"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2031 E., 2024/224 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/247 E., 2022/136 K.
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve duruşmalı inceleme talebi değerden reddedildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili Alaşehir ilçesi ... Mahallesinde 107 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2/B uygulama çalışması yapıldığını, bu çalışmalarda müvekkilleri olan davacıların malik sıfatıyla zilyetliklerinde bulunan büyük bir alanın orman sınırları dışına çıkarıldığını, fakat orman sınırları dışına çıkarılan bu alanın zirvesini oluşturan O.S. 13924 - O.S.13926 noktaları arasındaki 414,97 m2'lik yerin orman sınırları içinde bırakıldığını, orman sınırları içinde bırakılan dava konusu bu yerin de dört tarafındaki yerler gibi orman vasfını kaybettiğini ileri sürerek, Uzunalan Devlet Ormanı içinde kalan anılan yerin orman alanından çıkarılmasına ve tüm çevresini kapsayan arazi ile bütünleşip 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasına dahil edilmesine, bunun mümkün olmaması durumunda bu yerin müvekkilleri davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece (Alaşehir 1. Asliye Hukuk) Mahkemesi'nce, 18/06/2018 tarihli ve 2018/185 Esas, 2018/372 Karar sayılı kararla. tescil talebi yönünden tefrik kararı verilmeksizin, her iki talep yönünden de davanın Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu kararın istinaf edilmeksizin 07/09/2018 tarihinde kesinleşmesi ve davacı vekilinin süresi içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunması üzerine, yargılamaya Salihli Kadastro Mahkemesi'nin 2018/60 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilerek bu dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, davacıların açılan davada aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 16 ncı Hukuk Dairesinin 16/01/2020 tarihli ve 2019/949 Esas, 2020/52 Karar sayılı kararıyla; "... orman sınırları dışına çıkarma işleminin, yasa gereği ancak Hazine adına yapılabileceği, yerleşik Yargıtay kararlarında, orman sınırları dışına çıkarma işleminin ancak Hazine adına yapılabilmesi nedeniyle şahısların, orman tahdidi içerisinde kalan bir taşınmazın, 2/B madde uygulamasına konu edilmesini, taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasını istemekte hukuki yararlarının bulunmadığının, aynı konuda idareyi zorlayıcı şekilde dava açamayacaklarının kabul edilmekte olduğu, bu nedenle mahkemece, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarma talebi yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi çalışmalarında, şahıslar adına mülkiyet tespiti ve tescil işlemi yapılması mümkün olmadığından, askı ilan süresi içinde açılsa bile, mülkiyete ilişkin tescil taleplerinin Kadastro Mahkemesinde değerlendirilmesi imkanının bulunmadığı, tescil talebi yönünden Asliye Hukuk Mahkemesi'ne karşı görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmesi gerekirken, bu talep yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmeden, sadece orman sınırı dışına çıkarma talebi yönünden davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, görev hususu kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği " gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının açıklanan yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/(1)-a/3-5-6 ve 355. maddeleri gereğince mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası Salihli Kadastro Mahkemesi'nin 2020/8 Esas sırası üzerinde yapılan yargılama sırasında 10/03/2020 tarihli tefrik kararı ile taşınmazın 2/B uygulamasına tabi tutularak orman sınırları dışına çıkartılmasına yönelik talebin anılan Kadastro Mahkemesi dosyasında tutulmasına, tescil talebinin anılan Kadastro Mahkemesi dosyasından tefrik edilmesine karar verilmiş ve tescil talebine ilişkin davanın Kadastro Mahkemesi'nin 2020/9 Esas sırasına kaydedilmesinden sonra 19/03/2020 tarihli ve 2020/9 Esas, 2020/23Kkarar sayılı kararla, Alaşehir Asliye Hukuk Mahkemesine karşı görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararının istinaf edilmeden kesinleşmesi ve davacı vekilinin yasal süresinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunması üzerine, tescil talebine ilişkin dava dosyası Alaşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiş ve eldeki esas sırasına kaydedilmiştir.
Davalılar cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Tescili talep edilen taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan ve orman sayılan yerlerden olduğu, yine dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmadığı, taşınmazın bulunduğu yerin evveliyatının orman sayılan yerlerden olduğu, 1977 yılı memleket haritasında taşınmazın tamamında funda ve maki bitki örtüsünün bulunduğu, 3116, 4875 ve 6831 sayılı orman yasalarının 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, Alaşehir Tapulama Mahkemesi’nin 12.02.1965 Tarih 1962/1286 Esas,1965/100 karar nolu ilamı ile orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tespitin iptal edilerek tapulama harici bırakıldığı" gerekçesiyl,e davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "Dava konusu taşınmazın yörede 1961 yılında yapılan tesis kadastrosunda 1398 parsel numarası ile dava dışı ... ... ve müşterekleri adına tespit edilen taşınmaz kapsamında kaldığı, orman idaresi tarafından açılan tespite itiraz davası ile Alaşehir Tapulama Mahkemesinin 07/04/1965 tarihinde kesinleşen, 12/02/1965 tarih, 1962/1286 esas-1965/100 karar sayılı kararı ile orman olarak tapulama harici alanda bırakıldığı, mahkemece yapılan keşfe katılan ... mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporu ile, dava konusu taşınmazın ilk olarak 1968-1971 yılları arasında yapılıp kesinleşen seri bazlı orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde bırakıldığı, 28/02/2018'de ilan edilen 2/B uygulamasında orman sınırı dışına çıkartılmadığının tespit edildiği; 30/03/2018 tarihinde açılan davanın 6831 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, davanın esastan reddine karar verilmesinde isabet görülmediği" gerekçesiyle ve kamu düzenine ilişkin kurallarının da dikkate alınması suretiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin olup, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1961 yılında yapılan arazi kadastrosu, 1968-1971 yılları arasında seri bazda yapılıp ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 2018 yılında yapılarak ilan edilen evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon, hükmen orman olan alanların kadastrosu ve herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ile 6831 sayılı Kanun' un 2/B madde uygulaması ve 2019 yılında yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek-4 üncü maddesi çalışmaları mevcuttur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usûl ve kanuna uygun olup, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Peşin alınan 427,60 harcın onama harcı olarak mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.