Logo

7. Hukuk Dairesi2025/658 E. 2025/1272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortaklığın giderilmesi davası devam ederken, davacının taşınmazdaki muhdesatın kendisine ait olduğunun tespitini talep etmesi üzerine muhdesatın aidiyetinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının muhdesatı inşa ettikten sonra taşınmazda paydaş olmasının sonuca etkili olmadığı ve davacının muhdesatın tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespitine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1914 E., 2024/1639 K.

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

İLK DERECE MAHKEMESİ :...1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/73 E., 2022/9 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak veriken karar bir kısım davalılar vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin miktar yönünden reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davaya konu 1199 parsel numaralı taşınmazda paydaş olduğunu, davaya konu taşınmazda ortaklığın giderilmesi için...2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/230 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasının açıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı betonarme yapıyı 1992 yılında paydaş olmadan önce, hissedarlarla anlaşarak inşa etmeye başladığını, 1995 yılında tamamladığını, hemen sonrasında ise garaj, sera ve odunluk inşa ettiğini, yine taşınmazdaki 2 adet erik, 1 adet armut, 3 adet kirazın da kendisi tarafından dikildiğini belirterek tüm bu muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; yapı için kendilerinden izin alınmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli kararıyla; dava konusu muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilebilmesi için, muhdesatın davacı tarafın tapuda paydaş olduğu tarihten sonra meydana getirildiğinin kanıtlanması gerektiği, davacının tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28.05.2024 tarih ilamı ile; dava konusu 1199 numaralı parsel hakkında...2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/230 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, muhdesatın aidiyeti davasını açmakta hukuki yararının bulunduğu, davacının dava konusu muhdesatları inşa etmesinden sonra çekişmeli taşınmazda paydaş olmasının sonuca etkili olmadığı, muhdesatlardan kalıcı nitelikte olanlarının belirlenerek işin esasına göre karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu muhdesatları inşa etmesinden sonra çekişmeli taşınmazda paydaş olmasının sonuca etkisi olmadığı, İlk Derece Mahkemesince muhdesatlardan kalıcı nitelikte olanlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ancak Mahkemece davacıdan fazla harç tahsilinin isabetsiz bulunduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında davanın kısmen kabulü ile...İli, Merkez İlçesi,... köyü, 1199 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 18.10.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 127,00 m2 yüzölçümlü iki katlı betonarme evin, B harfi ile gösterilen 28,00 m2 yüzölçümlü garajın, C harfi ile gösterilen 28,00 m2 yüzölçümlü odunluğun davacı ... tarafından yaptırıldığının tespitine,...İli, Merkez İlçesi,... köyü 1199 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 18.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen 20-25 yaşlarında 1 adet armut ağacı, 20-25 yaşlarında 2 adet erik ağacı ve 20-25 yaşlarında 3 adet kiraz ağacının davacı ... tarafından meydana getirildiğinin tespitine, D harfi ile gösterilen 15,00 m2 yüzölçümlü sera sökülüp götürülebileceğinden açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından muhdesatın pay satın almadan inşa edildiği, paydaşlardan izin alınmadığını, davacının akrabaları da olmadığını, devrin beklentisini meşru kılacak haklı bir durumun olmadığını, 16 yıl haksız işgalci olan davacının anılan kararla kullanımının meşru olacağını, sebepsiz zenginleşme davasının açılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla ve özellikle C harfi ile gösterilen odunluğun oturum alanının hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 63 m2 olarak tespit edilmesine rağmen hüküm fıkrasında 28 m2 olarak gösterilmesinin yerinde düzeltilebilir maddi hata olduğu görülmekle; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.