"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/510 E., 2023/3036 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Saray (Tekirdağ) Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/13 E., 2021/35 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosun itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, Hazine aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan, Tapu Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ÇÇerkezköy Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca 2017 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında, tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 2688 parsel sayılı 110.390,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 905 ada 2 sayılı parsel numarasıyla 109.880,22 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 2689 parsel sayılı 238.352,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, yeni 906 ada 2 parsel numarasıyla 201,540,17 metrekare yüzölçümlü olarak ve eski 2222 parsel sayılı 1.875,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, yeni 913 ada 51 parsel numarasıyla 1671,10 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonu tarafından red edilen davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkili olan davacı Belediyeye ait Tekirdağ ili Çerkezköy ilçesi ... Mahallesi 905 ada 2, 906 ada 2 ve 913 ada 51 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiş; yargılama sırasında 20.09.2021 tarihli dilekçe ile Kadastro Müdürlüğünü davaya dahil etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " dava konusu ve komşusu olan parsellerin zemindeki mevcut kullanım durumları ile 3402 sayılı Kanun' un 22/a maddesi çalışması sonucunda dava konusu taşınmazın yüzölçümü bakımından azalışının, esasen parsellerin sınırlarının değiştirilmesinden değil ilk tesis kadastrosu esnasında kullanılan ölçü tekniği, sınırlandırma, ölçü, hesaplama ve diğer teknolojik farklılıklardan kaynaklandığının tespit edildiği, sonuç olarak 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince yapılan çalışmalarla bu hataların giderildiği ve bu çalışmanın mevzuata ve usulüne uygun olarak yapıldığı " gerekçesiyle, ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, davalı ... Müdürlüğü aleyhine açılan davanın ise esastan reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararı ile; "... dava konusu taşınmazların tapulama çalışmalarının 1970 tarihinde yapıldığı, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına göre tapulama sonucu oluşan kadastro paftasının ve 3402 sayılı Kanun' un 22/A maddesi çalışması sonucu oluşan kadastro paftasının birebir aynı olduğu, herhangi bir farklılık bulunmadığı, davacının taşınmazında meydana gelen miktar azalmasının 1970 yılındaki ölçü tekniği ile teknolojinin ve alan hesaplama yönteminin teknik yönden yetersiz oluşundan kaynaklandığı, komşu parsel sınırlarında herhangi bir değişiklik olmadığı ve buna göre, davanın reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı .." gerekçesi ile davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacı ... Başkanlığından alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.