Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4277 E. 2025/1739 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman kadastrosuna yapılan itiraz üzerine, belirli taşınmaz parçalarının orman sınırları içinde mi yoksa dışında mı kalacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa konu taşınmazın bazı bölümlerinin önceki kesinleşmiş orman kadastrosu ve mahkeme kararları ile orman sınırları içinde veya dışında kaldığı, diğer kısımlarının ise eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları tetkik edilerek orman sayılan yerlerden olduğu tespit edilerek davacıların ve diğer müdahil davacıların davalarının reddine, Orman İdaresinin davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş, Hazine'nin yasal hasım sıfatı bulunmadığından temyiz talebinin reddine, diğer temyiz taleplerinin ise reddiyle ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/1 E., 2023/78 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret-kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen Orman Kadastrosuna itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine Orman İdaresinin davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ve asli müdahil davacı ... İdaresi, davacılar, müdahil davacılar ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 31.12.1984 havale tarihli Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Silifke ... ... mevkiinde bulunan doğusu (2) nolu parsel, batısı orman, kuzeyi kısmen orman, kısmen yol, güneyi taşlık ve deniz ile çevrili 15 dönüm civarındaki taşınmazın malik ve zilyedi olduğunu, taşınmazın kadastro sırasında tapulama harici bırakıldığını, 1974 senesinde davacı tarafından malikinden satın alındığını, toplam 30 yılı aşkın süre malik sıfatıyla zilyet olduğunu, bu nedenle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil Orman İdaresi 24.12.1986 havale tarihli dilekçesi ile, taşınmazın orman olduğunu, bu nedenle orman olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil gerçek kişiler, dava konusu taşınmaz içindeki bölümleri satın aldıklarını, bu nedenle adlarına tescilini istemişlerdir.

Asli müdahil ... vekili; davaya konu taşınmazın sadece ½'sinin davacı ...'e satıldığını, kalan kısmının müvekiline ait olduğunu ve adına tescilinin gerektiğini beyanla davaya katılmıştır.

Yargılama sonucunda Mahkemece; davacı ve Orman İdaresi haricindeki müdahillerin davalarının reddine, Orman İdaresinin davasının kabulü ile 27.06.1997 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A), (B), (C), (D) harfleriyle gösterilen alanların orman vasfında Hazine adına tesciline karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 16.04.2002 tarih 2002/2273 E. -2002/3597 K. sayılı ilamı ile “Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden, gerçek kişiler tarafından tescil davasının 31.12.1984 tarihinde açıldığı, Orman Yönetiminin 22.12.1986 tarihinde davaya katıldığı, davanın devamı sırasında 3302 sayılı Kanuna göre herhangi bir şekilde orman sınırları dışında kalmış ormanlarda orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları yapılarak 23.05.1987 tarihinde ilan edildiği, davanın varlığının tahdidin kesinleşmesini önleyeceği,bu durumda davanın sınırlandırmaya itiraz niteliğine dönüştüğü, genel mahkemece tapu iptali, tescil yolundaki davanın orman tahdidine itiraz davasından ayrılarak, orman tahdidine itiraz yönünden görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuş ve Orman Kadastrosuna itiraz yönünden görevsizlik kararı verilerek dosya tefrik edilmiş ve yargılamaya Silifke Kadastro Mahkemesinin 2005/3 Esas sayısında devam olunmuştur.

Kadastro Mahekemesince Orman Kadastrosuna itiraz davası sonunda davacıların ve müdahil davacıların davalarının reddine, müdahil davacı ... İdaresinin davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ...'ın 03.05.2016 havale tarihli ek rapor ve krokisinde (B1) harfiyle gösterilen 8766,69 metrekarelik kısmın orman sınırları içerisinde bırakılmasına, (C) harfiyle gösterilen 1313,72 metrekarelik yer hakkında karar verilmesine yer olmadığına, (A) harfiyle gösterilen 4601,73 metrekarelik yer hakkında karar verilmesine yer olmadığına, (D) harfiyle gösterilen 2456,19 metrekarelik yerin orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm bir kısım müdahil davacılar vekilleri, Orman İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 21.11.2019 tarihli, 2019/2949 Esas, 2019/6846 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.

