"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3527 E., 2024/566 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/142 E., 2019/301 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kullanım kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu İstanbul İli Sultanbeyli İlçesi Ahmet Yesevi Mahallesi çalışma alanında bulunan 120 ada 26 parsel sayılı taşınmaz, 417,18 m2 yüzölçümünde, bahçe vasfıyla, 28.09.2010 tarihli kadastro işlemi ile Hazine adına tescil edilmiş olup, beyanlar hanesinde "6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır" ve "iş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki 1 ve 2 katlı bina ...'in kullanımındadır" şerhi bulunmaktadır.
Davacı ..., davalı ... ile birlikte 1988 yılında 1/2 hisse olarak dava konusu 120 ada 26 parsel sayılı taşınmazı satın aldıklarını, 417,18 metrekarelik yerin yarısının kendisinin olması gerekirken davalının bu yerin tamamını kendi üzerine yazdırdığını belirterek davalı ile beraber satın aldıkları yerin 1/2 hissesinin davalı adına olan kaydın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı davacı ile birlikte ortak satın aldıklarını, sonrasında davacının bir kısım yeri kendisine sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli ve 2016/142 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, İstanbul ili Sultanbeyli İlçesi Ahmet Yesevi Mahallesi 120 ada 26 parsel sayılı dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki "işbu taşınmaz bahçe ve üzerindeki bir ve iki katlı bina ...'in kullanımındadır" şeklindeki kullanım şerhinin iptali ile "işbu taşınmazın 130 metrekarelik kısmı ...'ın, 287,18 metrekarelik kısmı ise ...'in fiili kullanımındadır" şeklinde şerh verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, dava konusu taşınmazın tapu kaydında olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, karara karşı davalı Hazine vekili ve katılma yolu ile davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli ve 2021/568 Esas, 2021/1131 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, dahili davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın devri sağlanmamış ise de İdarece yapılan satış işlemi iptal edilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine, Daire'nin 18.05.2022 tarihli ve 2021/16583 Esas 2022/4691 Karar sayılı ilamı ile, '... somut olayda, her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın devri sağlanmamış ise de idare tarafından dava konusu taşınmazın satış sözleşmesinin yapıldığı ve idarece yapılan satış işlemi de iptal edilmediği gerekçesi ile, Yerel Mahkemece verilen kabul kararı kaldırılarak, davanın usulden reddine karar verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, 4721 sayılı TMK'nin 705/1. maddesi; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." hükmünü amirdir. O halde, bahsi geçen madde uyarınca, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için tapu kütüğüne tescil şart olduğundan, idarece satış sözleşmesi yapılmış olması davanın dinlenme olanağını ortadan kaldırmayacağından, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış delillere göre işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi yanlış olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir... 'gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
Bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/1838 Esas 2022/1949 Karar sayılı kararıyla; iddia, savunma, mahallinde yapılan keşif, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre, davacının davalı gerçek kişi lehine şerh verilen taşınmazın keşfen belirlenen bölümünde tespit tarihi itibariyle kullanımının bulunduğu saptandığına göre, yerel mahkemece yazılı gerekçeyle kısmen kabul kararı verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile, dahili davalı Hazine vekili ile davacı vekilinin istinaf nedenlerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, bu defa Dairenin 08.11.2023 tarihli ve 2023/364 Esas 2023/5982 Karar sayılı ilamı ile ''...Somut olayda, İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.07.2019 tarihli ve 2016/142 Esas 2029/301 Karar sayılı davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 20.05.2021 tarihli ve 2021/568 Esas 2021/1131 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmış ve yeniden hüküm kurularak davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu defa, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozmaya uyularak yapılan inceleme sonunda istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen bu hükmün HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olduğu ortadadır. Şöyle ki, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm ortadan kalktığı gibi Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hüküm de Dairemiz bozma ilamıyla ortadan kalkmıştır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi sonucu yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmekle yetinilerek yeniden hüküm kurulmamış olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...'' gereğine değinilerek karar yine bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, yeniden hüküm tesisi ile; davanın kısmen kabulüne, İstanbul Sultanbeyli Ahmet Yesevi Mah. 120 ada 26 parsel sayılı dava konusu taşınmazın beyanlar hanesindeki "iş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki 1 ve 2 katlı bina ...'in kullanımındadır" şeklindeki kullanım şerhinin iptali ile "iş bu taşınmazın 130 metrekarelik kısmı ...'ın, 287,18 metrekare kısmı ise ...'in fiili kullanımındarır" şeklinde şerh verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ile katılma yoluyla davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.