Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2775 E. 2024/6896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın uygulama kadastrosu sonucu yüzölçümünün eksilip eksilmediği ve bu eksikliğin komşu parsel sahiplerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosunda taşınmazlar arasında sabit bir sınırın bulunmadığı ve uygulama kadastrosu paftası ile tesis kadastrosu paftası arasında uyumsuzluk olduğu, ayrıca teknik bilirkişi raporlarına göre Hazine'ye ait parselin sınırları içinde olması gereken alanların komşu parsele dahil edildiği gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1523 E., 2024/242 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/22 E., 2023/20 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Nevşehir ili Gülşehir ilçesi Emmiler köyü çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 164 ada 80 parsel sayılı 39.107,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla 36.768,48 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 164 ada 45 parsel sayılı 53.123,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı ada ve parsel numarasıyla 53.449,19 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında Hazine'ye ait Nevşehir ili Gülşehir ilçesi Emmiler köyü 164 ada 80 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin davalılara ait 164 ada 45 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, yüzölçümü eksikliğinin giderilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... dava konusu taşınmazın 1955, 1983, 1984 yıllarına ait hava fotoğraflarında kullanım olarak sınırlarının belli olduğu ve bir bütün halinde kullanıldığı, dava konusu taşınmaz olan 164 ada 80 parsele kuzey sınırından komşu olan 164 ada 45 parsel nolu taşınmaz ile olan sınırında tesis kadastrosunda fotogrametrik pafta sureti üzerine hazırlanan sınırlandırma krokisindeki sınırlar ile tesis kadastro pafta sınırlarının uyumlu olduğu, krokisindeki sınırlar ile tesis kadastro pafta sınırlarının uyumlu olmasından dolayı ölçü, sınırlandırma ve tersimat hatasının olmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 22-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın mevzuatına uygun olarak yapıldığının bildirildiği, dava konusu sınırların sabit olduğu ve uzun yıllardır bu şekilde kullanıldığının anlaşıldığı, davacının davasını ispat edemediği ..." gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazların uygulama tespitleri gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hükme karşı, davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 22-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın mevzuatına uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçeyle davacı Hazinenin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Şöyle ki; teknik bilirkişi raporlarına göre, davacı Hazineye ait 164 ada 80 parsel sayılı taşınmazın davalılara ait 164 ada 45 parsel sayılı taşınmaz ile olan sınırında tesis kadastrosunda fotogrametrik pafta sureti üzerinde hazırlanan sınırlandırma krokisindeki sınırlar ile tesis kadastrosu pafta sınırlarının uyumlu olduğunun, krokisindeki sınırlar ile tesis kadastrosu paftası sınırları uyumlu olmasından dolayı ölçü, sınırlandırma ve tersimat hatası görülmediğinin, 3402 sayılı Kanun' un 22.a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro paftasındaki sınır ile tesis kadastrosu paftasındaki sınırın uyumlu olmadığının (farklı olduğunun), bu farkın nedeninin tesis kadastrosu pafta sınırı ile keşif esnasında zeminde görülen sınırın birbiriyle uyuşmamasından kaynaklandığının, krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen alanların 164 ada 80 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer aldığının ve bu parselle bütünlük gösterdiğinin belirlendiği, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihte taşınmazlar arasında sabit kabul edilebilecek bir sınırın mevcudiyetinden söz edilmediği, esasen tesis kadastrosu ölçü krokisinde taşınmazlar arasında sabit sınıra ilişkin özel işaretlemeninde yapılmaması nedeniyle taşınmazlar arasındaki sınırın geçerli sınır olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, uygulama kadastrosu ile eldeki mevcut tesis kadastrosu paftasından hareketle yeni pafta oluşturulacağı, dava konusu taşınmazlar arasında davacı Hazineye ait taşınmaz aleyhine azalma olduğu görülen kısımda, tesis kadastrosu sırasında sabit kabul edilebilecek her hangi bir sınırın bulunmadığı, tesis kadastrosu tarihinden sonraki tarihli hava fotoğraflarının uygulama kadastrosunun değerlendirilmesinde esas alınamayacağı, buna göre, eldeki davada, tesis kadastrosu sonucu oluşan sınırlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmadığı ve tesis kadastrosu ile oluşan sınırların esas alınması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirmesi sonucunda davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.