"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2018/4 E., 2021/27 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı ... vekili ile davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Erzurum ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 28 parsel sayılı 1.333.313.59 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır.
Davacı ... dava dilekçesinde; tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kendine ait yerlerin Erzurum ili ... ilçesi ... Köyü 144 ada 28 sayılı parsel içerisine dahil edildiğini öne sürerek, kadastro tespitinin iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu davanın reddine dair önceki karar Yargıtay tarafından sair temyiz itirazları reddedilmek suretiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle ; ".. davacı tarafın delil olarak tapu kayıtlarına da dayandığı açıklanarak, davacıya dosyaya sunduğu tapu kayıtlarından hangisine dayandığını bildirmesi için süre verilmesi, dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin varsa haritası ve tüm oluşum belgeleri ile birlikte getirtilmesi, davacıdan tapu malikleri ile arasındaki akdi ve irsi ilişkiyi ispatlamasının istenilmesi, tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin belirlenmesi, revizyon görmüş ise uygulandığı parselin tespit tutanak örneğinin getirtilmesi, mahallinde yeniden komşu köylerden seçilecek elverdiğince yaşlı, davanın sonucundan yararı bulunmayan yansız yerel bilirkişileri ve tarafların gösterdiği tanıklar ile refakate alınacak fen bilirkişisi marifetiyle keşif yapılarak dayanılan tapu kaydının dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının tespit tutanağı ile çeliştiği takdirde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatı ile dinlenmesi, fen bilirkişisine keşfi izleme olanağı veren rapor ve kroki düzenlettirilmesi, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalısı ..." gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli 144 ada 28 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile karara ekli krokide ''A1'' harfi ile gösterilen 18.380,00 m2 yüzölçümlü yerin çayır vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle Kadastro Kanunu madde 13/A-c hükmüne istinaden ... (ölü) adına davacının dayanak yaptığı tapu kaydındaki hisseler göz önünde bulundurularak tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazdan geriye kalan 1.314.933,59 m2 yüz ölçümlü alanın mera vasfı ile tespit gibi mera özel siciline kaydına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk Derece Mahkemesince, davacının dayandığı 1290 tarihli ve 62 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu ve davalının taşınmazı tapu kaydına istinaden zilyetliğinde bulundurduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; yerleşik yargısal içtihatlara göre, bir kaydın bir yere uyduğundan (aidiyetinden) söz edilebilmesi için, köy ve mevkisinin yanında en az üç sınırının uyduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Davacıların dayandıkları Temmuz 1290 tarih ve 62 sıra numaralı 20 dönüm yüzölçümündeki tapu kaydının hudutları " küçük dere ", " tarikiam ", " burun" okumakta olup, kayıttaki yazılı bu hudutlar isimsiz yerler olduğundan bu sınırların her yerde bulunabilecek sınırlar olduğu, bu nedenle gayri sabit sınırlar ihtiva eden söz konusu tapu kaydının uygulama kabiliyetinin bulunmadığı göz önüne alındığında, davacının dayandığı tapu kaydının, dava konusu taşınmaza uyduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır. Öte yandan, çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu dosya kapsamı ile sabit olup, zilyetlikle kazanılması da mümkün değildir.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı ve taşınmazın mera vasfında olması nedeniyle zilyetlik yoluyla kazanılmasının hukuken mümkün bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine ve çekişmeli 144 ada 28 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;
Davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
59,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 368,30 TL'nin temyiz eden ...'dan alınmasına,
Peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ile davalı ... Başkanlığına ayrı ayrı iadelerine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 22.10.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.