Logo

8. Hukuk Dairesi2024/575 E. 2024/2967 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılan kadastro tespitine itiraz ederek, taşınmazın kendisinin ve davalının birlikte kullanıcısı olduğunu iddia etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki sözleşme, tanık beyanları ve keşif sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda davacının taşınmazı davalı ile birlikte kullandığını tespit ederek, ilk derece mahkemesinin davayı kabulüne dair kararını ve bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/247 E., 2022/122 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asilye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/247 E., 2022/122 K.

Taraflar arasındaki dava, 7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un (7143 sayılı Kanun) Geçici 1 inci maddesi kapsamında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek-4 üncü maddesi hükümlerine göre yapılan fiili kullanım kadastrosu tespitine itiraz ile davacı ve davalının taşınmazın birlikte kullanıcısının olduğunun tespitine ilişkin olup yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi Adil Mahallesi 8739 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın 7143 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi hükümlerine tabi tutularak, kullanıcısının ... olarak tespit edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesini özetle; kadastro çalışmaları sırasında Adil Mahallesi 8739 ada 14 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki yapının üst katını müvekkilinin inşaa ettiğini, taşınmazın 1/2 sinin 2001 yılından beri müvekkilinin kullanımında olduğunu, taşınmaz üzerindeki 22 kapı nolu binanın 2. katının (22/1/1 daire numaralı) tamamının müvekkilinin kullanımında olduğunu beyan ederek müvekkili adına kullanıcı şerhi verilmesini istemiştir.

Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava konusu taşınmazın tamamının zilyedi ve tapuda tam hisseyle hak sahibi olduğunu, davacının, müvekkilinin iradesine aykırı olarak dava konusu taşınmazda hukuka aykırı olarak tasarruflarda bulunduğunu beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından davalı Belediyeye ödenen arsa vergisi makbuzları, taraflar arasında imzalanan 16.05.2011 tarihli Gayrimenkulün Zilyetlik Devir Sözleşmesi, mahkememizce yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ile davacı tanıkları beyanlarına göre dava konusu taşınmaz üstündeki 2 katlı betonarme yapı ve arsasının 5 yılı aşkın bir süreden beri (yaklaşık 2011 yılından bu yana) ... oğlu ... ile birlikte ... oğlu ...'ın fiili kullanımında ve zilyetliğinde olduğunun anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince istinaf taleblerinin esastan reddine karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi kararı temyiz edilmiştir.

Dava, 7143 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi kapsamında 3402 sayılı Kanunun'un Ek-4 üncü maddesi hükümlerine göre yapılan fiili kullanım kadastrosu tespitine itiraz ile davacı ve davalının taşınmazın birlikte kullanıcısının olduğunun tespitine ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.