"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/202 E., 2024/431 K.
KARAR : Davanın direnme ve reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/495 E., 2018/210 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.03.2018 tarihli ve 2017/495 Esas, 2018/210 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 24.10.2023 tarihli ve 2021/14743 Esas, 2023/5490 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Düzce ili Akçakoca ilçesi ... Köyü 119 ada 4 parsel sayılı 9520,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz fındık bahçesi vasfıyla tapuda davalı adına kayıtlıdır.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları dışında kalmasına rağmen evveliyatı itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince "davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu Düzce ili ... ilçesi ... Köyü 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro fen bilirkişisi ... 'in 09.03.2018 tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen 5.470,60 m2 lik kısmı yönünden davanın reddine, dava konusu Düzce ili Akçakoca ilçesi Sarıyayla Köyü 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Fen Bilirkişisi ... 'in 09.03.2018 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.180,85 m2 lik kısmı ve (B) harfi ile gösterilen 1.869,36 m2 lik kısmı yönünden davanın kabulü ile orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline" karar vermiş, davacı ... davalı tarafından İstinaf Yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince "dava konusu taşınmazın 1948 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında kaldığı ve davalı yararına zilyetlikle kazanma koşulu oluştuğu gerekçesiyle davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.03.2018 tarihli ve 2017/495 Esas, 2018/210 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b.3 üncü maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacı Hazinenin davasının reddine" karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairenin 24.10.2023 tarihli ve 2021/14743 Esas, 2023/5490 Karar sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında özetle; "Dava dosyasının incelenmesinde, yöredeki orman kadastrosunun 1948 yılında yapıldığı, yapılan orman kadastrosuna ilişkin 04.06.1948 tarihli Bolu ilinin Akçakoca ilçesine bağlı ... Köyünün Dağkahnası, Yatakyeri, ... tarlası ve ... Mahallesi civar ormanlarının tahdit ve tesciline mütedair umumi mazbatada "Bu köy hududu dahilinde bulunan Devlet ormanlarının aynı kaza hududu dahilinde bulunan diğer ormanlarla irtibat ve iltisakı bulunması dolayısıyla mesaha-i sathiyesi henüz tespit edilememiş, köy arazi camiası içinde bulunupda Devlet lehine tahdit edilen ve krokide yerleri gösterilen ormanların mesaha-i sathiyesi 188 hektar bulunduğu arazi camiasının vüsatı ise mülasık köylerin arazi camiası ile birleşmiş bulunması dolayısıyla bu cihetinde henüz tespit edilmesine imkan bulunmadığı" ifadesine yer verildiği, yine 05.06.1948 tarihli Bolu ilinin Akçakoca ilçesine bağlı Kurugöl Köyü ve Mahalleleri civar devlet ormanlarının tahdit ve tesciline mütedair Umumi mazbata hulasasında "köy hududu dahilinde bulunan Devlet ormanlarının aynı kaza hududu dahilinde bulunan diğer ormanlara irtibat ve iltisakı bulunması hasebiyle vüsatı henüz tespit edilememiş, yalnız köy arazi camiası içinde kalıp da Devlet namına tahdit edilen orman parçalarının vüsatı 188 hektardan ibaret olduğu" ifadesine yer verildiği, orman kadastro evraklarının ve haritasının tetkikinde söz konusu çalışmalarda yalnızca eylemli durumu orman olan taşınmazlar ile ormana bitişik olan taşınmazların hukuki durumlarının tayin ve tespit edildiği, ve köy hududu dahilinde bulunan bir kısım ormanın ise incelemeye tabii tutulmadığı, anlaşılmış olup yörede yapılan bu orman kadastrosununda seri bazda yapıldığı, dava konusu taşınmazın, bahsedilen orman kadastro çalışmalarında orman sınırları dışarısında bırakıldığı, bilahare 1975 yılında aplikasyon ve 2 nci madde çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro sırasında senetsizden davalılar adına tespit gördüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin 1944 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu ve böylece 13.07.1945 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4785 sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (4785 sayılı Kanun) uyarınca dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin Devletleştirmeye tabii olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararında emsal olarak gösterilen Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/1409 Esas, 2020/3928 Karar sayılı kararı incelendiğinde, mezkur davaya konu taşınmazın ilk kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı, bilahare 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca kadastroya tabii tutulduğu, yörede 1948 tarihinde seri bazda orman kadastro çalışmaları yapıldığı bilahare 1988 tarihinde de aplikasyon ve 2/B madde çalışmaları ile evvelce orman sınırları dışarısında kalmış ormanların kadastrosunun yapıldığı ve taşınmazın her iki orman kadastrosu çalışmasında da orman sınırları dışarısında bırakıldığı anlaşılmış olup, gerek taşınmazın ilk kadastro sırasında orman olarak tespit harici bırakılması ve bilahare 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca kadastroya tabii tutulması gerekse 1948 yılında yapılan seri bazdaki orman kadastrosundan sonra 1988 yılında, orman kadastrosuna tabii tutulması hususları birlikte değerlendirildiğinde temyize konu taşınmaz ile aynı hukuki durumda bulunmadığı, kaldı ki Yargıtayın muhtelif dairelerinin yerleşmiş uygulamalarına göre Hazine tarafından bir taşınmazın kamu malı olduğu iddiasıyla her zaman dava açılabileceği, Hal böyle olunca, dava konusu taşınmaz hakkında Hazinece orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılan eldeki davada, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümlerinin 1944 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğunun belirtildiği gözetilerek davanın taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümleri yönünden kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına karşı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunun 4785 sayılı kanun gözetilerek yapıldığı ve seri bazda olmadığı, taşınmaz için geçerli bir orman kadastrosu yapıldığı ve taşınmazın kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı ve orman kadastrosunun kesinleştiği tarihle kadastro tespit tarihi arasında geçen süre ve taşınmaz durumu değerlendirildiğinde davalı lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu açıklanarak, bozma ilamına karşı direnilmesine ve davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun seri bazda yapıldığı, (orman kadastrosunun seri bazda olduğuna Dairemiz bozma ilamında yazan hususların doğru olduğu) ancak dava konusu taşınmazın bu çalışmada orman sınırında bitişik halde orman sınırları dışında bırakıldığı, ilgili orman sınır noktalarına (5758 o.s.) ilişkin çalışma tutanakları okunduğunda dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın orman sayılmayan yer olarak değerlendirilip ilk tespit maliki ile aynı soyadını taşıyan "... " tarlası olarak tarif edilmek sureti ile orman sınırları dışında bırakıldığı, dolayısı ile çekişmeli taşınmaz açısından geçerli bir orman kadastrosu yapıldığının ve taşınmazın orman sınırı dışında kaldığının kabulü gerektiği, orman sayılmayan yerlerden olan taşınmaz için kadastro tespit tarihine kadar davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşulları oluştuğu, hal böyle olunca, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda yazılı değişik gerekçelerle ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2024 oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.