Bozma ilamında özetle; davalı Hazinenin Orman Kadastrosuna itiraz davalarında yasal hasım sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerektiği, Orman İdaresi vekilinin çekişmeli taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin temyiz itirazları yönünden bu kısmın Kadastro Mahkemesinin 1997/90 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu olan 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı bu kısım hakkında davanın tefriki ile Silifke Kadastro Mahkemesinin 1997/90 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği, Orman İdaresi vekilinin çekişmeli taşınmazın (D) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin temyiz itirazları yönünden; davacı tarafından açılan tescil davasına konu edilen kısım kapsamında kalan taşınmaz için Orman İdaresinin de çekişmeli taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfıyla, Hazine adına tescili istemiyle davaya müdahil olduğu, dava devam ederken yörede yapılan ve eldeki davaya konu olan Orman Kadastrosu çalışmalarında (D) harfli bölüm orman sınırları dışarısında bırakılmışsada, Orman İdaresinin bu bölüme yönelik davasının Orman Kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü halde Mahkemece bu husus gözönüne alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, bu sebeple taşınmazın eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılarak orman sayılan yerlerden olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, bir kısım müdahil davacılar vekilleri ile Orman İdaresi vekilinin çekişmeli taşınmazın (A) ve (B1) harfi ile gösterilen kısımlarına ilişkin temyiz itirazları yönünden, yörede yapılan 1744 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosu sırasında 11.11.1975 tarihli çalışma tutanağı ile OS 6 ila OS 9 numaraları ile Ekimtepe Devlet ormanı ismi ile sınırlandırılan alan orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman sınırları içerisine alındığı, bunun dışındaki alanın %10 eğimli orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtildiği, söz konusu çalışmanın 04.03.1981 tarihinde ilan edilerek askı ilan süresi sonunda kesinleştiği,bilahare 1985 yılında 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanuna göre yapılan Orman Kadastrosu sırasında 18.10.1985 tarihli çalışma tutanağı ile yeniden yapılan sınır tespiti sonucunda OS 1 ila OS 14 numaraları ile sınırlandırılan alan orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman sınırları içerisine alındığı, evvelce 1975 tarihinde yapılan çalışmalarda tesis edilen OS 1 ila OS 8 numaralı orman sınır noktaları yeni tespit edilen alanın içerisinde kaldığından iptal edildiği, ancak bu çalışma 3302 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği için ilan edilmediği, 1987 yılında 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişen hükümlerine göre Orman Kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları yapılarak 2896 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmaların 3302 sayılı Kanun maddelerine uygun olduğu belirtilerek söz konusu çalışmanın 23.05.1987 tarihinde ilan edilerek askı ilan süresi sonunda kesinleştiği, Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 1744 sayılı Kanuna ve daha sonra 6831 sayılı Kanuna göre yapılan Orman Kadastrosundaki durumlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, keza Silifke Kadastro Mahkemesinin taşınmaz bölümlerine ilişkin 1992/91 Esas -1992/346 Karar sayılı dava dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli kroki denetlemeye elverişli şekilde zemine uygulanmadığı,bu sebeple yenden keşif yapılarak taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırlarına ve Silifke Kadastro Mahkemesinin 1992/91 Esas -1992/346 Karar sayılı dava dosyasına göre konumlarının bel,rlenmesi gerektiği, 1744 sayılı kanun uyarınca yapılan çalışma ve Kadastro Mahkemesi ilamı kapsamında olmayan taşınmazlar için eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları incelenmek sureti ile taşınmazın niteliğinin belirlenmesi gereğine değinilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacıların ve müdahil davacıların davalarının reddine, müdahil davacı ... İdaresinin davasının kısmen kabulüne kısmen reddine,

