliki olduğu, davacının eldeki ön alım davasını 16.02.2016 tarihinde açtığı, 1/8 hisseye ilişkin birinci satış işleminin 07.07.2014 tarihinde, 1/8 hisseye ilişkin ikinci satış işleminin ise 13.02.2015 tarihinde yapılmış olup davanın açılış tarihi olan 16.02.2016 tarihi dikkate alındığında birinci satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren, noter bildirimi yapılmadığından 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ön alım hakkının kullanıldığı, dava dilekçesi içeriği, tarafların yazılı ve sözlü beyanları, tedavüllü tapu kaydı ve resmî senetler ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı tarafından davalı ... aleyhine 07.07.2014 ve 13.02.2015 tarihli iki ayrı satıştan edindiği 1/8'er hisse ve bu hisselerin 13.02.2015 tarihli birleştirme işlemi sonucu ... adına kaydedilen 1/4 hisseye yönelik önalım davası açıldığının kabulü gerektiği, davalı ...'ın taşınmazda 07.07.2014 tarihli satışla edindiği hisse yönünden taşınmazda paydaş hâline geldiğinin kabulünün mümkün olmadığı, dava dışı ... tarafından, her ne kadar tapuda satış şeklinde devir işlemi yapılmış ise de paydaşlar ..., ..., ... ve...'a hisseleri karşılığı herhangi bir satış bedeli ödenmediği, ...'in bu kişilere ait hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten bedel ödemeksizin üzerine aldığı, işlemin tapuda satış şeklinde gösterildiği ancak bu kişilere ait hisselerin gerçekte satış suretiyle ve bedel karşılığı ...'e devredilmediği, daha sonra davalı ... adına kayıtlı dava konusu 1/8 hissenin 24.12.2015 tarihinde ... tarafından tapuda satış gösterilmek suretiyle bedelsiz şekilde davalı ...'a devredildiği’’ gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. Direnme Kararının Temyizi, Direnme Kararı Üzerine Dairemiz Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Verilen Onama Ve Bozma Kararı Ve Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf mahkemesince verilen kısmen kabul kararı ile ...’ın kendi muvazaasına dayanarak işlem yapmasına izin verecek şekilde hüküm kurulduğunu, davalının ...’den miras payını iade aldığı yönündeki savunmasının sahip olduğu hisse oranları karşısında tutarsız olduğunu, davaya konu satış nedeniyle gerek davalı ... gerekse de davalı ...’ın üçüncü kişi olması dolayısıyla müvekkilinin ön alım hakkını kullanmasına engel bir durumun bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalı ... yönünden ön alım hakkını kullanmasına engel nitelikteki red kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf mahkemesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde karar verdiğini, davacının dava dilekçesinde 07.07.2014 tarihli satıştan bahsetmediğini, dava değerlerinin dahi müvekkiline yapılan iki satış ve diğer davalıya yapılan satışın toplamını karşılamadığını, ilk satış bakımından iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davalı müvekkilinin taşınmazda paydaş hâline geldiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ön alım ... talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde fiili taksimin gerçekleştiğini, müvekkili ile davacının akraba olduklarını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Direnme Kararı Üzerine Dairemiz Kararı
Direnme kararı süresi içinde davalı ... ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; Dairemizin 06.09.2022 tarihli 2022/1566 Esas, 2022/4881 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.06.2021 tarihli ve 2019/3438 Esas, 2021/4034 Karar sayılı bozma kararının kanuna, usule ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Direnme Kararı Üzerine Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.12.2023 tarih, 2022/(14)7 -890 Esas 2023/1223 Karar sayılı ilamı ile;
Uyuşmazlık
