Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4864 E. 2025/1352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında olduğu iddiasıyla açılan davada, davacının zilyetliğini ispat edip edemediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro çalışmaları sırasında itirazda bulunmaması, tanık beyanları dışında kullanımını ispatlayacak delil sunmaması ve bilirkişi raporunun da davacı iddiasını desteklememesi gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/569 E., 2024/1213 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/548 E., 2021/277 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

2010 yılında yapılan kullanım kadastrosu sonucunda, İstanbul ili Beykoz ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 195 ada 21 parsel sayılı 5.660,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı ve taşınmaz ve üzerindeki iki katlı ev ve ahırın 20 yıldan beri ...'ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımda bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda özetle; "...davacının 2010 yılında mevcut kadastro tespiti sırasında dava konusu yerin kendisine ait olduğunu ileri sürmediği, davacının bu yerin kendisine ait olduğu iddiasına yönelik tanık beyanı dışında başkaca delil bildirmediği, davacı tanıkları dava konusu yerin ve davacı adına yazılan yerin tarafların murisine ait olduğunu, davalıya daha fazla yerin yazıldığını iddia etmiş iseler de; dosya da mevcut veraset ilamına göre muris ... 'ın 28/10/2013 tarihinde vefat ettiği, kullanım kadastrosu tespitinin yapıldığı sırada ise hayatta olduğu ve sağlığında yapılan kullanım kadastrosu çalışmalarına bir itirazının bulunmadığı, muris tarafından kullanım kadastrosu sırasında davalıya veya diğer mirasçılara yapılan bir devir işleminin de esasen söz konusu olmadığı, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/857 Esas sayılı dosyadasında bulunan 30.11.2017 tarihli raporda; "..195 Ada 21 parsel içerisinde bulunan 2 katlı evin doğusunda ekli krokide mavi renkle gösterilen 340 m2'lik alan tel çit çekilmek suretiyle bahçe olarak kullanıldığı tespit edilmiştir." ibaresine yer verildiği, davacıya ait komşu parsel sınırlarında kaldığı veya o parselin davacı tarafından kullanıldığına dair bir ibareye yer verilmediği, 28/10/2019 tarihinde Harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun da 'zeminde davacının gösterdiği sınıra göre' yapılan ölçüm sonucunda krokide A hargi ile gösterinen 1124,55m2 kısmın 195 Ada 22 parsel tasarrufçusu tarafından kullanıldığının belirtildiğini, davacının iddiası dışında dava konusu alanın kullanım kadastrosundan önce kendisinin kullanımında olduğunu ispata yarar herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediği..." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olup İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun'un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.