a)Dava konusu taşınmazın 18.08.2023 havale tarihli ek rapor ve krokisinde (B-1) harfiyle gösterilen 8763,975 metrekarelik kısmın orman sınırları içerisinde bırakılmasına, (A) harfiyle gösterilen 4604,426 metrekarelik yer hakkında karar verilmesine yer olmadığına (Bu kısmın Silifke Kadastro Mahkemesinin 1992/91 Esas ve 1992/346 Karar sayılı dosyası ile orman sayılmayan yer olduğuna dair kesin hüküm bulunduğu), (D) harfiyle gösterilen 2360,507 metrekarelik yerin orman sınırları içerisinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ve asli müdahil Orman İdaresi, davacılar, müdahil davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Mahkemece ek karar ile davalı Hazine yönünden daha önce verilen hükme ilişkin temyiz itirazlarının taraf sıfatı olmaması nedeni ile temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği açıklanarak temyiz talebinin reddine karar verilmiş, davalı Hazine tarafından ek karar ayrıca temyiz edilmiştir.

Dava, Orman Kadastrosuna itiraza ilişkindir.

Taşınmazın bulunduğu yörede 1976 yılında 766 sayılı Kanuna göre arazi kadastrosu, 1975 yılında başlanarak 1981 yılında kesinleşen 1744 sayılı Kanuna göre Orman Kadastrosu ve 1985 yılında başlanarak 1987 yılında ilan edilen Orman Kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları bulunmaktadır.

1- Davalı Hazine vekilinin 12.12.2023 tarihli ek kararı temyizi yönünden;

İlk Derece Mahkemesince, davalı Hazine vekilinin esasa ilişkin hükme karşı temyiz başvurusundan bulunulmasından sonra verilen 12.12.2023 tarihli ek karar ile eldeki davanın tescil davasından tefrik edilerek Kadastro Mahkemesine aktarılan Orman Kadastrosuna itiraz davası olup, Hazine tescil davasında yasal hasım ise de Orman Kadastrosuna itiraz davalarında Hazinenin yasal hasım sıfatı bulunmadığı, bu haliyle taraf sıfatı bulunmayan Hazinenin hükmü temyiz hakkı bulunmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmişse de; temyizden feragat dilekçesinin değerlendirilerek bu yönden bir karar verme yetkisi Yargıtaya ait olup bu konuda İlk Derece Mahkemesinin karar verme yetkisi bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2023 tarihli temyiz başvurusunun reddine dair ek kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı Hazinenin Mahkemenin 27.10.2023 tarihli ve 2020/1Esas, 2023/78 Karar sayılı kararı temyizi yönünden; gerçek kişiler tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde 31.12.1984 tarihinde açılan tescil davası devam ederken yörede Orman Kadastrosu yapılması üzerine, Orman Kadastrosuna itiraza dönüşen kısmına ilişkin tefriken görevsizlik kararı üzerine görülmekte olan eldeki davada, Hazinenin yasal hasım sıfatı bulunmadığı anlaşılmış olup, bu haliyle taraf sıfatı bulunmayan Hazinenin hükmü temyiz hakkı bulunmadığına göre, Hazinenin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.

3- Davacıların ve asli müdahillerin, davalı ve asli müdahil Orman İdaresinin temyiz itirazları yönünden; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının Kadastro Mahkemesinin 1992/91 Esas ve 1992/346 Karar sayılı dosyada orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilen ve kesin hüküm kapsamında bulunan yer olduğu, aynı raporda B1 harfli kısmının 1981 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, (B2-D) harfleri ile gösterilen kısımlarının eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre yoğun şekilde maki ve kızılçamlar ile kaplı orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına, dava Orman Kadastrosuna itiraz davası olup Hazinenin taraf sıfatı olmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 Sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı ve asli müdahil Orman İdaresi, davacılar, müdahil davacılar vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına,

(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

(3)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacıların, asli müdahillerin, davalı ve asli müdahil Orman İdaresinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nim temyiz eden asli müdahil ..., ...'den ayrı ayrı alınmasına,

269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 345,55 TL'nin temyiz eden davacı ... vd. Ayrı ayrı alınmasına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2025 tarihinde oybirliği ile karar verildi.