1- Dava dilekçesi bir bütün olarak incelendiğinde davacının önalım isteminin davalı ...’a 07.07.2014 ve 13.02.2015 tarihlerinde yapılan her iki pay satışını kapsayıp kapsamadığı, buradan varılacak sonuca göre ilk pay satışı nedeniyle davalı ...’ın taşınmazda paydaş hâline gelip gelmediği ve davalı ...’a yapılan ilk pay satışı bakımından davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı,
2- Davalı ...’a dava dışı ... tarafından yapılan devrin gerçek niteliğinin satış olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
A. (1) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede;
1. Somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın Müslim oğlu ... adına kayıtlı iken vefatı üzerine 16.02.1987 tarihinde mirasçıları adına intikal gördüğü, mirasçılarından ... ...'ın vefatı üzerine de ona ait payın 18.07.2003 tarihinde kendi mirasçıları adına intikalen tescil edildiği, mirasçıları arasında davacı ... ile davalı ...'ın da yer aldığı, sonrasında hem kök muris hem de ... ... mirasçılarının taşınmazı 28.05.2008 tarihinde satış suretiyle dava dışı ...'e devrettikleri, taşınmazda tam malik olan ...'in taşınmazın 1/8 payını satış suretiyle 21.11.2013 tarihinde davacı ...'a temlik ettiği ve davacının bu tarih itibariyle taşınmazda paylı mülkiyet üzerine malik olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı paydaş ... 07.07.2014 tarihli ve 6589 numaralı resmî senetle dava konusu taşınmazdaki 1/8 payını, 13.02.2015 tarihli ve 1584 numaralı resmî senetle de 1/8 payını davalı ...'a satış suretiyle devretmiş, her iki hisse 13.02.2015 tarihinde birleştirilmiş ve davalı ... taşınmazda neticeten 1/4 hissenin maliki olmuştur.
2. Davacı vekili, dava konusu taşınmazın 1/8 hissesinin müvekkili adına, 7/8 hissesinin dava dışı malik ...'e aitken ...'in 13.02.2015 tarihinde dava konusu taşınmazın 1/4 hissesini ...'a, 24.12.2015 tarihinde de 1/8 hissesini ...'a tapuda satarak devrettiğini, müvekkilinin satıştan 12.02.2016 tarihinde haberdar olduğunu, önalım hakkının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
3. Öncelikle dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi göz önüne alındığında ... aleyhine açılan eldeki davada, davacının 13.02.2015 tarihli ve 1584 yevmiye numaralı satış için ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı ...'ın dava konusu taşınmazda ilk kez 07.07.2014 tarihinde 1/8 pay satın alarak paydaş olduğu, eldeki dava iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış ise de davalının 07.07.2014 tarihinde satın aldığı pay bakımından davacının ön alım talebinde bulunduğuna dair dava dilekçesinde herhangi bir açıklamanın yer almadığı gözetildiğinde, ön alım talebinin ilk pay satışını kapsadığını kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Zira dava dilekçesinde 13.02.2015 tarihinde yapılan ikinci pay satışı dışında ilk pay satışına değinilmemiş olup, tarafın ileri sürmediği bir husus hakkında yorum yoluyla dava açıldığını kabul etmek mümkün değildir. Dolayısıyla taşınmazda paydaş olan davalı ...'a karşı sonraki tarihli satış nedeniyle ön alım ... kullanılamaz.
4. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
5. O hâlde (1) numaralı uyuşmazlık yönünden direnme kararı bozulmalıdır.
B. (2) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede;
1. Somut olay incelendiğinde; dava konusu taşınmazın kök muris Müslim oğlu ... mirasçıları adına kayıtlı iken tüm mirasçıların 28.05.2008 tarihinde taşınmazı satış yoluyla dava dışı ...'e devrettikleri, dava dışı ...'in satış edinme sebebine istinaden taşınmazın tam maliki olduktan sonra 21.11.2013 tarihinde satış yoluyla 1/8 hisseyi davacı ...'a devrettiği, uyuşmazlığa konu 1/8 hisseyi de 24.12.2015 tarihinde satış yoluyla davalı ...'a devrettiği görülmüştür.
