Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5217 E. 2024/7359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmazlar üzerinde davacıların zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, zilyetliğin kazanılma şartlarını tespit etmede hava fotoğrafları gibi delilleri değerlendirmeden eksik inceleme yapması ve tarafsız bilirkişi dinlememesi, ayrıca tespit tarihinden önceki zilyetlik durumunu araştırması gerekirken güncel durumu esas alması bozmayı gerektiren bir maddi hata olarak değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2013/57 E., 2017/5 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ... ile müdahil ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2017/3491 Esas, 2021/3252 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı ... tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Sivas ili Divriği ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 27, 28, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60 ve 453 parsel sayılı sırasıyla muhtelif yüzölçümlü taşınmazlardan 27, 28, 30, 31, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 46, 47, 48, 49, 50, 52, 55, 59, 60 ve 453 parsel sayılı taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek önce mera vasfıyla sınırlandırılmış, bilahare 24.10.1987 tarihli ek edinme sebebi başlıklı belge ile bu taşınmazlara komşu taşınmazların dayanak kayıtlarında mera hududunun bulunmadığı, sicillerde yapılan araştırmada bu bölgeye ait mera kaydının bulunmadığı, parseller arasında sınır işaretlerinin bulunduğu, zaman zaman kişilerce işlendiği, ancak son 10-15 yıldır bir kullanımın bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfıyla, çekişmeli 32, 33, 34, 35, 45, 51, 53, 54, 56, 57 ve 58 parsel sayılı taşınmazlar ise tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacılar ... ile ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, 7. Hukuk Dairesi’nin 13.11.2012 tarihli ve 2011/7936 Esas, 2012/7884 Karar sayılı kararı ile "usule aykırı olarak kurulan keşif ara kararının kesin sürenin sonuçlarının uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı" gereğine değinilerek bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında müdahiller ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazları 2/3 hissesinin murisleri ... ...’ya, kalan hissenin ise davacıların murisine ait olduğu iddiasına dayanarak taşınmazların 2/3 hissesinin murisleri ... ... mirasçıları adına hisseleri oranında tescili istemiyle davaya katılmışlardır.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "yapılan keşif ve keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanları, ziraat bilirkişisi raporları ve mahkeme gözlemi de dikkate alındığında davaya konu olan parsellerin uzun yıllardan beri ekilip biçilmediği üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmadığı ve bu haliyle üzerinde çıkan bitki yapısı da dikkate alındığında meraya özgü yapıda bitkilerin olduğu kendileri yararına zilyetlik şartı ve ihya koşulları oluşmadığı" gerekçesiyle davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve müdahil ... tarafından temyiz edilmiş, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2017/3491 Esas, 2021/3252 Karar sayılı ilamı hüküm onanmış, onama ilamına karşı davacı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar ... köyü çalışma alanında tespit görmüş ise de komşu ... köyü sınırına çok yakın ya da bitişik halde bulundukları, tespit tutanaklarının edinme sebebinde, taşınmazların öncesinde kendi köylerinin merası olduğu, 1974-1977 yılları arasında kendi köylerinden muhtelif şahıslar tarafından sürüldüğü sonra ara verildiği, 1984 yılından itibaren ise komşu Karasan köylülerinden olan davacılar tarafından sürülüp ekildiğinin belirtildiği görülmektedir.

Davacı tarafın komşu ... köyü nüfusuna kayıtlı ve ... köyünden olduğu halde, Mahkemece 2016 tarihinde yapılan keşifte aralarında menfaat çatışmasının bulunabileceği gözetilmeden ... köyünden yerel bilirkişilerin dinlenildiği, kadastro tespitinin 1989 yılında yapıldığı ve bu nedenle zilyetlikle iktisap koşullarının 1989 tarihi itibariyle oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerektiği halde, 1989 tarihinden önceki durumu aydınlatma yönüyle hava fotoğraflarından yararlanılmaksızın 2016 tarihinde yapılan keşif sonucunda güncel durumu değerlendiren ziraat bilirkişi raporuna göre karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/Mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 1989 yılından geriye doğru farklı tarihlerde çekilmiş tüm stereoskopik hava fotoğrafının tarihleri de açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan taşınmazlara komşu köylerde ve taşınmazların bulunduğu köyde yaşayan şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek üçer kişilik mahalli bilirkişi kurulu, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun katılımıyla dava konusu taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek ve her bir parselle ilgili mahkeme hakiminin gözlemi tutanağa geçirilmek suretiyle yeniden keşif yapılması; yapılacak bu keşifte, tespit tarihinden geriye doğru 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesindeki zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılması; mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazların sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı, taşınmazların kullanımlarına ara verilip verilmediği, önceki niteliklerinin ne olduğu, evveliyatları itibariyle kadim mera vasfında olup olmadıkları, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmedikleri, edilmişlerse ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı, dava konusu taşınmazların sınırlarında mera varsa zaman içinde sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı ve mera ile taşınmazlar arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılması; yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli; fen bilirkişisinden, taşınmazlar ile mera alanları arasında doğal yada yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını belirten ve dava konusu taşınmazların geçmişteki ve kadastro sınırlarındaki değişmelerini irdeleyen, taşınmazların sınırlarında ve üzerinde kalan dere, yol, me vs. sınırlarını gösteren, somut bulgulara ve bilimsel esaslara dayanan, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita / kroki hazırlaması istenilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazların tamamının veya bir kısmının zilyetlikle iktisap edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerinin ne olduğunu, kamu orta malı mera vasfı taşıyıp taşımadıklarını, meradan açılıp açılmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, mera ile davacıların iddia ettiği taşınmazlar arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını açıklayan, zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini somut verilerle ortaya koyan, taşınmazların birbirleriyle ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini açıklayan, önceki keşiflerde alınan ziraatçi bilirkişi raporunun da değerlendirildiği ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor hazırlanırken, dava konusu taşınmazların birbirleriyle ve komşu parsellerle arasındaki sınırları gösterir şekilde, mümkün olduğunca farklı yön, açı ve yükseklikten fotoğrafları çektirilerek, fotoğrafların hangi taşınmaza ait olduğunun açıklanması ve fen bilirkişisinin yardımı ile çekişmeli taşınmazlarla komşu parsellerin sınırlarının fotoğraflar üzerinde gösterilmesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış tüm deliller değerlendirilmek ve hükmün gerekçesinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece bu hususların yerine getirilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken maddi hataya dayalı olarak onandığı bu kez karar düzeltme incelemesi sırasında anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

(Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2017/3491 Esas, 2021/3252 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye irad kaydına,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.