Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4861 E. 2025/1359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastrosu tamamlanmış ve sonrasında 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı yapılmış bir taşınmazın belirli bir bölümünün kendi fiili kullanımında olduğu iddiasıyla açılan itirazın iptali davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ortaya koyacak herhangi bir delil sunamaması, taşınmazın boş arsa niteliğinde olması ve davacının taşınmazın yerini dahi tam olarak tespit edememesi nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararları, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/92 E., 2024/679 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/950 E., 2021/385 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 123 ada 13 parsel sayılı 663.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2003 yılından beri ... Işık'ın kullanımında bulunduğu şerhi verilerek bahçe Hazine adına tespit edildikten sonra davacılar ..., ... , ... ve ...'ün çekişmeli taşınmazın kendi fiili kullanımlarında olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı açmış oldukları davalar birleştirilerek İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesince 2010/1045 Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli 123 ada 13 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile yerine "taşınmazın 26.11.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda (B3) harfi ile gösterilen 156.07 metrekare yüzölçümündeki bölümünün 2003 yılından beri ..., (A3) ile gösterilen 54,71 metrekare yüzölçümündeki kısmı 1986 yılından beri ..., (El) harfi ile gösterilen 146,66 metrekare yüzölçümündeki bölümü ...'un fiili kullanımındadır." şerhinin yazılmasına, taşınmazın diğer hususlarda kadastro tutanağında yazılı biçimde tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve iş bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 13.04.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

Bilahare 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun)

uyarınca yapılan satışlar sonucunda taşınmazın 5471/66378 hissesi 29.05.2018 tarihinde ...'e; 15607/66378 hissesi aynı tarihte ...'ya; 7333/33189 hissesi 06.11.2019 tarihinde ...'a satılarak adlarına kayden tescil edilmiş; bakiye 15317/33189 hisse ise Hazine uhdesinde kalmıştır.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın dava dilekçesine ekli krokide gösterilen 93,41 metrekarelik bölümünün vekil edeninin fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "somut davada tüm dosya kapsamı itibarıyla dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğe delalet edecek iz ve emarenin yer almadığı, taşınmazın boş arsa niteliğinde olduğu, davacının burayı kullanmadığı, her ne kadar keşif tutanağına geçmemişse de keşif mahallinde davacının dava konusu yer olarak mahkemeye başka bir yeri gösterdiği, mahalli bilirkişilerin davacıyla yaptıkları görüşmede dava konusu yerin davacının gösterdiği yer olmadığı, keza mahalli bilirkişiler ve davacının yaptıkları görüşmeler neticesinde dava konusu yerin tespit edildiği, bu bağlamda davacının dahi dava konusu taşınmazı tam olarak bilmediği, taşınmazın davacının zilyetliğinde bulunmadığı ve davacı tarafından kullanılmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.