2. Davacı iş bu pay satışına ilişkin süresinde davalı aleyhine ön alım davası açmış ve ön alım hakkına istinaden davalı ... adına kayıtlı payın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... ise, ...'in aile dostu olduğunu, taşınmazda yapılması planlanan mimari proje ve benzeri işlemlerin tek elden yürütülmesi için bedelsiz olarak temlikte bulunduğunu, bahsi geçen projenin gerçekleşmemesi nedeniyle kendisine inanılan konumunda olan ...'in hissesini kendisine iade ettiğini, gerçek bir satışın bulunmadığını, bu durumu bilen davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Somut olay ve dosya kapsamına göre, davalı ... vekilinin ikinci cevap dilekçesi ekinde bulunan ... tarafından davalı ...'a gönderilen 20.12.2015 tarihli e-posta içeriği incelendiğinde; "...o mülkün yeni yıla girmeden (2015 içerisinde) 1/8 hissesinin sana satışının gerçekleşmesinde fayda görüyorum...Dolayısıyla 1/8 hissenin benim mülkiyetimde kalmaya devam etmesi ilerde sana bu işin maliyetini çok artıracak.....gibi senin de bu aşamada devir işlemini halledip mülküne sahip çıkmanda fayda var..." şeklinde ifadelerin bulunduğu görülmüş, dava dışı ...'in tanık olarak mahkeme huzurunda alınan yeminli beyanında da, ... ailesi tarafından dava konusu olan taşınmazın satın alınması hususunun kendisine teklif edildiğini, tapuda satış işlemi yapıldığını ancak ..., ... ve ... Hanım ile ...n hisselerini herhangi bir bedel ödemeden üzerine aldığını, çünkü bu hisselerin tekrar onlara geri verileceğini, taşınmaz üzerinde bir bina yapılmasının düşünüldüğünü, binayla ilgili kendisinin müteahhitlik yapma durumunun olduğunu, hatırladığı kadarıyla bu işlemin 2008 yılında yapıldığını, kendisinin daha sonra para vermediği hisse sahiplerine kendi hisselerini iade ettiğini, ancak tapuda satış işlemi olarak gösterildiğini, gerçekte satış işlemi yapılmadığını, satışta para alınmadığını, para alışverişi olmadığını beyan etmiştir. Yine 24.12.2015 tarihli ve 13234 numaralı resmî senette ... vekili olan ... da mahkemece alınan beyanında, ... ile benzer açıklamalarda bulunmuştur.
4. Dolayısıyla dava konusu taşınmaz üzerinde bina yapımının düşünüldüğü, ...'in inşa edilecek binanın müteahhitliğini yapma durumunun söz konusu olduğu, bu amaçla taşınmazın devredildiği, ...'e her ne kadar tapuda satış şeklinde devir işlemi yapılmış ise de mirasçılar ..., ..., ... ve...'a hisseleri karşılığında herhangi bir satış bedelinin ödenmediği, ...'in bu kişilere ait hisseleri ileride geri verilmek üzere emaneten herhangi bir bedel ödemeksizin üzerine aldığı, inşaat işinin gerçekleşmemesi nedeniyle aldığı hisseleri yine bedelsiz olarak sahiplerine iade ettiği, davalı ...'a yapılan devir tapu kaydında satış olarak gözükse dahi gerçekte önceki payının iadesi niteliğinde olduğu kanaatine varılmakla bölge adliye mahkemesince davalı ... yönünden verilen karar yerindedir.
5. O hâlde (2) numaralı uyuşmazlık yönünden direnme kararı onanmalıdır.
E. Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin, başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi göz önüne alındığında ... aleyhine açılan eldeki davada, davacının 13.02.2015 tarihli ve 1584 yevmiye numaralı satış için ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, ancak davalı ...'ın dava konusu taşınmazda ilk kez 07.07.2014 tarihinde 1/8 pay satın alarak paydaş olduğu, eldeki dava iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış ise de davalının 07.07.2014 tarihinde satın aldığı pay bakımından davacının ön alım talebinde bulunduğuna dair dava dilekçesinde herhangi bir açıklamanın yer almadığı, taşınmazda paydaş olan davalı ...'a karşı sonraki tarihli satış nedeniyle ön alım ... kullanılamayacağı" gerekçesiyle davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, depo edilen 1.183.200,00 TL ön alım bedelinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde nemaları ile birlikte davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin 3. kişi olduğunu, akrabalık ilişkisi bulunmadığını, satışların gerçek olduğunu, her iki satış için de ön alım hakkının talep edildiğini, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ..
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VIII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.